https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

AYHAN YILDIZ İLE GALATASARAY VE TÜRK SPORUNA DAİR

Okunması Gerekenler

KAAN ILHAN

Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli spor adamlarından biri olan, Galatasaray Avrupa Federasyonu kurucu ve ikinci başkanı Sayın Ayhan Yıldız ile geçtiğimiz günlerde çok önemli bir sohbet gerçekleştirdik. Yaklaşık 3 ay boyunca bu röportaj için sessiz bir diplomasi yürüttüm ve bu röportajı hayata geçirdim. Uzun zamandır kimseye röportaj vermeyen Sayın Ayhan Yıldız hocama davetimi kırmayarak bana bu röportajı verdiği için ayrıca şükranlarımı sunuyorum.

Ayhan Yıldız

Gelin şimdi röportajımızın detaylarına bakalım:

Öncelikle bizlere kendinizi tanıtır mısınız? Ayhan Yıldız kimdir?

İş adamıyım, 1976 senesinde Artvin’in Arhavi ilçesinden Almanya’ya gittim. 9-10 yaşlarında Almanca ‘mı geliştirmek için futbol hayatına başladım. O günden bugüne hep futbolla meşgul olan birisiyim. Çok iyi bir Galatasaraylıyım. Galatasaray benim için en önemli tutkulardan bir tanesi.

Birçok organizasyon düzenlediğiniz ve kendiniz hem Türkiye’ye hem de Avrupa’ya bu sayede tanıttınız. Almanya süreciniz sizin hayatınızdaki en önemli kırılma noktası. Bizlere bu sürecinizden bahseder misiniz?

Tabii.. Kendimi tanıtır kende ifade ettiğim gibi ben ve çevremdeki bütün isimler Galatasaraylıyız ve biz kendi aramızda karar vererek Galatasaray’ı Almanya’ya getirmek burada çok büyük bir hava yakalamak ve yakalatmak istedik. Biz ekip olarak bunun bütün yönlerini araştırdık yani ‘Galatasaray’ı Almanya’ya nasıl getireceğiz’? Ve karar verdik turnuva düzenlemeye. Hem Galatasaray’ı hem Fenerbahçe’yi hem de Trabzonspor’u ikna ederek burada turnuva düzeldik sizin de sorunuzda belirttiğiniz gibi benim için en önemli kırılma noktalarından biriydi.

Bu dönemde bu turnuvanın konseptini nasıl belirlediniz. Takımlarımızı ikna etmede nasıl stratejiler belirlediniz?

Öncelikli olarak şunu söylememek gerekir, o günden bugüne Avrupa’da böyle bir turnuva olmamıştır Kaan bunu belirtmem gerekir. Turnuvayla ilgili soruna devam edecek olursam turnuvanın ismi ‘Gurbet Kupasıydı’… Bu organizasyonda biz çok büyük para kaybettik bunu da ilerleyen sohbetimizde sana bahsedeceğim. Galatasaray ile bu organizasyon için 150.000 Mark, Fenerbahçe 200.000 Mark, Trabzonspor’da 300.000 Mark’tan aşağıya gelmeyiz demişti bize çünkü seyirci çok olacaktı. Bize en büyük yanlışı bu süreçte Adnan Sezgin yaptı hiç unutamıyorum ve hiçbir zaman hakkımı helal etmedim ona. Süreci de anlatayım; biz bu organizasyonu televizyonlarda da yayınlatmak istedik çünkü iyi bir gelir elde edecektik o sırada Adnan Sezgin ile şöyle bir diyalog geçti aramızda;

Adnan Sezgin: Bu turnuva çok ciddi bir turnuva Ayhan ne yapacaksınız?

Ayhan Yıldız: Televizyona pazarlayacağız.

Adnan Sezgin: Siz yayınları pazarlayamazsınız zor olur paranızı alamazsınız bırakın biz sizin için satalım.

Ayhan Yıldız: Tamam, televizyona siz satın biz zaten paramızı biletlerden çıkaracağız.

