
Geçen sezon oyun kurucu pozisyonunda sorun yaşayan ve pota altında savunma sertliğini zaman zaman sağlayamayan Fenerbahçe kadrosunu yenilerken bu eksikleri düşünerek, daha çok savaşan ve topu daha çok paylaşan bir takım kurmaya çalıştı.
Aslında kadronun bu kadar değişmesinin önemli bir nedeni de yabancı kuralındaki değişiklik oldu. 2014-15 kadrosu 3+2 kuralına göre bir önceki sezon kurulan takımın devamıyken bu sezon yeni kurala göre 6+1 sistemine göre hamleler yapıldı. Gelin öncelikle bir gelenlere ve gidenlere bakalım.
“Goudelock ve Bjelica”

“Maestro”
Gelelim takımın yenilerine; Sloukas ilk transfer edildiğinde bende soru işaretleri bırakmıştı. Çünkü Olympiakos’ta hep tamamlayıcı rolünde olan ve Spanoulis’in gölgesinde kalan, hatta zaman zaman da bunu kullanarak kendine avantaj yaratan bir isim olmuştu. Transferi esnasında daha fazla süre almak için Olympiakos’tan ayrıldığını belirtmesi, sorumluluk almak için Fenerbahçe’ye geldiğini söylemesi ne yalan söyleyeyim beni hem heyecanlandırmış hem de tedirgin etmişti. Henüz 25 yaşında olan ve ülkesi dışında hiç tecrübesi olmayan bir oyuncudan beklenti çok fazla mı diye düşünmüştüm. Ama Sloukas hazırlık maçlarında gösterdiği neredeyse “kusursuz” diyebileceğim performansı ile kafamdaki soru işaretlerini tamamen sildi. Takımını bir maestro gibi yöneten, tempoyu doğru bir şekilde ayarlayan ve önce takım arkadaşlarını oynatmayı düşünen Yunan guard, Fenerbahçe’nin basketbolundan keyif almamızın da temel sebebiydi.
“Pota altı”
Fenerbahçe’nin yeni uzunları Antic ve Udoh arasındaki uyum da harikaydı, sanki 40 yıldır pota altını paylaşıyorlarmış gibi çok iyi bir ikili oluştudular. Savaşan, geri adım atmayan ve ribaundlarda rakibini ezen bir Fenerbahçe izledik onların sayesinde. İtalya milli takımının kaptanı Datome sahaya çıktığı ilk maçta klasını konuşturdu ve soğuk kanlı yapısı, el yakan üçlükleri korkusuzca kullanması ve profesyonelliği ile beğeni topladı. Koç Obradovic’in onu daha çok 3 numarada kullanacağını ön görmek yanlış olmaz ki kendisi de asıl pozisyonunun kısa forvet olduğunu dile getirdi.
“Yerli rotasyonu”

“Soru işaretleri”
Buraya kadar herşey güzel ama yeni gelen isimlerden ikisi bende soru işareti bıraktı. Birincisi Kalinic. Genç forvet Eurobasket’de geçtiği düşüşten henüz çıkabilmiş değil. Sarı lacivertlilerle yer aldığı ilk maçta da onu değerli kılan enerjisi ve yırtıcılığından pek eser yoktu maalesef. Yeteneklerinden çok bu özellikleri ile ön plana çıkan ve bu kadar yıldızın arasına aslında “savaşçı” göreviyle alınan bir oyuncunun bu performansı gösterme lüksü yok. İkinci isim de Dixon. Koç Obradovic’in onu bu takıma oyun kurucu olarak değil şutör guard olarak aldığını ilk günden beri savunanlardanım ki Sloukas’ın bu performansı da beni doğrular nitelikte. Ancak beni asıl tedirgin eden verdiği röprtajda “tıpkı Pınar Karşıyaka’daki rolümde oynayacağım, burada da lider ben olacağım” demesiydi. Bu Fenerbahçe’de bu mümkün değil. Bobby’nin yeni rolüne bir an önce alışması ve artık topu elinde daha az tutarak, kendisinin yarattığından çok kendisine yaratılan atışlarla skora gitmesi gerekecek. Elbette oyun sıkıştığı anda birebirlerini kullanması beklenecek ve temponun arttığı dönemlerde yine onun Pınar Karşıyaka’daki hızlı hücum sekanslarını izleyeceğiz ama başarı istiyorsa Fenerbahçe, direksiyon Sloukas’da olacak, olmalı.
“Hedef aynı”
Hedef geçen sezondan farklı değil ve bunun için de ellerinde gerekli malzeme var. Hazırlık döneminde izlediğimiz Fenerbahçe elbette geçen sene olduğu gibi sezon içerisinde de kendini geliştirmeye devam edecektir. İşte bu gelişim esnasında çözmeleri gereken irili ufaklı bir kaç sorunları var:
•Sloukas ve Bobby birbirinden çok farklı oyuncular, geri kalan oyuncuların özellikle Sloukas sahada değilken oynanan basketbola alışmaları gerekecek. Geceyle gündüz kadar olmasada iki değişik Fenerbahçe izleyeceğiz sahadaki oyun kurucuya göre.

•Kalinic uykudan uyanmakta gecikirse Datome ile 3 numara pozisyonu oldukça yumuşak kalacak Fenerbahçe’de. Bu noktada da Bogdanovic yine fazla sevmediği 3 numara pozisyonunda bolca süre alacak ve onun asıl etkili olduğu 2 numaradaki süreleri azalacak. Bu noktada Hickman’ın önemi bir kademe daha artacak. Sağlıklı bir Hickman hem savunmanın sertleşmesi ve topa baskının yapılabilmesi hem de hücumda delicilik anlamında değerli bir parça olacak.
Mail: fersu77@yahoo.com
twitter: @fersudeniz