https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

İZMİR MARŞI EŞLİĞİNDE BEYAZ BAYRAK AYNA

Okunması Gerekenler

Çok pis şekilde son iki topta kaybedilen Kızılyıldız deplasmanı sonrası, ölüm kalım mücadelesiydi bu maç sarı lacivertliler adına.. Allah korusun olası bir mağlubiyet “daha önümüzde çok uzun bir yol olsa da” F8’de saha avantajını getirecek ilk 4 şansını fazlasıyla zora sokacaktı benim bakışımla….

Tam Bogdan döndü, Bennett geldi ve ALL STAR haftası arasıyla takım az da olsa ilk kez dinlenme fırsatı buldu diye düşünürken, sezon başından bugüne dek dili dışarda her maç 30+ dakika oynayan en efektif uzunu Ekpe Udoh sakatlığı ile sarsılmıştı Fenerbahçe..

Ama “takım olmak” böyle bir şey işte! Nasıl geçen seneki Real Madrid serisinde Vesely yokken olağan ritimlerinden sapma olmadıysa, bu akşam da öyle oldu maçın hikayesi..

Pazartesi akşamı Pire deplasmanında ezeli rakiplerine karşı kazanılan kupa maçının morali ile İstanbula gelen Atina temsilcisi neye uğradığını şaşırdı ve maçın başlama düdüğünden sonuna kadar tek kelimeyle sürklase oldu.

Maça gelirsek; çok sert başladık ve başladığımız gibi de bitirdik.

Nunnaly üçlüğüyle girdiğimiz maçın bir saniyesinde bile geri düşmeden çeyreği 27-16, devreyi de 16 sayı farkla 44-28 önde kapattık.

Özellikle maçın ilk 15 dakikasından 40 sayı çıkarttık ki, match up’i çok zor bir 5 numara olan Singleton ve Mike James haricinde sadece 6 sayı bulabildiler ilk iki periyod toplamında..

Herkes Udoh yokluğunda Bennett’i beklerken, parkeye giren Ahmet takıma sadece enerji getirmekle kalmadı, süre aldığı 9 dakikada yaptığı 6 sayı, 2 ribaund, 1 asistle X faktörü oldu devrenin..

16-8 ribaund ve 10-6 asist farkları skora da net şekilde yansıdı ve ilk çeyreğe 11 sayı sığdırarak fişi erkenden çeken Datome performansını da gözardı etmemek lazım.

3.çeyrek hem takım hem seyircide düşen konsantrasyon maçın temposunu düşürürken, 16-17 ile biten çeyrek sonrası 60-45 girdik final periyoduna..

2 dakika içinde 20 sayıya çıkan fark sonrası maç bitmiş ve akıllarda sadece Atina’da yenen 11 sayının altına düşürmemek kalmıştı açılan makası. Kalan sürede farkın erimesine izin vermedik ve 84-63 kazanmayı başardık, öncesinde kağıt üstünde “hele de Udoh yokken” çok zorlu gözüken karşılaşmayı..

Calathes’in 1/8 isabet ve 2 sayıyla bench’e yollattık ki (kariyeri boyunca ilk kez bir karşılaşmayı eksi 5 verimlilik puanı ile bitirdi), onu kitleyince rakibin atardamarını da kesti sarı lacivertliler. Son 2 Euroleague maçında 8’i üçlük 46 sayı çıkartan Rivers “maçın koptuğu son dakikalar haricinde” tıkandı kaldı.

İtalyan yıldız Gentile de 2 sayıda kaldı ve yine kendine oynayıp düzen dışına çıkmakla kalmadı, takımı da çekti yanına.. Bir başka skorer Fedleine de 4 sayı bulabildi sadece.