Adnan Sezgin: Ayhancığım bu maçlara 50.000 seyirci gelir dedi.

Bu konuşmadan hemen sonra Adnan Sezgin bize sizden 150.000 Mark’ı da istemiyoruz dedi. 50.000 Mark’ta üstüne verdi ve bize organizasyonda bizimle iyi ilgilenin dedi.

Biz o arada Almanya’da Galatasaray – Fenerbahçe maçına kaç kişi gelir onu hesaplamaya başladık. O dönemde de 150.000 Mark ihtiyacımız var bütün takımların masraflarını ödedik. ,

Hiç unutmuyorum Almanya’ya tam gideceğiz beni o zaman Fenerbahçe başkanı Ali Şen’di Ali ağabey beni aradı ve şunları söyledi

Ali Şen: Ayhancığım televizyon yayınlarını biz size verdik de sen Galatasaray’a vermişsin yayınları e şimdi ne olacak?

Ayhan Yıldız: Başkanın Galatasaray turnuva için para almadı ama.

Ali Şen: Ayhancığım bizde para almasaydık üstüne iki mislide para veririm. Ayhancığım biz bu paraya oynamayız.

Başkanla bu görüşmeden sonra biz Adnan Sezgin’in yanına gittik.

Ayhan Yıldız: Fenerbahçe turnuvaya gelmekten vaz geçti ne yapacağız? Siz yayını çok büyük paralara satıyormuşsunuz?

Adnan Sezgin: Yok Ayhancığım ne büyük paralar satması kim dedi daha kesinleşmedi…

Ben görüşmeden sonra Ali Şen’i aradım durumu anlattım daha maçlar satılmamış dedim ve bana biz geliriz ancak 200.000 Mark daha getirin dedi. Biz bu 200.000 mark için Almanya’da neyimiz var neyimiz yok ipotek ettik nasıl olsa seyirciden para gelecek biz buna güvenerek her şeyi ipoteğe verdik.

Maçların yayını içinde o zaman Galatasaray, Show TV ile anlaştı. Bizde bilet fiyatlarını yüksek tuttuk ki para çıksın e Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor oynuyor. Biz o zamanki en büyük stadı tuttuk Frankfurt’ta. Stat çok büyük olduğu için ya dolmazsa ihtimalini de düşünüyoruz bu ihtimalide ortadan kaldırmak için diskotekte işlettiğimiz için Hülya Avşar’ı ve Mahmut Tuncer’i getirelim dedik. Organizasyon başladı uzakta olan herkes televizyona kilitlendi biz 12.000 kişide kaldık. Turnuvayı böyle bitirdik ve 1.000.000 Mark zararımız oldu Kaan.

İnanılmaz üzüldüm siz anlatırken hayretle dinlediğimi keşke okurlarımızda görseydi bir kez daha geçmiş olsun. Peki, eğer siz Adnan Sezgin’le o ilk görüşmeyi yapmasaydınız belki de bu zarara girmeyecektiniz ne dersiniz?

Kesinlikle öyle. Eğer biz işi bağlasaydık televizyon zaten bizim paramızı verecekti. Orada İlker Yasin, Şansal Büyüka vardı ki beni iyi tanırlar benim ağabeylerimdir ve daha sonrada organizasyonlar yaptığımızda paramızı her zaman verdiler.

Bu elim olaydan sonra süreç sizler için nasıl devam etti?

Bu olaydan sonra iki ay herhangi bir şey yapmadık. Daha sonra İstanbul’a gelerek sevgili Ergun Gürsoy ile görüşmeye geldik. Durumumuzum kötü olduğunu ve bizlere yardımcı olmasını istedik kendisinden. Ergun ağabeyde bize bu işe devam etmemizi istedi çünkü bize sizin sayenizde para kazanıyoruz dedi. Ergün ağabey o kadar iyi bir insandır ki bana bundan sonraki süreçlerde de Galatasaray’ı emanet etti. Yaz, kış Galatasaray nerede kamp yapacaksa bunu biz belirledik. Borçlarımızı ödeme konusunda bize yardımcı oldu ve o günden bugüne Galatasaray her sene yaz kamplarını Avrupa’da Almanya’da yaptı.

