KORTLARIN HAŞARI ÇOCUĞU ERNESTS GULBIS

Fransa’da adım adım, başta organizatörler olmak üzere bütün dünyanın beklediği Nadal – Djokovic finaline doğru gidiyoruz. Beklenildiği gibi Büyük 4’lünün 3’ü yarı finale ulaştı, buradaki tek sürpriz isim yıllardır buralarda olması gereken turun en renkli simalarından Ernests Gulbis. Diğer 3 tenisçi hakkında her seyi bildiğimiz için Ernesti tanıyalım..
Profesyonel teniste önemli oyuncular arasında babasından daha fakir olan tek oyuncu Ernests. Ailesi Letonya’nın en varlıklı 3 ailesinden biri. Babası eski bir basketbolcü,büyük babası ise Sovyetler Birliği milli formasıyla Avrupa şampiyonu olmuş bir basketbolcü, annesi ise oğlunun tenis oynamasını kesinlikle istemeyen bir aktris. Oğluna bu ismi vermesinin sebebi ise Ernest Hemingway’e olan hayranlığı.
Tenise 5 yaşında başlayan Gulbis yeteneği keşfedilince 10’lu yaşların başında Münih’teki bir tenis akademisine gönderilir ve oradaki arkadaşlarından biri de yarın final mücadelesi vereceği Novak Djokovic’dir. Bir röportajında şöyle der ‘ ben sadece yetenekliydim Novak ise hem yetenekli hem hırslıydı, antrenmanlardan sonra ben odama gidip Play Station oynarken o ya koşuya çıkar ya tek başına servis çalışırdı ‘. Zaten bu disiplin farkı da yıllardır bu iki oyuncu arasındaki muazzam farkı ortaya çıkaran en önemli etken.
Seyahatlerinde kendi özel jetini kullanan 88 doğumlu 1.90 boyundaki raket, 2008- 2010 arası sürekli bir ilk 10 oyuncusu olacak gibi dururken birden kariyeri serbest düşüşe geçti ve 2013 yılında ilk 100’ün dışına düştü. O sıralarda annesinin tenisi bırakması yolundaki telkinlerine karşı çıktı, bu seneyle beraber kariyer sezonu geçirdi ve artık ilk 10 içine emin adımlarla ilerliyor. Agresif bir oyun stiline sahip Gulbis’in en önemli silahları servisleri ve backhandi. Bu arada turdaki en garip forehand mekaniğine sahip olduğunu da ifade edelim.
Favori zemini aslında sert kort olan Letonya’lı temmuz ayıyla beraber başlayacak olan Amerika Açık serilerinde daha da başarılı olacaktır.
Kortta yılda ortalama 60 raket kıran, içkiye ve İsveç’te bir hayat kadınıyla yakalanıp bir gece nezarethanede kalacak kadar gece hayatına düşkün Letonya’lının bir diğer özelliği de oyunlarına saygı duymakla beraber Büyük 4’lüyü çok sıkıcı bulması. O, tenisin de aynı futbol ve boks gibi daha tutkulu yaşanması ve oynanması gerektiğini düşünüyor. Bence de bu düşüncesinde haklı, Federer 33 yaşında öyle ya da böyle 4 çocuk babası , Nadal’ın en büyük zevki arkadaşlarını eve toplayıp onlara yemek yapmak, Murray zaten evlat olsa sevilmez, yıllardır burun delikleri olmayan kız arkadaşıyla yaşayıp gidiyor, Djokovic’in de nişanlısı hamile, yıl sonunda o da evlenecek. Tenisin McEnroe, Becker, Rafter gibi en azından röportajlarında rakiplerine, tabirimin kusuruna bakmayın lütfen ‘gider’ yapacak oyunculara ihtiyacı var.
Yarın eski arkadaşı karşısında fazla şansı olduğunu düşünmesem de artık bu seviyelerde kalmasını gönülden istiyorum.

emrah.seber@abcspor.com