Zor da olsa kazandık, hem de ligin en formsuz takımına karşı. Davul zurna ile oynayacak değiliz, hala eksiğimiz çok. Hala çok gerilerdeyiz ve hala kötü top oynuyoruz. Ancak bugün 2. devredeki nispeten daha hareketli oyunumuzun bize verdiği mesajları iyi okumamız gerekiyor.
Ne oldu da maçın ikinci yarısında bazı şeyler değişti? Bugünün sorusu bu. Sağ açığa Osai sol açığa da Valencia geçti. Her ikisi de bitiricilik olarak vasat oyuncular bence. Osai son paslarda bir türlü hedefi tutturamıyor. Valencia da sakatlıktan kötü döndü Ancak ikisi de atetik, ikisi de iyi koşucu, ikisi de tempoyu artırmak istediğinde işine yarayacak adamlar.
Biz şimdiye kadar bu pozisyonlarda Pelkas, Irfan Can, Mesut gibi koşucu özelliği hiç olmayan adamları oynatıyorduk. Hızlı bir pas oyununda elbet bu oyuncular da kanatlarda etkili olabilirler. Depar atmazlar,çizgiye inmezler ama geçen sezon Emre Belözoğlu döneminde olduğu gibi rakibin dengesini bozacak verkaçlarla etkili olabilirler. Ancak Fenerbahçe bu sezon güçsüz ve temposuz. Hele hele hoca belirsizliği yüzünden antreman kalitesi de düşünce iyice fizik olarak aşağılara inmiş durumdalar. Böyle olunca da fark yaratan adamlar bu kez incecilerden çok koşucular oluyor.
Uzun zaman sonra ilk kez Osai Valencia ikilisi sayesinde iki tane koşucuyla oynadık son 45 dakika ve bir anda Fenerbahçe’nin oyunu hareketlendi. Çok mu iyi oynadık ? Hayır. Hatta bu iki oyuncu yine son vuruşlarda saç baş yoldurdular. Ama Fenerbahçe’nin “hareketsiz” oyununa “hareket” getirdikleri kesin. Onlara Crespo, Kim, Ferdi ve Serdar Aziz’in özverili oyunları, Irfan Can’ın da zaman zaman klasını konuşturması eklenince özlediğimiz 3 puan geldi.
Fakat ana fikir şu, bizim tempoya ihtiyacımız var. Yavaş oynayarak pozisyona giremiyoruz. Kağıt üzerinde kaliteli ayaklarımız var ama onların kalitesi kağıt üzerinde kalıyor. Oyuna maalesef yansımıyor. Yansıması için kuvvetlenmeleri lazım. Dolayısıyla takım toparlayana kadar biraz daha kuvvetli, tempolu, mücadeleci oyunculara ağırlık vereceğiz. Şu anda ihtiyacımız olan o.
Ha bir de özgüvene ihtiyacımız var. Cumartesi Sivas’tan 3 puanla çıkabilirsek o özgüveni de az da olsa kazanırız. Sonra kısa bir ara var. Hem fiziksel hem de mental toparlanma için ideal. Önümüzdeki hedeflere yeni bir yürüyüş başlatmak, Türkiye Kupası ve Konferans Ligi maçları öncesi güç kazanmak için harika bir fırsat. Yeter ki Sivas’tan çıkalım. Bugün 2.yarı artan tempoyu devam ettirelim. Bakarsınız hayal kırıklıkları ile dolu olan sezonu yüzümüz az da olsa gülerek tamamlarız.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72