 12741867_10153620886238025_3787685517401807564_n

Sayın Fatih Terim hocama gelmek istiyorum. Bende kendisiyle bu sohbetimizden yaklaşık 3 gün önce tanıştım benim için çok büyük bir rüya, hayal, gerçeğe dönüştü bu vesileyle de hocamıza bir kez daha saygılarımı ve sevgilerimi gönderiyorum. Sizin Fatih hocayla çok yakın bir birlikteliğiniz var Sayın Terim ile nasıl tanıştınız, kader ortaklığınız ne zaman başladı?

Öncelikle bu başarından ötürü de seni tebrik ediyorum kolay iş değildir hocayla tanışmak. Fatih hocamla tanışmamız hiç unutmama kamplarda olmuştu. Biz Sayın Fatih Terim hocamla 1997’den beridir tanışıyoruz. Tanışmamız ise 1997 yılında kamplarda olmuştur. Kamplara her takımı getirdiğimiz dönemlerde Fatih hoca yanıma gelip sen kimsin demişti ve bizim için hem tanışma hem de kader birliği böyle başlamıştı. Fatih hocayı ilk görür görmez zaten müthiş bir disiplini olduğunu o dönemlerde daha bizlere hissettirmişti.Sayın Fatih Terim hocamızla ailecek tanışıyoruz ve bundan da mutluluk duyuyoruz.

1999 yılında Sayın Fatih Terim hocamıza anlattığınız bir proje vardı onu bizlere detaylarıyla birlikte anlatır mısınız? Bu projenin önemi ülke turizmi içinde çok önemli bir mihenk taşı…

Elbette… Şöyle bir konuşma geçti Fatih hocamla aramızda…

Ayhan Yıldız: Türkiye’de kış aylarında bütün oteller kapalı ve kışın otellerde hiçbir müşteri yok.

Fatih Terim: Ne yapmayı düşünüyorsun?

Ayhan Yıldız: Fatih hocam Avrupa takımlarını Türkiye’ye getirmek istiyorum, Galatasaray kış aylarında gelir mi?

Fatih Terim: Biz geliriz.

Fatih Terim hocamdan onayı aldıktan sonra sevgili Kaan, ben Almanya’dan Borussia Dortmund, takımının antrenörüyle konuştum onları Antalya’ya davet etmek için ve benim davetimi kabul ederek Antalya’ya gelmeyi kabul ettiler. Ben hemen olaydan sonra Antalya’ya Belek’e gittim orada Bekir Aktaş ve Cem Kınay’ın otellerine… Herkese projeyi anlatmaya başladık işte Avrupa’dan takımlar gelecek kamp yapacaklar diye bize ilk önce kimse inanmadı (Gülerek) Biz daha sonra Gazeteciler Derneğine gittik içeri girdim ve kendimi tanıttım. Ben oradaki herkesi topladım hepsine yemek ısmarladım ama bunlar bana tuhaf tuhaf bakmaya başladılar. (Gülerek) Konuşmada aynen şunları söyledim Ben futbol turnuvası yapıyorum ve bunu da Antalya’da yapmak istiyorum bu organizasyonu da tüm Avrupa’da yayınlatacağım dedim. Oradakiler de bana bize yemek ısmarladın kafayı mı yedin dediler (Gülerek) Ve daha sonra gazeteciler bana inandı ve bunun haberini yapmak için adeta birbirleriyle yarıştılar. Büyük başlıklarla gazetelere manşetler verdiler ‘Artık kış aylarında oteller dolacak Antalya canlanacak’. Haberler oldu ve ben gazeteye çıktım. Bana inanmayan sevgili Bekir Aktaş ağabeyim otelinin reception’unu aramış ben oraya gittim ya benim için oraya gelen adam kart bıraktı mı diye (Gülerek) Velhasıl biz turnuvayı yaptık 3’lü turnuva oldu Almanya’da Dortmund, Türkiye’den Galatasaray ve Hollanda’dan Feyenord geldi.. Bu turnuva inanılmaz ses getirdi..

