https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

TARİHİ SPOR MABETLERİ

Okunması Gerekenler

Euroleague Final Four turnuvasını izlemek ya da Wimbledon’u izlemek için aylar öncesinden maç ve uçak bileti alan, hayatını buna göre organize eden pek çok insan tanıdığınıza eminim.

Gittiği turnuvada finale kim çıkacak, finali bırakın, kendi desteklediği takım ya da oyuncu katılabilecek mi dahi bilmeden bu seyahatleri yapan insanların motivasyonu nedir diye düşündük ve ortaya bu yazı çıktı.

Kuşkusuz bu insanların aylar önce bilet alırkenki motivasyonları gittiklerinde yaşayacakları atmosfer ve bu atmosfere ev sahipliği yapan stadyum ya da salon ya da her neyse, o mabet!

Yazmasının bana nasip olduğuna bakmayın, yazının içeriği ve mabetlerin tespiti tam 30 ABCSpor yazarı tarafından yapıldı, umarım beğenirsiniz.

*** Futbol – Wembley

Londra, BK

Adını 1923 yılında içinde kurulduğu Londra’daki Wembley Park’dan alan Wembley Stadyumu’nu, 2007 yılında tamamen yıkılıp o günkü akçeyle 800 milyon paunda yeniden yapılmış olsa da, tam 97 yaşında olan tek bir stadyum olarak değerlendirirsek, sanıyorum ki büyük bir hataya düşmüş olmayız. Açıldığı günden bu yana İngiltere’nin tüm Federasyon ve Lig Kupaları’nın finallerine tanık olmuş olan bu stadda bunların yanı sıra tam yedi Şampiyon Kulüpler ve Şampiyonlar Ligi finali, 1966 Dünya Kupası Finali ve 1996 Avrupa Şampiyonası finali de oynandı. Bu mabedin futbol için ne anlama geldiğini gelin bir de Pele’nin ağzından duyalım: “Wembley futbolun katedrali, başkenti ve kalbidir!”

*** Basketbol – Madison Square Garden

New York City, ABD

MSG de tıpkı Wembley gibi, fiziksel olarak tek bir binadan oluşmasa da ruh olarak tek bir mabedi, basketbol ve boksun anavatanını temsil ediyor. Araya boksu da kattık çünkü bundan birkaç onyıl önce boksun mabedi de MSG idi, biz Muhammed Ali’yi orada tanıdık ve sevdik. 1968’den beri NYC şehir merkezindeki en büyük spor merkezi olan MSG’nin yolculuğu aslında 1879’da şu anda bulunduğu yere çok da uzak olmayan Madison Square’de başlamış ve mabet de adını bulunduğu bu meydandan almıştır. New York’un şehirle özdeşleşmiş NBA takımı New York Knicks’in yuvası olan bu salon aynı zamanda şehrin buz hokeyi takımı New York Rangers’a da ev sahipliği yapar ve bununla yetinmeyerek dünyanın başkentinin kültür merkezliği görevini de hakkıyla sürdürür.

*** Tenis – Wimbledon (Centre Court – Merkez Kort)

Centre Court – Wimbledon, BK

Bu yazıda yer alan tüm mabetlerden farklı olarak, sadece Wimbledon’un ünlü Merkez Kortu tüm ABCSpor yazarlarının oybirliğiyle, dakikalar içinde, tenisin mabedi olarak seçildi ve bu satırlar yazılmaya başladı. Sözü çok da uzatmanın anlamı yok, şöyle toparlayalım: Bir tesis düşünün,  yılda sadece 2 hafta, tek bir etkinlik için çalışsın, özgün bir adı dahi olmasın (adı Merkez Kort!) , içinde sadece İngiltere Kraliyet Ailesi mensuplarının yararlanabileceği bir loca olsun (The Royal Box) ve hizmet verdiği sporun en ünlü mekanı olsun. Philippe Chatrier Stadı’nda Roland Garros’u; Arthur Ashe Stadyumu’unda US Open’ı ve hatta Rod Laver Arena’da Avustralya Açık’ı kazanabilirsiniz ancak sizi ancak, Centre Court’ta kazanacağınız bir Wimbledon zaferi bir tenis efsanesi yapar.

