PAŞA ÇAYI
Bak oğlum der, şu hayatta sadece bir tane günah vardır, o da hırsızlıktır, diğer günahların tümü hırsızlığın türevidir. Misal bir kadına tecavüz edersin, iffetini çalmış olursun. Misal bir kişiyi öldürürsün hayatını çalmış olursun. (Khaled Hosseini/Uçurtma Avcısı)
Transfer sezonu dün itibarıyle sona erdi, rakip takımların kadrolarına baktım, Fenerbahçe’nin kadrosuna baktım, ben öyle kendi kendine şampiyon olacak bir kadro göremedim, demek ki 6 yıldır Fenerbahçe’nin zamanını çalan kişi 7.sene de de zamanı çalabilir, bu hırsızlığa çanak tutan saftirikler bir kenara, hırsız federasyon bir yana, hırsız camia diğer yana, Fenerbahçe taraftarının bir tek umudu var, O da Mourinho farkı, O da yetebilirse.
15 günlük arada O Mourinho’nun süreyi nasıl değerlendirdiği, Amrabat’ın ilk 11 başlayıp başlamayacağı merak konusuydu, Amrabat’ı yedek soyundurmuş ve bir sürpriz yapıp En Nesyri’yi ilk 11 başlatmış, Dzeko kulübedeydi. Tandem ise Çağlar-Becao’ydu. Başka bir fark yoktu.
Maça her iki takımda oldukça kontrollü başladı. Fenerbahçe topa daha çok sahip olan takımdı, Kasımpaşa önde biraz pres yapmaya çalıştı ama çok da ısırmadı..
Fenerbahçe topla çok oynamasına rağmen 2.bölgeyi geçmekte zorlandı, orada çok vakit kaybettiği için ön bölgede etkili olamadı ama orta sahası da top kazanma konusunda iyi bir ilk yarı çıkardı..
Burada iki etkenden bahsetmek gerekir, En Nesyri’nin bağlantı oyununda noksanlığı. En Nesyri ile Szymanski aynı anda oynamaz, orta sahanın akıl ve bağlantı yükü 6 ve 8 numaralı 2 oyuncuya kalmış olur ki bu da ligin zor maçlarında yetmez.
Fenerbahçe’de Maximin diye bir adam var, bazı futbol cahilleri adamın ismini Emre Mor ile aynı cümle içinde kullanıyorlar, hızlı tek top oynayan bir takımda çok acayip işler yapar, her takımın başına bela olur ve Fenerbahçe bu adamı tam manasıyla kullanamıyor, savunma yönü de zayıf, kullanamazsan sana zarar yazar. Bugün hareketli olması sebebiyle kendisine çok iyi pozisyon yarattı ve güzel bir gol atarak kapıyı araladı, ardından da ceza sahası içindeki ince çalımlarıyla penaltı kazandırdı ve Fenerbahçe ilk yarıda 2-0’ı bulmuş oldu.
Mourinho defans arkasına bol-bol top atın demiş ama o toplar isabetli olmadı ilk yarıda. Fenerbahçe’nin çok alışık olduğu bir tarz değil bu, Fenerbahçe yerden geçer orta sahayı.
Tadić zeki bir oyuncu, temposuz, koşamıyor falan ama zekası yetiyor. İlk yarının en iyi iki isminden biri de Tadić’ti o da Maximen gibi iki gole katkı yaptı..
2. Golden sonra Fenerbahçe kalesinde iki pozisyon verdi, Mourinho herhalde bu konuyu değerlendirecektir..
Osayi dönerse sağ tamam ama Osterwolde Maximin’in geriye dönme problemi yaşaması yüzünden orta sahada kalıyor, Maximin’in kondisyonu artınca o bölgede sorun yaşanmaz. Kostić’li düzende belki orası daha farklı olur..
Bana göre Fenerbahçe’nin 3 eksiği var, 3 oyuncu Fenerbahçe’yi çok başka bir seviyeye taşır. Yazının sonunda bahsedeceğim.
12.dakikada elle buluşan top bana yüzde 100 penaltı gibi geldi.
Göztepe maçı travması diye bir travma oluştu, sanıyorum çok kişi tedirgin oldu, Fenerbahçe ikinci yarı aynı hatayı yapmamak adına mümkün mertebe önde basmaya çalıştı ama oyunu rakip yarı sahaya yığmak için orta sahayı daha kalabalık tutan rakip ikinci 45 dakikaya da daha etkili başlayan taraf oldu. Demek ki Fenerbahçe hala kontrollü oyunu beceremiyor çünkü pas kalitesi düşük. Bugün ekstra düşüktü çünkü En Nesyri Dzeko’nun orta sahaya yaptığı katkıyı yapamadı..
Fenerbahçe ikinci yarının 55.dakikasından sonra oyunu dengeleyip rölantiye almayı başardı. Zaten Mourinho da Dzeko ve İrfancan’ı oyuna alarak topa olan hakimiyeti artırdı ve tamamen vakit doldurmak üzerine odaklı bir düzene döndü ve istediğini de aldı. Oyun çok tatmin edici olmasa da milli maç dönüşleri ve derbi öncesi sıkmadan kazanıyorsan çok da beklentiye girmemek lazım. Üstelik hem Mourinho böyle bir hoca hem de gündüz maçı faktörü de var..
Yazımın içinde değindiğim şu 3 oyuncuya gelelim, biri santrfor, eldeki Dzeko ile Fenerbahçe idare edecek. Diğeri ligin üstünde ayağı olan bir stoper ve bir tane gerçek 10 numara..
Günün iyilerine gelirsek Maximin dışında İsmail Yüksek ve Becao çok iyiydi. Amrabat tipinde bir oyuncuya ihtiyaç olmadığını da belirtmiştim zaten önceki yazılarımda, Dzeko’yu da İsmail’i de kesmek zor. .
Bir de ne zor? Federasyonu yenmek zor, derbi öncesi yine bir penaltıyı yediler ve daha da önemlisi bu maçı 5’e aldılar ama Fenerbahçe 5 çayını paşa çayı yapmayı başardı.
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907