Sayın Fatih hocamızla ilgili şunu söylemem gerekir ki Fatih hoca bize o zamanlar yardımcı olmasaydı kış aylarında Antalya’da belki de olmayacaktı bu turnuva.. Fatih hocanın bize onay vermesi, projeyi beğenmesi ve bize el uzatması bizim için özelliklede benim için çok önemli bir motivasyondu. Fatih hoca sayesinde ülke tanımımızda kış aylarda gelişmesinde, otellerin dolmasında, her otelin sahalar yapmasında Fatih hocanın bize inanması ve güvenmesiyle gerçekleşti yoksa asla olmazdı.

 Bu turnuvaya gelen takımlar para aldılar mı?

  • Galatasaray: Bedava oynadı…(Galatasaray ‘ile ilgili şunu söylemek gerekir bu televizyon anlaşmasından Galatasaray o dönem paraya çok ihtiyacı olduğu dönemi ve 3.000.000 $ almıştı)
  • Feyenord: Otel ve ufak masrafları
  • Borussia Dortmund: Otel ve uçak masrafları

Galatasaray – Feyenord maçıyla ilgili çok önemli bir dipnotu paylaşmak isterim sizlerle;  Biz bu maçı Antalya’da zemin zedelenir diye oynatmadık ve Ali Sami Yen stadında oynattık… O maçta Feyenord soyunma odasında oyuncuların ne kadar değerli eşyaları varsa hırsızlar havalandırmadan girerek çaldılar. Hollanda temsilcisi bunu devre arasında fark etti… Kapının önünde güvenlik görevlileri olduğu halde içeri sızmışlar. Bu olaydan sonra Feyenord’lu oyuncular ikinci yarıya çıkmak istemedi. Bunu duyunca ben inanılmaz yıkılmıştım. Hiç unutmam Vali geldi ve o zamanki emniyet müdürü gelerek söz verdi ve biz bunları yakalarız siz sadece bunları maça çıkmaya ikna edin dedi. Zar zor ikna ettik yarım saat gecikmeli maça devam ettik. Bu maçı da Eurosport canlı veriyor ve Avrupa ‘da bu maçları yayınlatıyordu. Ertesi gün Feyenord’lu oyuncular uçağa tam binerken emniyet güçlerimiz hırsızları yakalayarak eşyaları kendilerine teslim etmişti çok mutlu olmuşlardı. (Gülerek)

Bu işin mutlaka turizmimize katkısı oldu. Bu katılardan bizlere bahseder misiniz? Başka hangi noktalara katkı sağladı?

Kış ayında Antalya’da turizm patladı. Oteller artık her yere saha yapmaya başladı. O günden bugüne Antalya’da her sene %100 oranında turizm artmaya başladı. Biz bu turnubadan sağladığım gelirleri de Karamürsel’deki Gazi Çocuk Vakfına bağışladıkç Şuan bile orada öğrenim gören çocuklarımız var. 1999 Depreminden sonra orası yerle yeksan olmuştu orayı düzelttik ve ülkemize kazandırdık.

Hükümetimizin bu konuyla ilgili sizlere bir teşekkürü oldu mu?

Evet oldu. O dönemde spor bakanımız olan Sayın Fikret Ünlü bana turizme katkılarımdan ötürü bir kupa vermişti.

Biraz filmi geriye sarmak istiyorum. Sayın Sadettin Saran ile mahkemeye taşınan bir olayınız var. Bu olayı bizlere anlatır mısınız?

