Aslında Almanya’da bir tane büyük kulüp vardır; Bundesliga’da futbola bakış Bayern Münih ve diğerleri şeklindedir. Bizde ise hesapta 4 büyük kulüp var, kimine göre üç, kimine göre iki; bana göre tek kulüp olsa da. Türkiye ligindeki heyecan da iki takım arasında geçer: “TERSTEN SAPLAYAN TAKIM VE TERSTEN FAXLAYAN TAKIM” Herhangi bir dökümana bakma gereği duymadan kafadan yazıyorum; Bayern Münih 30 senede 25 kere falan şampiyon olmuştur ve bu 25 şampiyonluğun 20’sinde de haftalar evvelsinden ligi koparmıştır. Şimdi bu Bayern Münih’i al, aynı kadro, aynı bütçeyle Türkiye ligine koy; 30 da 25’i bırak, 15 bile yapamaz. Çünkü yaptırmazlar !
Futbolun patronları çıkar, yayıncı kuruluş der, ligde heyecan yok der, para kazanamıyorlar der, federasyon- MHK de elbirliğiyle bir şekilde taşı koyar ve 30 yılda 8-10 şampiyonluğa bağlarlar mevzuyu. Hatırlayın, 2006’da elimizden şampiyonluğu işte böyle aldılar. Üst üste 3. şampiyonluğumuz olacaktı, bir sonraki sezon da 100. yılımızdı zaten, işi şansa bırakmadılar. 2011’de 5 ana branşta şampiyon olan müthiş kadrolarımız vardı. Finans olarak da tüm rakiplere fark atmış durumdaydık, hatta diğerleri borç batağındaydı. Uzun soluklu bir şampiyonluk servis gelmek üzereydi ki; Takkkk devreye girdiler ! O işi bir kez G.Saray yapabildi. 4 sene üst üste şampiyon oldular, sebebi malum Bermuda Şeytan Üçgenidir: “Haluk Ulusoy, Fatih Terim, Mehmet Ağar”. O günden bu yana da öz evlat olma durumları devam ediyor. Şimdi biz burada galip takım hocası eleştiriyoruz ya ? Lider takımın hocasını yerden yere vurduğumuz bile oluyor. Hah işte bundan. Ligi öyle bir domine edeceksin ki; maçları öyle bir kazanacaksın ki; deyim yerindeyse kanırta kanırta, kimse sana bir şey yapamayacak çünkü masa başında bin tane film dönüyor.
Bu sene Beşiktaş işaret edildi gibi bir durum vardı sezon başında. Hakem hataları o yöndeydi. G.Saray’da işler kötü gidince Fransız Lisesi devreye girdi ve ilk iş Denizli ile anlaştılar. Mustafa Denizli uzun soluklu, hırslı, özel bir oyun planı ve sistemi olan bir hoca değil, klasik milli takım hocası, normal şartlarda hiç bir takımı uçurmaz ama dağılmış camiaları toparlayabilmek gibi bir özelliği var, “Toparlayıcı Sütyen” gibi bir şey. Dikleştirmez, dikmiş gibi gösterir. Boş hoca olmadığı için de önünü açarlarsa şu G.Saray’ı bile şampiyon yapar. Önü açılacakmış gibi de görünüyor, puan tablosunu dengelemek için iki haftadır yoğun bir mesai var, önümüzdeki haftada G.Saray Beşikataş’ı kesin yenecek. Bir şekilde G.Saray kazandırılacak, iddiacı arkadaşlara duyurulur !!
Türkiye’de maalesef işler bu şekilde dönüyor. Sneijder Kasımpaşa maçından sonra “Fu..king Turkish Mentality” demiş ya ? Al benden de o kadar. Ceza niye verilir ? Adalet yerine gelsin, diğerlerinin içine su serpilsin diye. Cezayı ertelemek de nedir, hangi kafadır arkadaş ? En önemli maçta Fatih Terim’in cezası ertelenir, G.Saray stopersiz kalmasın diye Gökhan Zan’ın cezası ertelenir, Chibuike denilen adamın cezası Fenerbahçe maçında ertelenir sonra da veryansın ederler: FENERASYON diye. Dostum sen Fenerasyon demişsin ama bu bildiğin Fransız Futbol Federasyonu (!)
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : bruno.monte@abcspor.com
twitter : @BrunoMonte1907