– Yav, hayırdır, nereden geliyorsun böyle? – Si, si, si, pi pi, pi, kerlik, spikerlik sısısınavından.
– Eee, Ne oldu ? – Bı bı bırak yahu, kı kı kıravat takmadık diye almadılar.
Ulan var ya, hakikaten yazacak bir şey yok kepazelikten gayrı, kekeme arkadaşın hesabı, hakem penaltı vermese Manchester’ı yenmiştik şimdi desem, daha komik olurum herhalde!
Dick Advocaat’ın ön liberolarından ziyade başka bir şeye değinmek istiyorum: Futbolcunun kalitelisi baskı altında, dar alanda ne yaptığı ile anlaşılır, sanıyorum herkes iki takım arasındaki kalite farkını görmüştür.. Fenerbahçe’nin özellikle defans hattı bu konuda çok arızalı, orta sahadaki ön liberolar da eklenince Fenerbahçe yarı sahasından çıkamadı ilk yarının büyük bir bölümünde. 3 golü bir arada nadiren görebilen ManU taraftarı, 3 golü 45 dakikada Fenerbahçe kalesinde gördü.. Manchester da zor günler yaşıyor ama bizim kadar değilmiş..
Dick Advocaat kendince defansif bir kadro yapmış, Neustadter’i de orta sahaya almış ama nafile. Ne sağda Volkan top tutabildi, ne on liberolar ileriye oynayabildi ne de Robin Van Nothing aldığı topu iki metre sürebildi ve goller yağmur gibi geldi. Kjaer’in ayağının kayarak sebebiyet verdiği pozisyon da penaltı, Şener’in ki de. İkinci yarıya Fenerbahçe fırça yiyerek başlamış, Hoca Emenike-Kjaer değişikliğine giderek taktik değiştirmiş falan ama 48 de Fener yiyince dördüncüyü herkese bir ferahlık geldi.
ManU çok pahalı bir kadro, eyvallah ama iki pas yapamamak, topu iki metre sürememek te nedir? Evet, kepazelik. Fenerbahçe,nin defans bloğunun göbeği çok ağır, defans da uyumsuz. Üstelik topu oyuna da sokamıyorlar, iki pres gördüler mi ayakları birbirine dolanıyor hepsinin. Defansın böyleyse orta sahanın çok kaliteli kısalardan oluşması lazım, orta saha daha da kötü. Herkes sıyırıyor Ozan’a ama Fenerbahçe çok arar Ozan’ı. Pas kalitesi ve çabukluğu hepsinden fazla. Dick Advocaat 7 defans oyuncusu ile çıkmayı tercih etmiş, yakıştıramadım, Manchester’ın da hali ortada.
Penaltı anına kadar takım pozisyon vermedi ama öyle veya böyle golü yiyeceği belliydi. Onun dışında adam çaresiz, Volkan Şen’in yerine İsmail oyuna alıyor. Stoch’u mu alsın, ayakta duramayan Sow’u mu ? Uzun lafın kısası, bize müstahak bu. Çeyrek final oynatan Zico’yu göndersin kafasına göre, ardından camianın efsanesi Alex’in göndersin, karı kız muhabbeti yüzünden taraftara ilk kez coşkulu bir takım izleten Ersun’u göndersin, İsmail Kartal’la bir sezonu, Pereira ile bir sezondan fazlasını ziyan etsin, kafasına göre oyuncu transfer etsin, Sen de sesini çıkarma. Ooo büyük başkan de.
Sana müstehak bu skor ey Fenerli. Neyse yazıyı komik bir fıkra ile bitireyim.. Fenerbahçe’nin şeref sayısını Robin Van Nothing attı.. Görün bakın, bu golle kendini bulacak. Ha bu arada Volkan da bir kurtarış yaptı, hakkını verelim!
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907
