Harry Haft ismi birçok sporsever için bir anlam ifade etmeyecektir ama soykırım zamanının en trajik hikayelerinden birine sahiptir musevi boksör.
28 temmuz 1925’te Polonya’nın Belchatow kentinde doğmuş, 1941 yılında, daha 16 yaşındayken yahudi olduğu için nazi köle kamplarına hapsedilen yüzbinlerce zavallıdan sadece birinin hikayesi bu…
Zalim Almanlar, burada bir deri bir kemik kalmış yahudi mahkumları kendilerini eğlendirmeleri için birbirleriyle ölümüne dövüşmeye zorluyordu.
Ölümüne kelimesi mecazi değil gerçek!!. Kazanan hayatta kalıyor, kaybedenler boks maçında ölmediyse, Alman gardiyanlarca öldürülüyorlardı.
Bu maçlar tabiri caizse Roma İmparatorluğu’ndaki gladyatör müsabakaları gibiydi. Dövüşlerde kural yoktu. Tek kural; birisi devam edemeyene kadar savaşılmasıydı.
Kaybetse öleceğini bilmek ama kazansa da, esir kampında beraber yaşadığı bir arkadaşının ölümüne neden olma ikilemi, tahmin edersiniz ki iğrenç bir psikoloji, drama!…
Savaşın büyük bölümünde Auschwitz’in kuzeyindeki bir kömür madeninde bulunan Jaworzno toplama kampında 76 müsabakada rakiplerini alt ederek hayatta kalmayı başarmıştı ama 76 kişiyi de ölüme göndermişti kendi elleriyle bir nevi…
Bu lanet kamp, Sovyet Kızıl Ordusu’nun ilerleyişi nedeniyle dağıtıldığında, hayatta kalan binlerce mahkum Batı’ya doğru ölüm yürüyüşlerine gönderildi.
Haft, bir şekilde Nisan 1945’te yürüyüşten kaçarak, kaçarken öldürdüğü Alman askerinin üniformasını giyerek kendini kaybettirdi ve Bohemya Ormanına kaçmayı başardı (kendi ifadesiyle). Ama hergün uyumadan, tekrar yakalanma korkusu ile!.
En sonunda, ABD ordusu tarafından işletilen bir kampa sığınmayı başardı ve 1947’de Amerika’ya götürüldü.
Bu sefer yaşamak için değil, nerede olduğunu bilmediği nişanlısı ve kardeşleri için boksa başladı. Amacı tanınmak ve bir şekilde kaybettiği sevdiklerinin onu gazetelerde görüp, ona ulaşmalarıydı.
12 maç kazandıktan sonra, iki yıllık profesyonel boks kariyerinin en önemli maçı, 1949’da dünya ağır sıklet şampiyonu olma yolunda ilerleyen, yenilgisiz Rocky Marciano’ya karşı yaptığı maçtı, ama 24 yaşındaki Harry Haft, usta boksöre karşı 3 raund dayanabildi.
İşin acı yanı; 8 Temmuz 1949’daki maçta, dövüşten önce Mafya üyeleri soyunma odasında Harry’yi tehdit ederek kaybetmesini istemişlerdi. Sunulan teklif onun için aynıydı ve o trajik dejavu’yu “tersten de olsa” bir kez daha yaşadı; hayatta kalmak istiyorsan kaybet!.
Bu maç sonrası boks kariyerini bırakıp bir nebze de olsa kendisine bir hayat kurmayı başarsa da, o kampta beynine yerleşen travma hiç gitmedi. 3 Kasım 2007 yılında da hayata gözlerini yumdu (bugün de 15’nci ölüm yıldönümü).
Yaşadığı bu trajik yolculuk daha sonra sinemaya da aktarıldı…
Bazen bir yazı, bir kitap okur, onun içine girer ve merak eder filmini seyredersiniz, bazen de tam tersi.
Ben de bir arkadaş tavsiyesi ile filmini seyrettikten sonra daha da araştırıp yazdım bu yazıyı.
The Survivor adındaki 2021 yapımı filmi, izlemenizi tavsiye ederek yazımızı bitirelim.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: burak.belgen@abcspor.com
twitter: @BurakBelgen