Saadettin Saran, Fenerbahçe’yi fazla turnuvaya katmadık diye kendisinin sağ kolu olan Selim bey bize Efes Kupasını yapalım dedi. Sadettin Saran adeta bize yalvardı ortak olmak için. Biz onlara ortak olmadık onlar bize ortak oldular. Bu isimler bizlerden işleri öğrendiler ve bunlar Antalya belediye başkanı Bekir Kumluyla anlaştılar ve bizim saha anlaşmamızı bozuldular. Sadettin Saran bizi ekarte etti, turnuvayı kendi yapmak için stadyumu elimizden aldı. Stadyumu elimizden alınca otomatik olarak turnuva elimizden gitti. Saran yanlış yaptı ama bizim sözleşmemiz Antalyaspor ile olduğu için biz Antalyaspor u Mahkemeye verdik ve davayı kazandık ancak onlar temyize gittikleri için.  O günden bugüne davamız devam ediyor. Antalyaspor’a karşı davamızı kazandık, kazanmamıza rağmen temyize gittiler Sadettin Saran bizi ekarte ettiği için bizim Eurosport ile olan anlaşmamızda maalesef iptal oldu ki bizim Eurosport ile anlaşmamız 10 senelik bir anlaşmaydı oda iptal oldu ve çok üzüldük. Şunu da belirtmemiz gerekir ki; Türkiye’de ne kadar sağlam anlaşma yapsan bile bazen anlaşmalara uymuyorlar.

Sadettin Saran ve ekibinin kendilerince yaptıkları organizasyon başarıya ulaştı mı?

Hayır, bizler gibi yapamadılar. Hatta iki sene sonra bize tekrar geri dönerek organizasyonları yapar mısınız dediler bizde kendilerine zararımızı öderseniz düşünürüz dedik bunu karşılamadıkları için teklife sıcak bakmadım.

Sadettin Saran’a açtığını tazminat tutarı ne kadar?

Yaklaşık 1.500.000TL.

Galatasaray’la ilgili devam edelim. Siz 2000 yılında Galatasaray Stuttgartlılar Derneğini kurdunuz. Bu derneğin misyonu devam ediyor. Bu tarz derneklerin kurulma nedeni nedir? Kamuoyunda çokça merak edilen bir durumdur bu dernekler. Bunları bizlere açıklar mısınız?

Sizin de belirtmiş olduğunuz gibi biz bu derneği 2000 yılında kurduk. Herkes maça gitmek istiyordu, herkes bizeler bireysel olarak geliyor ve forma, bilet istiyor. Bizde dedik ki bir Galatasaray gecesi yapalım o zamanda Allah rahmet eylesin Özhan Canaydın başkanımızın yardımları vardı anlatılamayacak kadar büyük..  Bizde bu ve ileride kurulacak derneklerin hem Galatasaraylılara hem de Galatasaray’a maddi manevi destek olması istediğimiz için kurduk.

Derneğin edindiği misyon ve üye sayınız kaç?

Derneğin şu anda o günden bugüne 600 üye var. Maça gitmek isteyenlere kolaylıklar sağlıyoruz. 

Derneğe üye olma şartınız nedir?

Biz öncelikle ben her Galatasaraylıyım diyeni derneğe üye yapmıyoruz. Üye olmak isteyenin CV’sine bakarız. Maçı takip ediyor mu, izliyor mu? Gibi kriterler belirliyoruz.

Avrupa’da kurduğunuz başka dernekleriniz var mı?

Var bunlar;

  • Avrasya Derneği
  • Augsburg Derneği
  • Berlin Derneği
  • Frankfurt Derneği.

2014 yılında Galatasaray Avrupa Federasyonunu kurma fikri nasıl oluştu?

2014-2015 bu sene aralığında karar verdik ve Avrupa’da tek bir çatı altında toplanmamız lazım dedik, buradan hareketle de ‘Galatasaray Avrupa Federasyonunu’ kurduk. Burada başkanımız Yakup Teken’dir ikinci başkanda benim.

Bu yapıyı kurmanın ne gibi avantajları oldu?

Kulüp içerisinde karar alma veya verme daha kolay oldu. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, Galatasaray’ın son durumlarından dolayı bu yapı oturmadı maalesef. Bunlar Galatasaray yönetimiyle alakalı şeyler çünkü Galatasaray şuan iyi yönetilmiyor. Bilet konusunda dahi yanlışlıklar oluyor. Maalesef Avrupa Derneklerine bilet ayırmıyorlar atık.