*** Beyzbol – Fenway Park

Boston, ABD

Açıldığı 1912 yılından beri Boston Red Sox kulübüne ev sahipliği yapan Fenway Park, aynı zamanda Major Baseball League’in de en eski aktif mabedi. MLB’nin final serisi olan World Series’e 11 kez ev sahipliği yapan bu mabet  tam 6 kez de Boston Red Sox’un dünya şampiyonu oluşuna şahitlik etti. Beyzbolun yanı sıra Amerikan futbolu, buz hokeyi gibi diğer amerikan sporlarına ve konserler vs gibi kültürel etkinliklere de kapısını zaman zaman açan Fenway Park, resimde görüldüğü gibi, 1919’da İrlanda Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ilanına destek veren Bostonlu’ların da doğal buluşma yeriydi. Her zaman bir stadyumdan fazlasıydı ve hep de öyle kalacağa benzer.

*** Amerikan Futbolu – Lambeau Field

Green Bay, ABD

Takip edenlerin yakından bileceği gibi, Amerikan Futbolu spor dünyasındaki en büyük ekonomiyi barındıran dallardan biridir. Hal böyleyken NFL’in zengin büyük ve ünlü takımları eski stadyumlarını milyar dolarlık projelerle yenilemişlerdir, yenilemektelerdir ya da yenileyeceklerdir. NFL’in tarihinde en başarılı takımlarından olan Green Bay Packers ise Lambeau Field’ı yıkıp yenisini yapmak yerine, açıldığı 1957’den beri aynı yerde bulunan stadyumunu belirli zaman aralıklarıyla yenileme ve büyütme yoluna gitmiş ve NFL gibi bir mega-ekonomi sistemindeki en eski aktif stadyuma sahip olma apoletini omzuna takmıştır.

*** Avustralya Futbolu (Aussie Rules) – Melbourne Cricket Ground

Melbourne, AU

1853’ten beri aynı yerde hizmet veren Melbourne Cricket Ground (MCG), nedendir bilinmez, adında yer alan kriket sporunun değil, halk arasında “Aussie Rules” olarak tanınan Avustralya Futbolu’nun mabedi olarak tanınmıştır. Buna sadece ona “Güney Yarım Küre’nin En Büyük Stadyumu” ünvanını veren fiziksel büyüklüğü değil, 1859’dan beri en fazla AFL Grand Final maçının oynandığı stadyum olması sebep olmuşsa da, 2019 AFL Grand Final maçında tribünlerde yerini alan 100,014 biletli seyirci ile “Dünyada en fazla seyirci ile oynanan ulusal şampiyonluk maçları” listesinde ilk sırayı almış ve azametinin de hakkını vermiştir.

*** Snooker – The Crucible Theatre

Sheffield, BK

1971’de açılan, Sheffield’daki Crucible Tiyatrosu, sahnesinde oynanan tiyatro eserlerinden çok 1977’den beri ev sahipliği yaptığı Dünya Snooker Şampiyonası ile tanınır. Steve Davis, Stephen Hendry, Ronnie O’Sullivan başta olmak üzere dünyanın en ünlü snooker oyuncularının “en büyük ” kupayı kaldırdıkları bu mabedin kendine has bir laneti bile var: The Curse of the Crucible! 1977’den beri Crucible’da ilk kez kazanan hiçbir oyuncu bu başarıyı ertesi sene tekrarlayamadı. Buna 6’şar, 7’şer kez dünya şampiyonu olmuş olan en büyük oyuncular da dahil.

*** At yarışı – Kentucky Derby (Churchill Downs)

Louisville, Kentucky, ABD

Yarışma branşlarının gerçek anlamda “mabedi” olan bir tesis bulmak nedense diğer branşlara göre daha zor. Ne atletizmde ne de motor sporlarında ABCSpor yazarlarının ortak ya da baskın bir mekan üzerinde razılaşamadıklarını söyleyebilirim. Ancak konu at yarışlarına geldiğinde durum değişiyor. Türkiye’nin en iyi atına da sahip olsanız da Gazi Koşu’sunu kazanamadıkça tarihte yer alamayacağınız gibi, dünya ölçeğinde de 1875’ten beri Churchill Downs’da koşulan Kentucky Derby yarışını kazanamadıkça ne kendinizin ne de atınızın adını yukarılarda bulamazsınız. Her ne kadar adını, ilk tahmin edilenin aksine,  İngiltere Başbakanı Sir Winston Churchill’den değil, Kentucky’nin ileri gelen ailelerinden birine mensup Samuel Churchill’den almış olsa da, Churchill Downs 1875’ten beri at yarışlarının en prestijli sayılan yarışı Kentucky Derbi’sine ev sahipliği yapıyor.

