https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

SERGEN HOCA BÖYLE İSTEDİ

Okunması Gerekenler

Ligin henüz 13.haftası maçıydı, ama Beşiktaş için bir nevi tamam/devam maçı niteliği de taşıyordu Alanyaspor deplasmanı. Lider Trabzonspor’a mağlup olunan son karşılaşmanın ardından 10’a çıkan puan farkının biraz daha açılması artık geri dönüşü imkansıza yakın bir tablonun ortaya çıkmasına neden olabilirdi. Bu nedenle Sergen hocanın önceki haftalarda neyi yanlış yaptığını iyi analiz edip, bu maçı minimum riske atacak şekilde hazırlaması gerekiyordu takımını. Bunun için milli maç arası gibi bulunmaz bir nimet de vardı, bu arayı bir de hazırlık maçıyla değerlendirdiler ve bir iki eksik haricinde tam kadro olarak lige döndüler.
Gelgelelim Beşiktaş’ta yanlış olan ne varsa hepsinin aynen sürdüğünü hayretler içinde gözlemlediğimiz bir maç izledik!

Sergen hoca geçen sezon denediği ve tutturduğu A planı olan sisteminden vazgeçmeme konusunda ısrarcıydı, ancak o planın iyi işlemesini sağlayan en önemli etkenin oyun kurucu bir santrafora sahip olması olduğunu sanırım halen idrak edememiş durumda. Aboubakar yerine tamamen farklı tarzda bir santraforun gelmesi (ki bugün o da sakattı) ve orta sahada Mensah-Ljajic gibi isimlerin yerine Pjanic-Alex gibi oyuncuların gelmesi takımın kimliğini baştan aşağı değiştirmiş olmasına rağmen hoca yeni bir plan oluşturması gerektiğini belli ki halen kabullenememiş!
Bir yaş daha yaşlanmış ve milli maçlarla birlikte artık devamlı oynama temposunu kaldıramadığı açıkça belli olan Atiba’yı halen ilk seçenek olarak görmesi, tek önliberoda çok başarılı olan Josef’in yerini Pjanic’e bıraktırıp Josef’i alışık olmadığı 8’e çekmesi ve en büyük meziyeti gol yollarındaki becerileri olan Alex’i ısrarla kaleye uzak şekilde orta sahada oynatması gibi seçimleri nedeniyle Beşiktaş takımı 13.hafta itibariyle halen ne yaptığını, ne oynadığını bilemez durumda!
Sergen hocanın oynatabileceği tek sistemin 4-1-4-1 olduğu ve başka bir B planı oluşturamayacağına inanmak istemiyorum ama şu ana kadar görüntü ne yazık ki bu yönde. Lakin hoca sanki işler yolundaymış ve sadece şanssızlık varmış gibi, hiçbir arayış içinde değil maalesef. Oysa eldeki oyuncularla da ortaya iyi bir yemek çıkartılabilir, son derece kaliteli bir kadro var elinde. Birkaç dokunuşla yarışmacı bir takım kimliğine yeniden kavuşturması gayet mümkün, ama Sergen hoca nedendir bilinmez sanki basireti bağlanmış gibi, eli kolu bağlıymış gibi bir haleti ruhiye içinde bu kötü manzarayı seyrediyor haftalardır.

Bu maça çıkarken Beşiktaş ligde sadece 1 deplasman galibiyetine sahip durumdaydı. Haftalardır olduğu gibi maça yine hızlı başlayıp yakaladıkları fırsatları gole çevirme becerisi gösteremediler ve rakip de ilk tehlikeli gol girişiminde ağları buldu. Bu artık adeta takımın kangreni haline gelen bir ezber oldu. En son hangi maçta Beşiktaş’ın ilk golü bulan taraf olduğunu hatırlamıyorum inanın! Belki bunu becerebilseler birçok maçın kaderi de değişebilirdi, ama gol yollarında problem çözebilecek Alex Teixeira gibi bir isim varken ileri uçta Kenan Karaman oynayınca sonuç kaçınılmaz olarak böyle oluyor! Sergen Yalçın as santraforu Batshuayi’nin yokluğunda, kariyerinde onlarca kez forvet oynamış olan Alex’i neden kullanmaz, anlamak çok zor. Haftalardır bekliyorum bunu denemesinı, bir kez bile aklına getirmedi. Oyuncunun kariyerinden habersiz olması olanaksız, o halde nedir bu inat? Hani elinde çok üst düzey forvetler olur anlarım, alternatif forvetler haftalardır sahada sürünen Kenan ve bir türlü seviye atlayamayan Güven. O zaman farklı şeyler denemek zorundasın, ama yok nafile…

