Önceki hafta evinde Antalyaspor’a karşı skoru koruma becerisi gösterememekten kaynaklanan bir puan kaybından sonra hafta içi Portekiz’in kağıt üzerinde zayıf temsilcilerinden Rio Ave’ye karşı da o maçın bir kopyasını oynamıştı Siyah-Beyazlılar. Yine 1-0’lık farkı arttıramadığı gibi son dakikalarda korumayı da başaramayınca maç uzatmalara gitmiş ve sonraki gol fırsatları da kaçırılınca penaltılara giden maçta tur kaybedilmişti.
Lig maratonunun her zamankinden daha uzun süreceği bu sezonda, eldeki yeterliliği tartışılır kadroyla bir de UEFA Avrupa Ligi macerasına girmek durumundan kurtulmuş olmak Beşiktaş açısından belki de hayırlı oldu diyebiliriz. Elbette ülke puanı bakımından hiç hayırlı bir sonuç değildi. Turun bilerek kaybedildiğini düşünmüyorum, ama Sergen hocanın çıkarttığı rotasyonlu kadro da her iki kulvarın beraber yürütülmekte zorlanılacağını ortaya koyuyordu zaten. Sergen Yalçın son derece realist bir teknik adam. Beşiktaş’ı takip eden birçok futbolseverin de görebileceği üzere, bu kadro ile Avrupa’da bu sezon için pek iz bırakılamayacağının Yalçın da tabii ki farkındaydı. Hastalığını atlatmasının ardından başına döndüğü takımıyla artık tamamen ligdeki rekabete kanalize olmaktı amacı, ancak hiç umulmadık bir netice çıktı Konyaspor deplasmanında…
Konya’da kadronun savunma bölümünde Necip, Vida, Welinton ve N’Sakala’dan oluşan alışılmış dörtlüyü bozmamayı tercih etmişti Sergen hoca. Orta alanda sakatlığı süren Atiba’nın yerinde Dorukhan, 8 numara bölgesinde UEFA maçında etkisiz kalan Oğuzhan’ın yerine Mensah yer alıyordu. (Bana göre Mensah’ın gerçek yeri de orası) Ofansif orta saha rolünde ise bana göre o bölgenin tek alternatifi Ljajic sahadaydı. Sol tarafta N’Koudou’nun bitmek bilmez sakatlığı sürerken, orada son maçlarda formda bir grafik çizen Boyd formayı yine almıştı. Sürpriz tercih ise sağ kanatta kendini göstermişti: Hasic veya Gökhan Töre değil, Altınordu’dan gelen genç Atakan formayı almıştı! Forvette de yine UEFA maçının ilk yarısında iyi performans gösteren Güven, Larin’in yerini almıştı.
Bana göre en olumlu gelişme ise Sergen Yalçın’ın maç öncesi açıklamasında Lens’i kadro dışı bıraktığını açıklamasıydı.
Siyah-Beyazlı takımın çubuklu formayı giyme imkanı mevcutken anlamsız bir şekilde kırmızılara bürünerek çıktığı müsabakada ilk devre Beşiktaş açısından felaket bir devreydi! Tek bir gol pozisyonu yaratılamadığı gibi, aslında son derece zayıf bir takım durumuna düşmüş olan Konyaspor’a saçmalıklarla dolu bir gol armağan edildi. Atiba’nın yerinde oynayan Dorukhan’ın defanstan top çıkartırken son derece namüsait durumdaki Vida’ya attığı mantıksız pas, Vida’nın da topu kaptırmamak için yaptığı hamleyle kornere dönüştü. Daha savunma geri dönmeden akıllıca davranıp acele şekilde korneri kullanan rakip oyuncular da bomboş durumda kafayla golü attılar. Ersin yeterince tecrübeli olsa henüz arkadaşları gelmeden topu elinden bırakmaz ve kornerin kullanılmasını geciktirebilirdi, ama bunu düşünecek deneyimi yoktu.
Gol sonrası da silkinemedi Beşiktaşlı oyuncular, savunmadan gelip top alan yoktu, ne Dorukhan ne Mensah ne Ljajic bu konuda etkili olabildi. Geriden oyun kurma işi de Welinton, N’Sakala ve Vida’ya kalınca doğal olarak organize ataklar geliştirilemedi.
Zaten Dorukhan kesinlikle 6 numarada oynayacak oyuncu değil. Bu yoklukta sağ bekte kullanılsa çok daha faydalı olabilirdi. Savunma yapmaktan veya hücuma destek vermekten kaçacak bir oyuncu kesinlikle değil, ama oyun kurmak onun işi hiç değil. İddia ediyorum, atletikliği ile sağ bekte transfer ihtiyacını bile ortadan kaldırabilirdi.
İkinci yarıya Aboubakar hamlesiyle girildi, Atakan oyundan çıkıp Güven kanada geçti. İlk dakikalarda birkaç hücum denemesiyle beraberlik fırsatı yakalandı, ama Aboubakar’ın birini atıp birinin asistini yaptığı iki pozisyon ofsayta takıldı. Bir vuruşunu da kaleci zorlukla çıkarttı. Bunların üzerine hızlı gelişen bir Konyaspor kontraatağında başta Vida olmak üzere tüm savunma geri dönmeye zahmet etmeyince ikinci gol de geldi. Bu golden sonra Beşiktaş takımı tamamen çöktü. Daha sonra artık Beşiktaş’ı kafasında bitirdiği net şekilde anlaşılan Vida’nın birbirinden komik hatalarıyla iki gol daha yenilince tarihi bir hezimet çıktı ortaya. Son dakikalarda Gökhan Töre’nin bireysel çabasıyla yarattığı gol teselliden öteye geçemedi.
Bana göre Hasic formdayken Atakan’ı 11’de başlatmak için henüz erkendi. Dorukhan da yanlış yerde oynatıldı. Mensah devre arasında uyarılana kadar geriden gelip top almadı hiç, bu da takımın oyun kurma gücünü sıfırladı. Sergen hocanın bu kadroyla ne yapacağına karar vermesi için daha önünde çok yol var, ama bu yol bir yerlere çıktığında korkarım lig yarışı için çok geç olacaktır.
Kağıt üstünde son derece yetersiz bir takım görünümünde olan Konyaspor’a böyle farklı bir şekilde mağlup olmak Beşiktaş takımı açısından dibe vuruş oldu denilebilir. Böyle bir çöküşün ligin başında olması iyi oldu şeklinde bir iyimser bakış açısı geliştirmek mümkün, ama Beşiktaşlılar olarak kendimize karşı dürüst olmak gerekirse bu sezon için büyük beklentilere girmek doğru olmaz. Bu kadro şampiyonluk için yeterli bir kadro değil. Bu saatten sonra bir tanesi çok üst kalite bir santrafor olmak üzere birkaç transfer yapılır da takımın çehresi değişir mi, orası da zor görünüyor doğrusu. Sergen hocanın bence önceliği her geçen gün biraz daha oturan bir sistem yaratmak olmalı. Bununla birlikte Welinton, N’Sakala gibi vasat oyuncularda ısrar etmek yerine onlardan hiç de aşağı kalmayacak Rıdvan, Erdoğan gibi gençleri kazanmak mantıklı olur. Bu sene şampiyonluk olmayabilir, ama seneye takımın değişilmezlerinden olacak birkaç oyuncu kazanmak, sonraki sezonlarda bu hedefi gerçekleştirmeye yardımcı olacaktır…
mail: olcay.nurlu@abcspor.com
twitter: @olcynrlu