Peki bilet ayırmama nedeni ne olabilir.?

Açık söylüyorum biletleri bir yönetici karaborsadan birilerine veriyor ve oradan bileti satıyorlar daha detaya girmek istemiyorum.

Federasyon olarak en büyük sıkıntınız nedir?

En büyük sıkıntımız bilet, Avrupa Federasyonuna bilet gelmemesi.

Fatih Terim hocamızla çalıştığınız dönemlerde bu tarz sıkıntılar olmadı doğru değil mi?

Kesinlikle öyle.

Rahmetli başkan Sayın Özhan Canaydın’la ilgili çok önemli şeyler söylediniz. Peki, Fatih hocanın ikinci döneminde iki isimle çalışma durumunuz nasıldı? Bu dönem siz ve ekibiniz için nasıl geçti?

Çok güzeldi… Hayatımızın en güzel çalışmalarını yaptığımız dönemdi.  Müthiş geceler yaptık, oluşturduğumuz kaynaklar üst düzeydeydi…

Sohbetimize sevgili kız kardeşiniz Ayşe Yıldız ile devam etmek istiyorum… Kendisiyle çok derin bir kader ortaklığınız var neler söylemek istersiniz?

Kendisi benim için çok ama çok değerlidir. Mükemmel bir eğitim geçmişi ve donanıma sahiptir… Mükemmel derecede İngilizce ve Fransa bilir. Ben organizasyonları yaparken kendisiyle Fransa’ya gitmiştik. Türkiye’deki yapılan ilk turnuvayı Fransa’da da yayınlatmak için. Fransızlar bize çok güvenmişlerdi ve ülkemizin o dönem tanıtın CD’sini devre arasında yayınlamışlardı bunlar bizim için o kadar önemli ve mutluluk verici olaylardır ki tarifi mümkün değil.

Şunu belirtmem gerekir ki ‘Biz çoğu zaman para kazanmadığımız halde çok mutluyduk. Çünkü sonunda her şeyin bir geri dönüşü oluyor. Bu dünyada biz her zaman hiç kimsenin yapmadığı ilkleri yaptık, o konuda çok ama çok mutluyum. Gelecekte insanlara bir örnek bıraktık. Herkesin görebileceği yaşayabileceği örnekler bunlar. Bu örnekleri çoğaltmaya yapılmamışları yapmaya devam edeceğiz…

Şuan Ayhan Yıldız olarak organizasyonlarda var mısınız?

Hiç yapmıyoruz çünkü yapan yapıyor… Öncelikle ben menajer falan değilim kimse bizi yanlış anlamsın. Ben şuanda gönüllü olarak Türkiye Futbol Federasyonu için çalışmalar yapıyorum. Bu çalışmalarım oyuncu bulma. Şuan Emre Mor’u keşfeden benim, Kerem Yavaşla birlikte sabahlara kadar kasetlerini izledik ve karar verdik Sayın Fatih Terim hocamızda uygun gördü ve aldı. Hakan Çalhanoğlu ’nu milli takıma ben geri aldım. Avrupa’da bir yasa değişikliği yaptırdım Yunus Mallı için ve onu da ben kazandırdım. (Yunus Mallı, Alman vatandaşıydı ve Türk vatandaşı yaptık.)

Bunu belirttiğiniz için ayrıca teşekkür ederim. Ben açıkçası konuya sizin girmenizi bekledim çok teşekkür ediyorum. Peki, bizim oyuncu kazandırma konusunda ne gibi sıkıntılarımız var?

Bizim en büyük sıkıntımız Almanya’da Türk oyuncalarının hepsinin Alman pasaportu var. Bunları ne zaman Türk vatandaşlığına çevirdiğin zaman Alman pasaportu düşüyor. Oyunculardan bundan korktukları için Türk pasaportu istemiyor. Özel bir durum olması lazımdı biraz prosedür zor işliyor ama çifte vatandaşlık olayını getirdik.