*** Atletizm – Stockholm Olimpiyat Stadyumu

Stockholm, İsveç

Atletizm gibi bir branşta gerçek bir mabet bulmanın çok da kolay olmayacağını biz ABCSpor yazarları da tahmin ediyorduk. Ancak, olimpik branşların kralı, kralların olimpik branşı olan atletizmi es de geçemezdik. Uzunca süren, Stockholm-Helsinki-Berlin savaşlarının ardından, Stockholm üzerinde uzlaşma sağlandı ve bu yazı yazılmaya başlandı. 1912 yılında açılıp, aynı yıl Olimpiyat Oyunları’na da ev sahipliği yapan Stockholm Olimpiyat Stadı’nı belli bir yaşın üzerindeki sporseverler rahmetli Kenan Onuk’un anlattığı TRT 2 yayınlarından anımsayacaktır. Atletizm yarışmalarına ev sahipliği yaptığı günlerin dışında Stockholm’ün ünlü futbol takımı Djurgardens IF’in ev sahipliğini de yapan SOS, 2013’te Djurgardens IF’in Tele2 Arena’ya taşınması ile biraz yalnızlığa bürünse de hala atletizmin en önemli etkinlikleri olan Golden League ve Diamond League’e ev sahipliği yapmaya devam ediyor.

*** Golf – Augusta National Golf Club

Augusta, Georgia, ABD

Golf’te lakabını “The National” olacak kadar öne çıkmış ve golfün en önemli turnuvalarından olan Masters Turnuvaları’na 1934’ten beri ev sahipliğini yapan Augusta Golf Club, bu gelenekleriyle 2009’da “Amerika’nın En Prestijli 100 Golf Sahası” listesinin zirvesine yerleşse de, aslında bir spor mabedi olmanın aksine, sporun evrensel ilkeleriyle bağdaşmayan bir tesis olarak da yorumlanabilir.  Hizmet vermeye başladığı 1932 yılından beri ANGC, 1990 yılına kadar siyahi, 2012 yılına kadar da kadın üye kabul etmeme alışkanlığını sürdürmüştü. Bu tutumundan  1975’te puan gücü ile Masters’a katılmaya hak kazanan ilk siyahi oyuncu Lee Elder’a ve 1997’de, yine bilek gücüyle, burada oynanan Masters’ı  kazanmayı başaran Tiger Woods’a  kadar ödün vermeyen ANGC, bu tarihten sonra yelkenleri suya indirmişti. 1975’e kadar tüm caddy’lerin (sopa taşıyıcıların) siyahi olmasını şart koşan kulüp yöneticilerinin Tiger Woods sonrası neler düşündüklerini hayal etmek bile eşsiz.

*** Kriket – The Lord’s

Londra, BK

Lord’s Cricket Ground ya da yaygın kullanılan adıyla Lord’s ilk olarak 1787’de Londra’da Dorset Square’de açılsa da birkaç kez yer değiştirip 1814’te bugünkü lokasyonuna yerleşmiş. Beyzbolün atası sayılan ve Birleşik Krallık ve sömürgelerinde çok yaygın olarak oynan kriket, Lord’s’un açılış tarihinden de anlayabileceğiniz üzere çok eski ve köklü bir spor. Lord’s da bu kadim branşın “Home of Cricket” olarak tanınacak kadar önemli bir mabedi. Artık 30 bin kişilik kapasitesiyle fiziksel olarak dünyadaki diğer kriket stadyumlarının çok gerisinde kalsa da 200 yıldan eski olan tarihi ve içinde barındırdığı dünyanın en eski spor müzesi ile Lord’s, bir stadyumdan çok daha fazlası…

*** Buz Hokeyi – Montreal Forum

Montreal, Kanada

Montreal Forum ilk olarak 1924’te Montreal Maroons takımına ev sahipliği yapması amacıyla açılsa da onu buz hokeyinin mabedi olarak bu yazıya almamıza sebep olan olay kuşkusuz ki Montreal Canadiens’in 1926’da Forum’u yuva olarak seçmesi.  Çünkü Forum’un ev sahipliği yaptığı tam 29 Stanley Cup finalinde –halen NHL’i en çok kazanan takım olan- Montreal Canadiens  tam 22, Maroons da iki kez bu en büyük kupayı kaldırdılar. 1989’a kadar Forum ‘da oynanan hiçbir finali kaybetmeyen  Montreal Canadiens’i en büyük yapan faktörlerden en önemlisinin Montreal Forum olduğunu söylemek sanıyorum yanlış olmaz.

