Şahane bir basketbol gecesiydi. Tribünler uzun zaman sonra salkım saçak olmuş, oyuncular motive, iki takımda benzer hamleler ile yol alırlarken, geçişlerde başlayan vuruşmaların adı sertlik oldu.
Oysa bir tarafta Derrick Williams, diğer tarafta Singleton dört numaradan sayı üretirlerken, Fenerbahçe Beko’nun savunma sertliği düzeyi artmıştı. Her oyuncu rakibinin karşısında ayakta kalıyor ve hataya zorluyordu. Bu pozisyonlarda birbirini takip eden iki hücum faul geldi. İlk yarıda bu çalınan hücum fauller olmaya devam etti. En az üç pozisyon daha faulleri çalan İspanyol Dani’nin önünde olunca mı çalınmadı acaba ?
Ardından Simon-Sertaç işbirliği ile Anadolu Efes ev sahibinin direncini kırmayı başardı ve devre sonuna eşitlikle gidildi.
Üçüncü çeyrekler Fenerbahçe Beko için özellikle bu sezon çok ta iyi geçmemişti. Tıpkı bu maçın üçüncü çeyreğine başladıkları durağanlığa, Larkin’in sokak basketbolu ve hakemlerin de anlaşılmaz pasifliği eklenince fark bir anda çift hanelere fırladı. Sarı lacivertlilerin hücum temposu düştü. Seçici olmayan atışlar, top kayıpları derken Anadolu Efes farkın erimesine izin vermedi ve İstanbul derbisini lacivert beyazlılar kazandı.
Maçın sertlik düzeyinin hakemler tarafından dengelenmediği, bir tarafın diğer tarafı adeta boks seviyesinde dövmesine göz yumduklarını iç rahatlığı ile ifade edebiliriz. Hatta saha içini bırakıp, Obradoviç’in yardımcılarının oyun akarken, benchte söylediklerini duymak (belki de dudak okumakta diyebiliriz ), saha içinden bir taraftarı salon dışına atmak, bu maçın kalitesine yakışmadı.
Fenerbahçe Beko ilk yarının büyük bölümünde yaptığı savunmayı tekrarlayarak ilerlemeli…
mail: omer.kocsan@abcspor.com
twitter: @omerkocsan