Cinderella Man filmini hepiniz hatırlarsınız, ümit veren bir boksörken, Büyük Buhran sonucu ailesinin geçimini sağlayabilmek için boksu bırakıp gündelik işlerde çalışmaya başlayan James Braddock’un hayat hikayesi. Tam bokstan ümidini kesmişken, karşısına çıkan fırsatı biraz da cesaretiyle iyi kullanır ve 1935 yılında Madison Square Garden’da dönemin büyük şampiyonu, daha önce ringde adam öldürmüşlüğü bulunan Max Baer’in karşısına çıkar. Otoritelere göre hiçbir şansı yoktur, ringden canlı çıkması bile sürprizdir. Ama Braddock bir şekilde insan azmanı rakibini yener ve spor tarihinin en büyük sürprizlerinden birine imza atar ve bundan sonra Cinderella Man olarak anılır.
Dün, yine New York’ta, bu kez Roberta Vinci bana göre tenis tarihinin en büyük sürprizine imza atarak,takvim Grand Slam’i yapmasına 2 maç kalan tüm zamanların en dominant oyuncusu Serena Williams’ı kendi seyircisi önünde mağlup etmeyi başardı ve bir başka Cinderella masalına imza attı.
Geçtiğimiz pazartesi günü turnuvayı kazanmasına 1’e 300 oran verilen İtalyan oyuncu için turnuva şanslı başladı. Kendi çeyreğindeki en önemli oyuncu Sharapova turnuvadan çekildi, ilk 3 maçını zor da olsa isimsiz rakipler karşısında kazanan Roberta,aylar sonra iyi oynamaya başlayan Bouchard banyoda düşüp sakatlanıp maça çıkamayınca bir anda kendini çeyrek finalde buldu.
Çeyrek finalde genç fransız Mladenovic’i, 33 derece sıcakta 2.5 saat süren maç sonunda yenmeyi başardı ve Serena’nın karşısına çıktı. İlk seti kaybetmesine rağmen, epik bir geri dönüşe imza attı ve inanılmazı başararak adını finale yazdırdı.
Finalde karşısında, bir başka sürprize atan, Davis Cup’tan takım arkadaşı Flavia Pennetta’yı buldu. 33 yaşındaki Pennetta da aynı vatandaşı gibi kariyerinde ilk kez bir Major’da finale yükseldi. 26 numaralı seri başı, çeyrek finale kadar en önemli maçını 2011 şampiyonu Stosur karşısında oynadı ama iki sette kazanmayı bildi. Çeyrek finalde sıcakta oynayamamasıyla tanınan Kvitova’yı üç sette geçen İtalyan, yarı finalde Halep’in karşısına çıktı. 2 numaralı seri başı Rumen rakibi karşısında sürpriz yaparak, çok rahat kazanan Pennetta’nın galibiyeti, Vinci’nin inanılmaz başarısının gölgesinde kaldı.
Bu iki raketin de çiftlerde Grand Slam şampiyonluğu var ve kariyerlerinin sonbaharındalar, dolayısıyla heyecan onlar için bir faktör olmayacaktır. En çok merak ettiğim şey, iki defans uzmanından hangisinin ilk saldırıyı yapacağı.
Hayatının maçını oynayan Vinci, hem fiziksel hem duygusal açıdan dün adeta bitme noktasına geldi, 24 saatte deposunu ne kadar doldurabilecek bence bir soru işareti. Stili ve backhand kesmeleriyle ( aynı Steffi Graf gibi backhandine gelen topların % 96’sina kesme vuruyor) 80’lerin tenisini geri getiren Roberta, tarihin en iyi oyuncusuna karşı geri adım atmadığı için Pennetta’ya karşı da kanının son damlasına karşı savaşacaktır.
Pennetta bu ikili içinde daha fazla silaha sahip olan taraf, güvenilir backhandi ve returnleriyle Vinci’nin bir adım önünde. Vinci’nin 2. servislerini mutlaka cezalandıracaktır. Ayrıca bu turnuva onun turnuvası. Kariyerinde 7 Major çeyrek finali olan İtalyan tenisçi bunların 6’sına Amerika Açık’ta ulaştı.
Ben,hem çok daha kolay bir yarı final geçiren, hem 4 saat daha fazla dinlenme fırsatı olan, hem de daha fazla silaha sahip olan Pennetta’nın kazanacağını düşünüyorum ama kalbim bu peri masalının tamamlanmasından ve Vinci’den yana.
emrah.seber@abcspor.com