Türk milli takımımıza gelecekte katılacak oyuncular kimler? Sizlerin markajında olan isimleri bizlere paylaşır mısınız?

Mainz ’deki Suat Serdar, Schalke 04’deki Gökhan.

Milli takımımız için sizin edindiğiniz misyonu bizlere daha detaylı anlatır mısınız?

Biz Almanya’da bütün alt yapıda oynayan oyuncuları, Almanya milli takımın da da oynayanları yakından takip ediyoruz. Bizim istediğim tek bir şey var öncelikle oyuncuların her biri çok iyi çocuklar ve Almanya’nın örf adetlerine alışmışlar. Türkiye onlar, için biraz zor. Türkiye bazı sorunları aştı, artık milli takımımızda çoğu dili konuşan oyuncular var. Bugün Almanya’da 10 tane yabancı oynuyorsa bizde neden oynamasın? Hele bizim kanımızdan olan çocuklar hepsinin de oynaması lazım. Ben Fatih Terim hocama söyledim ve şöyle bir konuşma geçti aramızda;

Ayhan Yıldız: Almanya milli takımında oynayan gençler var (U18-19) bunlar hazırlar. Biz bu oyuncular ikna etmek için ailelerine gitmeyelim, onların Almanya milli takımında oymaları için destek olalım

Fatih Terim: Niye?

Ayhan Yıldız: Hocam bizden birisi gitti mi Türkiye’den birisi geldi diye, o çocuklarla konuşuyorlar diye çocuklar dışlanıyor ve Almanlar verdikleri imkânları kesiyorlar. Bu duruma düşülmesin diye oyuncular ne zaman hazır olduklarında o zaman anne babalarıyla görüşürüm milli takımımız için hemen getiririz

Fatih Terim: O zaman olay sende.

Serdar ve Gökhan’ı nasıl ikna ettiniz?

Alman milli takımına baktığımız zaman kaç tane yabancı oynuyor her pozisyonda 5-7 arası. Senin orada oynama ihtimalin yüksek değil. Gel bizim milli takımımıza ihtiyacımız olan pozisyonda oynayacaksın., Türk kanı ve bayrağını taşıyacaksın dedim ve bana doğru söylüyorsun Ayhan ağabey dediler ve bizi seçtiler…

Geçtiğimiz aylarda Sayın Fatih Terim hocamızla Almanya milli takım teknik patronu Joachim Löw bir araya geldiler. Basına yansıyan taraflarını biliyoruz. Peki, bu görüşmenin derinlemesine baktığımızda içeriği neydi?

Bunu ben ayarladım ve iki isim taksimde görüştü. Görüşme şuydu; Biz hep sorunlar yaşadık biz yetiştiriyorduk onlar alıyordu bizde onlara şöyle bir yaklaşımda bulunduk; Bundan sonra size ihtiyacı olmayanları biz alalım sizde %100 ihtiyacınız olanı alın. En azından böyle paralel çalışalım diye ama biz bunu ‘sussunlar’ diye dedik. Bizim sana anlattığım bütün çalışmışlarımız aynen devam ediyor.

Sohbetimizi ülkemizin en önemli sorunlardan birine önereceğiniz tavsiyelerle sonlandırmak istiyorum. Türkiye’de sistemler yürümüyor yani birisi gitti mi hemen sil baştan oluyor. Bunun için neler önerirsiniz, bu sorunların kaynağı sizce neden kaynaklanıyor?

Bu sorunun cevabı ‘bir şeylere inanmaktan’ geçiyor. Projeyi bıraktığın zaman yerine gelenlerin bunları devam ettirmesi lazım. Senin de söylediğin gibi her gelen bir şeyleri değiştirdiği için sistem yürümüyor. Kimse ileriyi düşünmüyor ama sağ olsun Fatih hoca bunu düşünüyor. Büyük bir çalışma var ve büyük bir çağ atlatma var. İnşallah alt yapıya da daha fazla önem veririz.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: kaan.ilhan@abcspor.com

twitter: @kaanilhan_

 

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesce soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular