https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

YERLER ALGINIZI

Okunması Gerekenler

İletişim çağı gelişip, çeşitlendikçe algı yönetimi denilen bir yöntem de gittikçe ilerledi. Artık tüm davranışları bu parametreler belirliyor. Eskiden yazılı basındı, sonra görsel basın, bugünlerde de sosyal medya. Boşuna “dördüncü güç” dememişler.

İnsanlar hak etmedikleri şeyleri bile, eğer bu medyalara hakimlerse, bu mecralardan talep eder hale geldiler. Bu sebeple medya sahipliği çok önem kazanmaya başladı. Zira hukuğun zayıf olduğu coğrafyalarda, algı yaratarak, her türlü ipe sapa gelmez dileklerinizi bile uygulamaya koyabilir hale gelebiliyorsunuz. Politika, ticaret, spor aklınıza ne gelirse. Nerede algı yapılıyorsa, büyük bir dümende beraberinde geliyor demektir.

Ormanda büyük bir yangın çıkmış, bütün hayvanlar birlikte yangını söndürmeye çalışıyormuş. Bir tane karınca da bir yaprağa bir damla su koymuş taşıyor. Tavşan gelmiş. ‘’Napıyon birader, o damlayla ateş mi söner?’’ diye sormuş.. Karınca da: ‘’Olsun, tarafımız belli olsun yeter’’diye cevap vermiş. Bizdeki de o hesap. Spor sitesinde politika yazacak değiliz, spor yazacağız elbette. Yapılan algıları, elden geldiğince yok etmek de görevimiz. Tarafımız belli olsun kafi.

Pazar günüyle başlayalım. Başakcity gene yenilip puan kaybedince, Istanbul’un gerçek takımlarının bitleri de haliyle daha bir kanlandı. Koşarak stada gittik. Klasmanda stres yaşamayan, iyi de bir kadrosu olan Ankaragücü, deplasman tribünlerini de doldurarak gelmişti Dolmabahçe’ye. Hava tam maç havası, herşey harika. Seyirci de iyice havaya girmiş. Beklenildiği gibi, ilk yarı zorlansa da ikinci yarıdaki güzel oyunuyla harika bir skorla bitti maç. Ama o da ne? Maçı konuşan yok, arkadan Burak Yılmaz’a bodoslama dalan arkadaşın burnu kanadı diye, yok sarı yok kırmızı kart muhabbetleri medyada boy boy. Dedik ya. Algıyı yeterince yaratırsanız, söyleminizin ne kadar aptalca olduğunun hiçbir önemi yok. Sanki Burak sarıdan yırtmış gibi bir hava yaratılıyor. Kimse arkadan dalan arkadaşın faulünü konuştuğu yok. Kimse Burak’a yapılan kavala tabanla direkt kırmızıyı konuşmuyor. (Lens’e yapılan ve kırmızı olacak pozisyonu, ofsaytla kesilmesi konusuna birazdan ilgili yerde gireceğim) Kimse atılana kadar tekrarlanan penaltıyı konuşmuyor. (Doğru bir uygulama da olsa, hep bu uygulamalar Beşiktaş’a geliyor, neyse üzerinde hiç durmayalım) Tüm bunlardan daha vahimi ise, rakip teknik direktör Kaplan mıdır Aslan mıdır nedir, kalkmış diyor ki: ‘’Hakemlerimiz azıcık cesaretli olsunlar, Burak sarı görse, gelecek maç cezalı olacaktı’’ Bunu gerçekten diyebiliyor. Öncelikle soralım: Sana ne? S A N A   N E??? Haftaya bizimle maçın mı var? Aynı Ankaragücü, ilk yarı hava muhalefeti yüzünden, sahası TFF tarafından değiştirilince, TFF’yi değil, Galatasaray Başkanı’nı arıyor, eteğine sığınmak istiyor. GS başkanı da utanmadan sıkılmadan, televizyonda ‘’Gidin hakkınızı arayın dedim’’ diyor. Hayır GS başkanı klüpler başkanı da değil. Ne sıfatla böyle bir konuşma geçiyor? Zaten GS ile tarihte rezil bir 8-0’lık buram buram şike kokan maçın var. Bakın sadece bu iki olay bile, teşvik şikesinden iki takımı da ipe götürür, İtalya’da Almanya’da veya İspanya’da. Nedir aranızdaki kirli organik ilişki? Derhal açıklayın. Bu tip takımlar olabilir, ancak aynı ligde oynayamazlar. Hatırlayın, Ankara’nın diğer takımı bir üst lige çıkamamıştı. Bilelim bari.