Rakip köşedeki tek etkili isim olan Mike James bulduğu 25 sayıyla maçın en skorer ismi olurken, biz 6 oyuncudan Verimlilik Puanında ve 5 ayrı isimden de çift haneli rakam-skorlar bulduk ki özellikle Ahmet, 15 dakikaya sıkıştırdığı 13 sayı, 4 ribaund, 2 blokluk performansı ile “gecenin adamı” oldu diyebiliriz.

Savunması zayıf, yaşlı ve ağır ayaklı Bourousis haricinde gerçek bir 5 numarası olmayan rakiplerine karşısında, alçak posttan başlayan her hücumda maden buldu sarı lacivertliler. Obra’nın çizdiği kara deliğe çare bul-a-madığı gibi, Calathes’i bench’te çürütme inadı dışında, çıkarttığı birbirinden uyumsuz 5’lerle de ekmeğimize yağ sürdü Xavi Pascual.

İstatistiklerdeki ezici üstünlük zaten çok net gösteriyordu bizlere bu gecenin özetini; 32-21 ribaundlar, 20-13 asistler ve Index Rating toplamındaki 105-56…!

Topu çok iyi dolaştırabilen Yunan ekibini toplamda 13 asistte tuttuk ve sert savunmamızla Panathinaikos’un sadece %38 saha içi isabetle oynamasını sağladık.

Atılan 21 sayı fark da Euroleague’de “Fenerbahçe adına” sezonun en farklı galibiyeti olurken, yenilen 63 sayı da savunma anlamında, 18 hafta itibarıyla ilk sıraya yerleşti.

Datome 16 sayı, Pero Antic 8 ribaund ve Bodganoviç de 5 asistle takımımız adına üç ana istatistiğin liderleri olurken, merakla beklenen Anthony Bennett ise süre almadı.

Her maç 2 puan değerinde diye gözükse de, bazı maçlar çok net bir tık atar ve 3 puana sıçrar malum sebeplerden dolayı.. Ve 11 sayıyla kaybettikleri Oaka deplasmanı rövanşında ‘’olası bir ikili averaj durumunda avantajı ellerine alıp’’ abartısız şekilde 3 puanla ayrıldı sarı lacivertliler attıkları 21 sayı farkla (84-63).

Ve yine geldik Euroleague’in en sert, 48 saatte iki maç haftalarından birine.. Salı akşamı Kazan deplasmanı ve sonrasında Perşembe gecesi Ülker Arena’da ezeli rakip Galatasaray..

Bogdan’ın dönüşü ve Bennett transferi ile dar rotasyon bir anda 9-10’lara çıktı ve “çağırıp, nazar değdirmeyelim” yeni bir sakatlık yaşamazlarsa artık çok daha dengeli bir kadro var Obradovic’in ellerinde “hele de gecenin flaş ismi Ahmet hep böyle oynarsa..!”

Obradovic demişken de, sadece bugün değil tüm Fenerbahçe tarihinin “teknik direktör-coach-antrenör özelinde” üzerinde hemfikir olduğu belki de yegane ismin 100.Euroleague maçıydı bu kulüp çatısı altında ve 70.galibiyetini aldı büyük usta..

Umarız bu rakam 200-300 hatta 400-500’lere kadar çıkar ve basketbol kariyeri Fenerbahçe’de biter bu toprakların gördüğü ve göreceği en büyük basketbol dehasının..

Yazımızı de Fenerbahçe’nin olmazsa olmazı büyük coach’tan Türkiye’nin “yegane” olmazsa olmazına geçerek, Mustafa Kemal Atatürk ve artık Ülker Arena tribünlerinde gelenekselleşen tarihi İzmir Marşı ile bitirelim!

Tebrikler Fenerbahçe..

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: burak.belgen@abcspor.com

twitter: @BurakBelgen

Son Haberler

OLMUYOR

Bütün maçlarımız bıçak sırtı. Kalmadı kredimiz. Sürekli ölüm kalım için sahaya çıkıyoruz. Böyle olunca da öne geçmek şart stresi azaltmak için. Yapamadık...

Benzer Konular