https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

YÜZÜM KIZARDI

Okunması Gerekenler

Bu oyunu açıklamakta zorlanıyorum.
Herhalde Galatasaray beraberliğinden sonra takım olarak kafada bitirdik ligi.
Başka türlü izah edemiyorum oynadığımız futbolu.
Adeta eski yıllarda Istanbul deplasmanlarına kapanmaya gelen Anadolu takımları gibiydik. Harun tek başına farkı önledi. Alanya’lı futbolcular da hem beceriksizlikten hem laubalilikten çuval dolusu gol kaçırdılar. Ellerini kollarını sallayarak kalemize geldiler. İki pas yaptırmadılar Fenerbahçe’ye. Sahada Fenerbahçe’ye yakışmayan bir sürü futbolcu vardı. Çok büyük üzüntü duydum maçı seyrederken. Resmen yüzüm kızardı. Utandım oynadığımız futboldan.

Tabii böyle durumlarda önce hoca sorgulanır. Ben şöyle düşünüyordum bu maç öncesinde . ”Ersun Hoca geldiğinden beri hücum olarak ekstra bir katkı sağlamadı. Hala çok büyük eksikliklerimiz var ofansif olarak ama en azından ligin ilk yarısında Akhisar, Dinamo Zagreb, Trabzon, Rize maçlarında olduğu gibi dağılmıyoruz. Daha dirençli bir takım olduk. Hiç olmazsa reaksiyon gösterebiliyoruz” diyordum. Bu maç ise tüm düşüncelerimi yerle bir etti. Aynen ilk yarıdaki maçlardaki gibi dağıldık. Paramparça olduk sahada. Alanya bizi ezdi geçti. Maçın 1-0 bitmiş olması bile tam anlamıyla bir mucizeydi.

Böylesine bir saha içi tükenişten sonra teker teker oyuncu performanslarını konuşmak ne kadar doğru bilemiyorum. İsmail’in ”Ben Fenerbahçe oyuncusu değilim” diye bas bas bağırması, Sadık’ın oyuna girdikten sonra küskün ve dağınık görüntüsü, Valbuena’nın top kaybı rekoru yapması, Eljif ve Topal’ın hiç ortalarda gözükmemeleri, Frey’in top kontrol etmekten bile aciz oluşu, bunların hepsi çok rahatsız etti beni.

Ama en çok rahatsız eden iki oyuncu Ayew ve Tolgay oldu bugün. Ayew’in performansı Slimani ve Benzia’dan çok farklı değil aslında. Sadece iş ahlakı onlar gibi sıkıntılı değil belki. Ama iyi niyet yetmez Fenerbahçe’de futbol oynamak için. Fizik, tempo, dripling, ikili mücadele, pas, şut, hiçbiri yok Ayew’de. Tolgay ise o kadar kritik yerlerde üst üste pas hatası yapıyor ki, zaten kötü durumdaki takımı iyice sıkıntıya sokuyor. Haftalardır formsuz ama oynamaya devam ediyor. İşte burada Ersun Hoca’ya bir serzenişte bulunmak zorundayım. ”Hocam forma adaleti bu işin olmazsa olmazıdır. Bunu en iyi sen bilirsin. Eğer takımda forma adaleti olmadığına dair bir genel düşünce oluşursa bu teknik direktör için en tehlikeli durumdur.”

Maalesef Ersun Hoca son haftalardaki kadro ısrarı ile kendisi ile ilgili soru işaretleri oluşmasına sebep olmuştur. Evet, kadro istikrarı önemlidir bir takım için. Üst üste aynı futbolcularla ideal bir 11 oluşturulması bir avantajdır. Ancak aynı futbolcularda eğer başarılı iseler ısrar edilir. Biz ise kötü oyuna rağmen ısrar ediyoruz bazı futbolcularda. Bu da işte o söylediğim ”forma adaleti” konusunda ciddi sıkıntılar olduğunu gösteriyor. Üzgünüm ama durum bu.

Şimdi yine ligin alt tarafına odaklanmak durumunda kalacağız. Halbuki kazansak lig 5.liği ve UEFA Kupası katılımı için umutlanacaktık. Gerçekçi olmak gerekirse zaten haketmiyoruz da lig 5.’liğini falan. Bu oynadığımız futbolla hakettiğimiz yerdeyiz aslında. Sezon başından beri gümbür gümbür top oynayarak kazandığımız 1 tane bile maç yok. Lig bitiyor neredeyse yanlış anlaşılmasın. 1 adet maç diyorum. Ama maalesef yok. O yüzden hayıflanacak bir durum da yok. Bundan sonra bir şekilde ligi bitireceğiz artık. Futbolculardan beklentim bundan sonra çok iyi futbol ve farklı galibiyetler değil. Onun mümkün olmadığının farkına geç te olsa vardım. Kalan 5 haftada bu akşam olduğu gibi yüzümüzü kızartmasınlar yeter.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: alp.eralp@abcspor.com

twitter: @alperalp72

Son Haberler

LA QUINTA DEL BUITRE, AKBABA BEŞLİSİ

80'lerde İspanyol futboluna damgasını vuran, zamanın ünlü Real Madrid efsanesi Emilio Butragueno'nun başını çektiği, Manolo Sanchis, Martin Vazquez, Michel...

Benzer Konular