Organizasyon her ne kadar FIVB (uluslararası voleybol konfedarasyonu) tarafından bu seneden itibaren özel bir şirkete verilip turnuvanın prestijine gölge düşürülmüş olsada, katılımcı takımların dünya voleybolundaki yerleri turnuvayı gene eşsiz kıldı.
Tüm voleybol kamuoyunun beklentisi gibi benim de beklentim açıkçası Eczacıbası Vitra-Vakıfbank finaliydi. Bu lezzeti final yerine yarı finalde tatmak zorunda kaldık. Gerçekten iki takımıda yürekten tebrik ediyorum. Neticede bir takım kazanacaktı ve Eczacıbasi Vitra kazandı. Şampiyonlar Ligi şampiyonu İtalyan Pomi ile çekişmeli geçen final maçıda bir kez daha bayan voleybol maçlarının sonuçlarının önceden tahmin edilemeyeğini, bayan voleybolunda sonucu önceden belli maç olmadığını bizlere gösterdi. Bu kupayı üst üste ikinci kez kazanan Eczacıbası Vitra kulübü Manila’da bayrağımızı gönderde en üste çektirerek bizleri gururlandırdı.
Ben keyfini fazlasıyla sürdüm ama beni en çok keyiflendiren tribünlerde Eczacıbasi Vitra ve Vakıfbank formalı hatta Türk milli takım formalı Asya’lı seyircilerdi. Ellerinde Türk bayrakları, takımlarımızın bayrakları, canı gönülden desteklediler. Belki daha evvel haritada ülkemizin yerini bilmeyen bu insanlar, bu iki kulübümüzün voleybola yatırımları sayesinde ülkemizi tanımaya başladılar.
Eczacıbası Vitra ve Vakıfbank voleyboldan daha fazlasını yapıyor. Onlara büyük saygı duyuyorum. İyi ki varsınız…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: tunca.afsar@abcspor.com
twitter: @tuncafsar