ZOR BİTER
O kadar ağırıma gidiyor ki, 5. ya da 4. olup Avrupa’ya gidebilir miyiz hesabına girmek ve günün sonunda onu bile beceremiyor olmak. Çok zor 19. hafta sonunda ligin 1 numaralı favorisiyken bu hallere düşmeyi kabullenmek. Böylesine amaçsızken ligi bitirmek zor, büyük bir ızdırap. Ama tüm bunları taraftar olarak biz düşünebiliriz. Futbolcuların böyle bir lüksü yok.
UEFA Kupası’na katılma şansından tutun da kazanılan her puana ve ligdeki pozisyonunuza göre alacağınız ciddi paralar motive olmanızı sağlayabilir ama esas önemlisi sırtınızda taşıdığınız çubuklu forma var. O forma için, her fırsatta çok önemli olduğunu söylediğiniz taraftarınız için maça konsantre olup elinizden geleni yapmanız lazım. Yani aslında kendi kariyerleri de dahil olmak üzere motive olmak için fazlasıyla sebep var.
Ancak maalesef bazı futbolcular kontağı kapatmış. Örneğin Dirar. Zaten Corona öncesi de son haftalarda çok kötüydü.Şimdi daha da kötü. Kontratını uzattığından beri yokları oynuyor. Hani diyorlardı ya ”Dirar çok büyük profesyonel”, evet ben de zaman zaman haksız eleştirildiğine katılıyorum Dirar’ın ama son dönemlerdeki şu sahada dökülen haliyle hiç kusura bakmasın profesyonelliği de sorgulanır. Aynı şekilde kontratı uzatıldığından beri bir başka düşüşteki oyuncu Ozan Tufan. Arada yaptığı driplingler ve ceza alanı koşuları kimseyi aldatmasın, defansif olarak hemen hemen hiç bir katkısı yok. Bugün de Tolga Ciğerci’yi merkezde yalnız bıraktı.
Hasan Ali idare ediyor sadece. Gustavo defansa geçince orta sahadaki varlığından mahrum kaldık. Rodriguez’in 30 dakikalık nefesi var. Ferdi hep oynasın,bundan sonraki maçlarda da hep ilk 11 olsun ama o da biraz daha katkı sağlasın. Hoş bu kadar hareketsiz takımda katkı sağlaması da kolay değil.
Bir başka düşüşteki oyuncu da maalesef Vedat. Sakatlık sonrası bu tip fizikli oyuncuların işi zordur. Onların hep kuvvetli olması lazım çünkü top tekniğiyle işi bitiremezler. Vedat Trabzon maçı da bu maç ta takımın en kötüsüydü. İnşallah gelecek sezon için gelen transfer teklifleri kafasını karıştırmamıştır. Bir an önce çalışıp eski kuvvetine kavuşsun, son haftalarda takımına fayda sağlasın. Maalesef alternatifi yok.
Günün ayakta kalan tek oyuncusu Falette idi belki. Oynamaya aç. Üstüste forma buldukça daha da iyi olabilir. Jailson’un bireysel hatalarına o kadar alışmışız ki, sert, ikili mücadelelere giren, müdahele zamanlaması doğru olan bir stoper görünce şaşırıyoruz. Ama çok ta abartmamak lazım. Öyle 1.sınıf stoper falan değil Falette. Seneye yedek stoper olarak kadroda tutulursa itirazım olmaz diyebilirim sadece.
Ancak bireysel oyuncu performansları dışında esas önemli olan bu başıbozukluk. Kasımpaşa gibi aslında yumuşak bir takıma karşı bile oyun üstünlüğünü çok kısa bölümler hariç alamıyorsun. İlk devre 2 kez kaptığın toplarla hızlı çıkıp pozisyon yakalıyorsun ama bunu görmene rağmen oyunu hızlandırmayı tercih etmeyip ”set oyunu” ve yavaş bir futbol ile gol bulmaya çalışıyorsun. Takım olarak reaksiyon gösteremiyorsun. Direncin yok. Çabuk dağılıyorsun.
İşin bu kısmı da maalesef yönetime yazar. Koskoca Fenerbahçe eğer aylardır ”hocasız” sahaya çıkıyorsa bu bize yakışmaz. İşte o zaman bugünkü amaçsız görüntü de ortaya çıkar. Kayseri maçında oyundan çıkan 20’lik Ferdi de Trabzon maçında oyundan çıkan Deniz Türüç te tepki gösterir. Ben kendimce uzun süredir ”aman” diyorum. ”Sakın Corona sonrasına hocasız girmeyelim. 8 + 2 maçı önemsememezlik etmeyelim. Bu bizi maddi, manevi, moral olarak her şekilde çok yıpratır. Bu yanlışa düşmeyelim” diye uyarmaya çalışıyorum ama artık çok geç. O koltukta en kötü ihtimalle Galatasaray maçının ertesi günü ”ağırlığı olan” başka bir hoca oturmalıydı.
Hadi o maç sonrası yapmadık, bari zamanımız varken bunu Corona sonrası için yapsaydık. Yapmadık . Bu karar kimin bilmiyorum. Emre-Volkan-Aurelio-Tahir Hoca dörtlüsü ile devam etmek kimin kararıydı onu da bilmiyorum. Ancak bu kararı veren Fenerbahçe’ye kötülük yapmıştır. Bir tek onu biliyorum.
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72