Televizyondaki, muhtemelen madde bağımlısı yorumcular da, ipe sapa gelmez yorumlarla algıyı arttırıyorlar. Bakın. Şenol Güneş maç sonraki demecinde, ‘’Hakemle ilgili sıkıntı arasam bol bol bulurum ama biz işimize bakıyoruz’’ Doğrusu budur. Bahane üretmeden, önüne geleni yene yene yürüyeceksin şampiyonluk istiyorsan.

Pazartesi maçına geçmeden, son bir algıyı daha çürütelim. Ne deniyordu? İktidar beslemesi Başakcity yerine kim şampiyon olursa olsun. Bu yüzden Galatasaray şampiyon olsun da, gerisi mühim değil. Doğru mu? Doğru! Hatta Beşiktaş Başakcity’i yendiğinde en çok kimler sevinmişti hatırlayın. Eee madem amaç sadece Başakcity şampiyon olmasındı, neden aptal aptal iddialarla Beşiktaş’ın önünü kesmek istiyorsun? Sen olamazsan Beşiktaş şampiyon olur ne var bunda? Hani maksat Başakcity olmasın da kim olursa olsundu? Yalanınız 2  hafta bile dayanamadı işte. O yüzden o günlerde deli gibi bağırıyorduk. Beşiktaş’ın bir iddiası varsa, o iddiayı sonuna kadar kovalar. Gerisi tufandır diye. En azından dürüst olun.

Gelelim Pazartesiye. Kaleye isabetli tek şutu olmayan takım, kalkmış, “penaltılarım verilemedi” diye hüngür hüngür ağlıyor. Birinci iddia ne? Ofsayt çizgisi yanlış çizilmiş. Birinci soru: Yanlış olduğunu nereden biliyorsun? İkinci soru: Birebir aynı pozisyon bir gün önce Lens ile oldu. Orada neden sesin çıkmadı? Dedik ya, dürüstlük falan hak getire. Dileyen kızsın. Galatasaray camiası, adaletin değil, ayrıcalığın peşindedir. Kazan da nasıl kazanırsan kazan zihniyetidir bu. Sadece futbolumuza musallat olan bir illet değildir bu. Her alanda böyledir. Kazan da, nasıl kazanırsan kazan. Hak yenmiş, çok da tın zihniyetidir bu. Nur içinde yatsın, Süleyman Seba şerefli ikincilik lafını ederken, şerefsiz şampiyonluğu da işaret ederdi, adresi de belliydi. Bakın iddia ediyorum. Bu sene VAR olmasa, hani o çok şikayet ettikleri VAR olmasa, çoktan Şampiyonluğun yarısını yakalamışlardı. Galatasaray bu sene şampiyonluk olacaksa, her iki rakibini de yenerek olmak zorunda. Yenerse zaten kalkar alkışlarız. Ama hem ayranım dökülmesin, hem penaltı verilsin beklentisi yılların getirdiği bir alışkanlıktır.

Gene TV’deki embesillerden bazıları, Diagne’nin rakibine yumruk atıp yerde kalmasına bile utanmadan sıkılmadan penaltı diyebiliyorlar. Çünkü herkes biliyor ki, Galatasaray’ın bir golcüsü yok. Milyonlarca para döküp, böyle bir hezimeti yaşamamak için, haksız da olsa, alınacak bir şampiyonlukla, pisliklerin üzeri örtülmek isteniyor. Maçtan sonra, Terim gidip hakeme neler söyledi? Neye istinaden fırça çekti? Bunlara bilemeyeceğiz. Benzerlerini Fenerbahçe maçlarında da yaşamıştı. Ne zaman kötü oyun olsa, dikkatler başka yere çekilip, algılar başlıyor. Birçok aklı başında Galatasaraylı dostum var. Fenerbahçe maçında, tarihin en zayıf üstelik 10 kişi kalan rakibinin karşısında galibiyeti koruyamamasının asıl sebebinin teknik kadro olduğunu söylüyorlar. Dün de, doğru kadro yapısını kuramayanlar, suçu ipe sapa gelmez algılarla dikkatleri başka yöne çekmeye çalışıyorlar.

Ez cümle. Bırakın onu bunu. Çıkın topunuzu oynayın. Yenin alın kupanızı. Ama ilk yarıyı 7. sırada bitirip, 13 puanlık farkı eriten Beşiktaş’ın da hakkını verin.

Biz kimsenin hakkını yemeyiz. Ama kendi hakkımızı da kimseye yedirmeyiz.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: cuneyd.yuzak@abcspor.com

twitter: @cyuzak

Son Haberler

PALMER PENALTILARI İLE PARLIYOR

Palmer penaltıları ile parlıyor Haftasonu Tottenham’a karşı 2 penaltı golü birden kaydeden Chelsea’nin genç yıldızı Cole Palmer, böylece Premier Lig’de bugüne kadar kullandığı tüm penaltıları gole...

Benzer Konular