Liderliğin gelebileceği bir maçta Siyah Beyaza gönül verenler çok daha agresif bir başlangıç bekliyorlardı şüphesiz. Aksine, ilk yarının tamamı Rizespor’un kontrolünde ve yüksek temposunda geçildi. Son maçlarda bir gerçek tüm çıplaklığı ile ortada artık. Beşiktaş, karşısında baskı yapan bir takım bulunca oyunu rahatlatacak ve yönlendirecek pas seçimlerini kesinlikle doğru yapamıyor. Onlar da başlıyor rakiple birlikte koşturmaya. Topu kapınca da ileri üçlüsüne şişirmekten başka bir hücum aksiyonu üretemiyorlar.
Bu durum Liverpool deplasmanı öncesi kesinlikle çok önemli bir sorun. Çünkü İngiliz ekibi yaratıcılıktan ziyade son haftalardaki formunu yüksek tempolarına borçlu. Eğer Karakartallar İngiltere’de, son iki haftadaki Mersin ve Rize maçlarına başladığı gibi başlar ise yine spektaküler bir sonuç ile karşı karşıya kalabilir diye uyarıp yine Rize maçına dönelim. 30’uncu dakikadan sonra Rizespor’un yorulması ile kafasını kaldırmaya başlayan Beşiktaş geliştirdiği savruk hücumlarının birinde penaltıyı da haketti aslında ama yan hakemin yanlış kol yorumu ile bu da gerçekleşmedi.
İlk yarıda sahanın en dikkat çeken oyuncusu şüphesiz Ludovic Obraniak idi..Fransa doğumlu Polonyalı dikkat çekici kariyerinin şansa oluşmadığını kanıtlarcasına sahada fark yarattı. Buna karşılık Beşiktaşta bütün oyuncular standart şekilde kötü oynayıp çok düzenli bir takım görüntüsü verdiler negatif açıdan.
Ama aralarında bir oyuncu var ki çok özel; Ramon Motta..Brezilyalı’nın kafasının içinde şüphesiz kendine ait özel ve de mistik bir dünyası var. Orada neyi yaşıyor da bazı kararları alıyor ve aksiyona geçiriyor bilinmez ama sahaya yansıması kendi taraftarları için tüyler ürpertici.
İkinci yarı ise beklenildiği gibi yorgun Rizespor’un kapasitesine dönüşü ile başladı ama imdatlarına iyilik meleği Ciğersiz Cüneyt yetişti. 54 üncü dakikada gole gidebilecek tehlikedeki Beşiktaş atağını, Oboabona’ya sarı kart göstermek uğruna kesip yine dünya standardında bir hakemlik örneği gösterdi bizlere. Ve ardından 5 dakikalık bir Sosa şov seyrettik..Ve takiben 5 saniyelik Tolga şov..Son yarım saate gelindiğinde çorba gibi karışmış bir anda iki gol atılmış iki kırmızı kart çıkmış ortalık çok gerilmiş bir hal aldı oyun.
Ve sonrası ise tam bir sinir harbi şeklinde geçti.. 9 kişi kalmış rakibi karşısında fazla oynamanın sakinliği yerine paniğini tercih eden Beşiktaş karşısında eksik sayı ile oyunu puanla bitirebilme motivasyonunun gücüne güç kattığı bir Rizespor izledik. Ama yukarıda övgü ile bahsettiğimiz Polonyalı arkadaş maçı yaptığı blokla bitirdi!
Rakipleri şunu kabul etmeli ki oynadığınız zaman Beşiktaş’a mutlaka gol atmanız gerekiyor. Yoksa organizasyon kapasitesi ve oyuncu yetenekleri ile Beşiktaş sizi mutlaka cezalandıracaktır. Beşiktaş ise bu kadar oynamaya izin verdiği sürece büyük maç kazanması neredeyse imkansız.
Son olarak maçın hakemi Cüneyt Çakır’ın herkesin gördüğü kırmızı kartlar ve penaltı pozisyonu dışında tipik eyyamcı kişiliğinden birşey kaybetmediğini görmek beni şaşırtmadı. Bilic ise rakibin 9 kişi kalmasına maçı standart çizgisinde götürmeye çalışması ve ekstra hiçbirşey yapmaması beni yine şaşırttı!
Şimdi liderlik geri geldi..Şimdilik mi olur bilinmez.. Ama bir gerçek var ki son derece stresli haftalar Bursa maçı ile başlıyor.