Milli takımlarından henüz 2 gün önce dönebilen ve çok yorgun olan Atiba ile Larin’in bu maçta hamle oyuncusu olarak başlamalarını bekliyordum açıkçası. Nitekim Atiba ilk yarı takımın en kötüsüydü, Larin’in de yorgunluğu bariz belli oluyordu. Devre arasına yenik girdikten ikinci yarıya beklendiği şekilde değişikliklerle girdi Beşiktaş, yine beklendiği gibi Atiba oyundan alındı yerine Can girdi. Ama o da ne! Oyunu kurabilecek en önemli adamı, Pjanic’i de aldı oyundan Sergen Yalçın. Yerine giren Alex ise yine kaleye yakın bir pozisyonda değildi. Haftalardır gelen kötü oyuncu değişikliklerine yenileri eklenmişti. 59’da da Kenan’ın yerine N’Koudou girdi ve Larin forvete geçti. Açıkçası bu hamlelerin hiçbir şekilde stratejik olmadığını, sadece “hadi bir de böyle deneyelim, belki bir şey olur” gibi bir anlayışla yapıldığını düşünüyorum. Zaten ikinci yarıda tamamen oyuncuların bireysel becerilerine ümit bağlayan, plansız bir oyun anlayışı vardı ortada. Bu anlayışla skoru değiştirmek çok zordu ve değişmedi de. Ghezzal tek başına yaratıcı olmaya çalışan isimdi son haftalarda olduğu gibi, ama onun da çabaları yine yeterli olamadı. 86’da gelen Güven/Ghezzal değişikliği artık sinirimden güldüğüm bir değişiklik oldu doğrusu! Evsahibi ekip oyunun uzatma anlarında yaptığı kontraataklardan sonuncusunu gole çevirerek hak ettiği galibiyeti aldı.

Beşiktaş için üst üste 3. lig mağlubiyeti oldu ve Avrupa’dan sonra ligde de yarıştan büyük ölçüde kopuldu ne yazık ki. Ben lig tarihinde 13 puanlık bir farkın kapatıldığını hiç duymadım, dolayısıyla bu sezonu kayıp bir sezon sayabiliriz artık. Gelecek sezonun da kaybolmaması için şimdiden bazı adımların atılması gerekiyor. Bu adımları belirleyecek ve atacak olan lider Sergen Yalçın mı olacak, yoksa bu “mental olarak aklını işine verememe durumu” devam mı edecek, hoca bunun kararını acilen vermeli. Ben bu sezon kayıp olsa da hocanın Beşiktaş ile uzun yıllar devam etmesini temenni ediyorum hala, çünkü onun Beşiktaş için bir teknik direktörden fazlası olduğunu düşünüyorum. O bu kulübün efsanesi ve yıllardır aradığı lider kişiliğe sahip. Ancak bu liderlik özelliklerini bile bu sezon azıcık dahi göstermedi maalesef, aklı başka yerlerde sanki. Ne yapmak istediğine karar verecek olan Sergen hocanın kendisinden başka kimse değil. Tek sezonluk hoca olarak anılacağı bir kariyeri mi olacak, yoksa efsanesi olduğu kulübün tarihine adını yazdırmaya devam etme niyeti var mı, bunun cevabını vermeli kendisine.
Cevap evet ise ne ala, her şey düzelir zamanla. Yok eğer hayır ise çok üzülürüm, ama kimse Beşiktaş’tan daha kıymetli değildir, o durumda da kulüp geleceğini yeniden çizmek durumda kalacaktır ve vakit kaybedilmemelidir…

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: olcay.nurlu@abcspor.com

twitter: @olcynrlu

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesce soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular