İçtima denilen şey kelle sayma işidir, Binden fazla kere ben de katılmışımdır, anlatmaya değer enteresan hiçbir hikayem olmadı ama günde 3 kere yapılıyor olması enteresandır, 300-400 kişinin kellesini sayıp birleştirme işinin 1.5, bazen 2 saat sürmesi daha da enteresandır yani aslı şuyu’undan entersandır,
İş Dünyasından gelen bir kişinin futbol bilgisini eleştirmek elbette haksızlık olur ama iş dünyasından gelen bir kişiyi o dünyanın en temel dinamikleriyle değerlendirmek daha doğru bir bakış açısı olabilir.
İş insanı dediğim kişi illa ki holding patronu olarak da algılanmasın, çok daha az sermayeli ticaretle uğraşanlar da iş insanıdır ve bu kişiler firmalarına az veya çok sayıda personel istihdam etmiştir, kimini ödüllendirmiştir, kimini kovmuştur, kiminin iş görüşmesini bizzat kendisi yapmıştır, iyi-kötü insan sarrafı olmuştur yani.
Ali Koç’un iyi niyetinden şüphe edenlerden biri değilim ama bugüne kadar yapmış olduğu ve tekerrür etmekte olan hata silsileleri, özellikle de bazı tercihleri bir iş insanı tarafından yapıldığında büyük hata denilebilecek türden hatalar ve bu konu da çok enteresan.
Bir işadamı şunu iyi bilir ki, güven tek kullanımlıktır ve kovduğun personeli tekrar işe alırsan kontrolü kaybedersin ve bir gün yine kovmak zorunda kalırsın, personel gözündeki itibarının da zedelenmesi cabasıdır. Evvelden işten çıkarılmış bir personel için de bu durum geçerlidir.
Mesela, Volkan Demirel. Arkadaş bu adamı sen kadro dışı bıraktın, halılara sarıp hocayı sepetliyorlardı ya hani ? Bu adamın yaptığı kaptanlığı da beğenmediğini söylüyordun, ağabeylik de yapmıyor diyordun, küme düşüyorduk hani?
– Başkan, ne işi var Volkan’ın? Elinde bir telefon artiz-artiz dolaşıyor, sağa sola fırça atıyor?
Biz burada oturduğumuz yerden bunları görebiliyoruz ve Ali Koç göremiyorsa hakikaten ortada enteresan bir durum var demektir..
Yine aynı şekilde bir iş adamı aynı hatalara tekrar-tekrar düşmez, Cocu’nun başarısız olma sebepleri her ne ise Bjelica’nın da başarısız olma ihtimalinde yatan sebepler birebir aynı, hayretle izliyorum olanları.
Geçen sezon Murat Sağlam adında bir oyuncu transfer edildi, sağ bek, sağ açık, orta saha ve forvet arkası oynuyor diye bilgi vardı hakkında Transfermarkt’ta. İsviçre Çakısı mübarek. Yaşı 22, bu yaşa gelmiş ama Almanya 3.liginde oynuyor, bir üst lige kendisini atamamış. Bu oyuncunun Fenerbahçe’de yedek kalması çok normal, oynayabilmiş olsaydı sürpriz olurdu.
Şimdi ben bunları yazıyorum ki, okuyanlar şu Murat Sağlam’ı niye oynatmıyorlar, İsmail’i oynatın falan demesinler, bu oyunculardan 50 tane alsan biri sürpriz yapar. Bu çocukların yaşı 17 olur, o zaman başımın üstünde yeri var..
Çocukluk yıllarından beri Fenerbahçe’ye gönül vermiş her futbolcu Fenerbahçe’de oynayamaz, bir milyon davulcudan bir tane Kaleci Volkan çıkar.
Bir de Max Kruse mevzusu var. Taktiksel anlamda beğenmediğim bir futbolcuydu, özellikleri ihtiyaca cevap vermiyor diye eleştirdim, harbi bir 10 numara transfer edilecekse gitsin dedim. Kaliteli bir oyuncu, yaşı 32 olmasına rağmen kağıt üstünde hala değerli bir oyuncu, bonservissiz geldi, 5-6 Milyondan aşağı satılmaz diye düşünüyordum, alacaklarını bahane etti ve sözleşmesini feshetti, Kruse’nin gidişini boşver, paralar uçtu gitti, rahatlıkla satılabilirdi. Böyle bir ihmal akıl alır gibi değil.
100 gün geçmiş ortada hoca yok, Emre transfer görüşmeleri yapıyor, Ali Koç’tan tek açıklama, enteresan transferler yapacağız, yaptığın her transfer enteresan zaten.
– Onu biliyoz. Başka şey söyle..!
mail : bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907