Sami Yen’de taraftarlar her maçta Gloria Gaynor’ın meşhur parçası ile çoşardı. “Milan Baros Oley Oley Oley” ya da “Harry Harry Kewell, Harry Harry Kewell” veya “I Love You Hagi” ile kendinden geçen Galatasaray tribünlerinin gazı kaçmış adeta. Futbolumuzda son yıllarda sıkça görülen Ebola virüsü, meşalelerin Türkiye Kupası’ndaki gibi sahaya atılması ile Avrupa Fatihi’ne de sıçramış. En son Manchester United maçında Şampiyonlar Ligi’ne katıldığımızda kalmıştı sanki bu hastalık!
“Sezon Öncesi Merhaba” başlıklı yazımızda söylediğimiz gibi bu sezon Prandelli ile zor geçer. Yediğimiz goller Arsenal’in sol kanadından geliyor ve bizim sağ kanatta Melo’nun hataları ile maçı kaybediyoruz. Melo evet Melo. Stoper Chedjou, sağ kanat Veysel değil Melo. Forvetle en sonda mecburen tek adam kalan Melo. Melo’ya veya defansa yüklenmek doğru mu ? Değil!
Sezon başından beri takımın ihtiyacı olan konularda ilerleme yok. Mesela, orta saha ile forvet kopuk, takım oyunu yok. Defansta bakıyorsun Sneijder. Sahada gördüğümüz Dzemaili’nin ise orta sahada topla oynamasına rağmen oynadığını göremiyoruz ve gözlerimiz oyuna her girdiğinde adrenalimizi arttıran Sabri’yi arıyor.
Galatasaray bu, bir bakmışsın geçen sezon gibi bir üst tura çıkmış Şampiyonlar Ligi’nde. Ne yapacağı belli olmaz. Türk Futbolu’nun Avrupa’daki tek başarılı temsilcisi. Ancak, bu sezon bu futbolla devam ederse UEFA’da devam etmek başarı sayılır! Alışmak sevmekten daha zor geliyor. Alıştık Avrupa, bir tanem sana.
İş yoğunluğum nedeni ile henüz kombinem ile maça gidemedim. Prandelli ile stadda tanışamadan bu sezonda takımla ilk yolları ayıran olmak istemiyorum. Maçın analizi ile ilgili söylenecek daha konular var ama bir yandan bakıyorum benim de gazım kaçmış, elim gitmiyor daha fazla yorumlamaya ama yine yeniden “I Will Survive” demek istiyorum. Her taraftar gibi biliyorum ki, sevmeyi bildikçe ayakta kalacağız. Futbolu severek, rakibi severek, top oynamayı severek, taraftarı severek, birbirimizi severek, kazanma hırsını severek, spor ahlakını, Fair Play’i severek, Kopenhag ruhunu severek, Arsenal’den aldığımız UEFA Kupası’nın çoşkusunu severek. Aynen Gloria’nın dediği gibi, -“Oh as long as I know how to love, I know I’ll stay alive”-, sevdikçe ayakta kalacağız.
CÜNEYT DİRİCAN