*** Ragbi – The Twickenham

Londra, BK

Kendine ait bir ragbi sahasına sahip olması gerektiğine karar veren İngiliz Ragbi Futbol Birliği yöneticilerinin 1907’de Güney Doğu Londra’da 4 hektarlık bir bostan satın almalarıyla başlayan Twickenham’ın hikayesi hala devam ediyor. 1907’de satın alınmasından, tribünlerinin yapımının tamamlanıp da ilk maçına ev sahipliği yaptığı 1909 yılına kadar geçen iki yılı aşkın sürede, boş durmasın diye, sahasına kabak ekilen Twickenham’ın  “kabak tarlası” olarak da anılması çok da şaşırtıcı olmamalı. Dünyanın sadece ragbi amaçlı olarak kullanılan en büyük, İngiltere’nin de Wembley’den sonraki ikinci büyük stadyumu olan Twickenham’ı bir stadyumdan mabede dönüştüren şeyse kuşkusuz,  1909’dan beri İngiliz ragbi milli takımının tüm iç saha maçlarına ev sahipliği yapması.

*** Kürek – Henley-on-Thames (Henley Royal Regatta)

Oxfordshire, BK

Henley-on-Thames bugün 12 bin civarı nüfusu olan küçük bir kasaba ve biz bu yazıya bir kasabayı neden aldık? Yanıt aslında oldukça basit: Kürek denince akla gelen ilk etkinlik Oxford-Cambridge yarışlarıdır ve bu rekabetin simgesi olan Henley Royal Regetta yarışları da Thames Nehri’nin bu kasabadan geçtiği kısmında yapılır! 1839’dan 1924’e kadar birkaç kez değişen güzergah, bu tarihten sonra Temple Adası ile Henley Köprüsü arasında, akıntıya karşı, 1 mil ve 552 yarda olarak son halini almıştır. Bir kasabayı bir sporun mabedi yapabilen şey de sanırız ki bu gelenekçi anlayıştır.

*** Hentbol – Lanxess Arena Köln

Köln, Almanya

Kölnarena ya da 2008’de aldığı adıyla Lanxess Arena başta hentbol olmak üzere basketbol, buz hokeyi, boks ve e-sports gibi pek çok salon sporuna ev sahipliği yapsa da onun Home of Handball olarak anılmasını sağlayan birkaç faktör var. Hentbolün çok popüler olduğu Nordrhein-Westfalia eyaletinde yer alması, her maç hentbol seyircileriyle dolup taşan 18,500 kişilik kapasitesi, birkaç kez ev sahipliği yaptığı en büyük hentbol etkinliklerinde inanaılmaz bir atmosfer sunması bunlardan bazıları. Avrupa Hentbol Federasyonu’nun 2020’de Köln şehri ile EHF Final 4 turnuvasının tam 4 sene üstüste Lanxess Arena’da yapılması üzerine anlaşmaya varması ise bu imajı zirveye taşıyan bir diğer etken oldu. Hentbolün yanı sıra 2021 THY Euroleague Final 4 turnuvasına da ev sahipliği yapacak olan arena, şu anda dünyada en popüler ikinci salon sporu olarak kabul edilen esporun da en büyük organizasyonlarının bazılarına ev sahipliği yapıyor.

mail: tayfun.gerdan@abcspor.com

twitter: @tgerdan

 

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

FUTBOLUN BİTTİĞİ GÜN

Olmaz olsun böyle lig. Olmaz olsun böyle galibiyet. Yeter artık Fenerbahçe'nin bu ülkede maruz kaldığı muamele. Lanet olsun Fenerbahçe'yi senelerdir ırkçılık derecesinde...

Benzer Konular