https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

SON NEFESE KADAR

Okunması Gerekenler

Ne ilginçtir ki, sahanın iyisi Kasımpaşa tek bir puan alamadan maç bitti. Oysaki iki yarıdaki beşer dakika ekstra zamanla 85 dakika 10 kişi kalmış bir Kasımpaşa, sakat-cezalı oyuncularına rağmen maçtan en az bir puan almaya çok yaklaşmıştı. Son birkaç dakika dışında ve bir iki oyuncu dışında, zaman çalmaya da yeltenmedi. Dikkat ediyorum, eski Beşiktaşlı teknik direktörlerin önemli bir kısmı zaman çalmaya müsade etmiyorlar. En deli olduğum şey zaman çalma. Kasımpaşa herşeye rağmen buna minimum düzeyde yeltendi.

Genelde kaybedilmiş maçlarda değil, kazanılmış maçlarda hakemi eleştiririm, ki kimse ağlıyor demesin. Zira Türkiye’de hakemler o kadar kepaze ki, hakemleri de yeneceksin lafı kendini defalarca ispatlamıştır. Bugünkü direkt kırmızı kart, atılan gollerin kararı, iptal edilen golün iptali vs hepi gayet güzeldi, ee daha ne istiyorsun birader diye sorabilirsiniz. Sarı kartla o kadar kepaze kullanıldı ki, misal Kasımpaşa’nın ikinci golünü atan Koita, golü atana kadar bir değil iki kere sarı karttan atılmış olsa, o gol de haliyle gelemeyecekti. Üstelik bir tanesini manasızca uyarıyla geçiştirdi. Neden? Hakem Beşiktaş’ı kayırdı demesinler. İyi de birader, sana ne? Sen kararını düzgün versene. Yok öyle çöp işte. Düşünsenize bu olayın aynısı son zamanlarda sürekli şikayet eden takımın başına gelse, maç 2-2 bitse ve hakem ertesi hafta maç alsa, ooooh izle ağlaşmaları. Neymiş ödüllendiriliyormuş hakemler. Yahu geçin. Bak az kalsın güme gidiyordu bizim puanlar. Ama son saniyeye kadar saldırıp maçı aldı Beşiktaş. Hakem hele surata gelen ellerde gösterdiği manasız sarı kartlarla işi de iyice cıvıttı. Yanlış anlaşılmasın. Beşiktaş’ı doğradı demiyorum. Maçı değil vaziyeti idare etmeye çalışınca, gene berbat bir yönetim izledik.

Boşverelim hakemi, işimize bakalım. 10 kişi kalmış rakibine karşı iki defa geriye düşmenin izahı yok maalesef. Takımın yarısı iyi oynarken, diğer yarısı oldukça zayıf kaldı. Karius, Caner, Gökhan, Atiba, Elneny çok iyi iken, başta Burak, Ljajiç, Vida, Roco, Diaby çok ama çok zayıf kaldılar. Burak herhalde kariyerindeki en verimsiz maçını oynadı. Bir anlamda Beşiktaş’ın da 10 kişi oynamasına sebebiyet verdi. Stoperler bir yığın pozisyon hatası yaptılar. Gollerin dışında ciddi tehlikelere sebep oldular.  Neyse ki, çok iyi çalışan kanatlara, oyuna sonradan giren Umut’da skor katkısı yapması da eklennice, gitti denilen maç geri geldi. Neredeyse tüm rakiplerin galip geldikleri hafta, büyük bir kazadan dönüldü.

Kupa maçından sonra, bu maçta da bir gevşeme, rahatlama sezinledim. Artık kazanıyoruz havasına mı girdiler bilmiyorum ama, geçen haftalardaki gümbür gümbür oynayan takım sahada yoktu bugün. Avcı mutlaka görmüştür ve umarım önlemini alır. Bugün için söylenebilecek en pozitif tespit sanırım son saniyeye kadar puan kaybının kabul edilmemesi idi. Avcı, sahaya üç santrafor birden sürerek, maçı olmazsa olmaz biz  kazanacağız hissini, hem kendi takımına hem de rakip takıma derinden hissettirdi. Zaten o anda, Havutçu, bu gerçeği kabul edip, defansını güçlendirecek değişimlere gitti. Beşiktaş’ın üç hamlesinden ikisi gollere sebep verirken, dar klübe seçeceğine rağmen, oyuna direkt müdahale eden Avcı’nın artık bayağı formda olduğunu görmüş olduk. Sezon başı manasız istifa çağrısı yapan, çok bilmiş taraftar da umarım görmüştür.

Mali derin sıkıntılar, sahaya ne kadar az yansırsa, takım şampiyonluk yarışının o kadar içinde olacaktır. Zira, rakiplerin bu takımdan daha üstün bir tarafları yok.

mail: cuneyd.yuzak@abcspor.com

twitter: @cyuzak

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesce soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular