https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

NBA: SEZONUN SÜRPRİZCİLERİ – 1

Okunması Gerekenler

2017’ye en olmaz şekilde ‘merhaba’ dedik. 2016’daki en gözde tabirimizi yineleyerek, herkese başsağlığı ve sabır temenni ediyorum…

NBA’de ise 2016-17 sezonunun üçüncü ayına girdik. Nice bireysel ve genel rekor kırıldı ve geliştirildi bu süre zarfında, ve çok keyifli maçlar seyrettik, evet. Fakat bugün mercek altına yatıracağımız isimler, beklentilerimizi aşmış olanlardır. Kendilerinden ya hiçbir şey, ya da bu kadarı beklenmiyordu ve her biri çeşitli sebeplerle isimlerini bize duyurmayı, heyecan ve etki yaratmayı başardılar. Tabi listemizde yer alan Jamal Murray, Kris Dunn, Pascal Siakam, Troy Williams, Andrew Harrison, Marquese Chriss ve Joel Embiid‘in henüz çaylak yıllarında olduklarını unutmayalım. Son olarak, Trevor Booker gibi yeni kontratının hakkını verenleri, ve George Hill ile Dennis Schroder gibi zaten patlama yapmasını beklediklerimizi başka bir yazıda ele alacağımızı belirtelim.

*K.O : Kariyer ortalamaları, *E.İ.S.O: En iyi sezonunun ortalamaları, *2016-17: 2016-17 ortalamaları *BKB: Bu Kadarını Beklemiyorduk *HŞB: Hiçbir Şey Beklemiyorduk 

  • Mike Muscala (ATL):
    • KO: 4.8s, 2.7r, 0.8a
    • EİSO: 4.9s, 3.0r, 0.6a
    • 2016-17: 7.8s, 3.8r, 1.6a
    • Netice: Horford’ın yerine Dwight Howard gelince, Horford’ın gidişiyle doğan “uzun dış şutör” boşluğunu doldurmak da Muscala’ya düştü. Üstelik %43 gibi gayet de muteber bir oranla bombalıyor rakip potaları Muscala, ve topla hareketlilik konusunda da Millsap’i yedekleyebiliyor. Kaldı ki, Howard benchteyken pota altındaki ribaunt-sertlik oranını da elinden geldiğince muhafaza ediyor. Bu kadar düşük bir kontrata böylesi verim, gerçekten takdire şayan. Atlanta eğer yükselecekse, benchinde hem Tim Hardaway Jr.’a hem de Muscala’ya çok ihtiyaç duyacak. (HŞB)
  • avery bradley boston celtics ile ilgili görsel sonucuAvery Bradley (BOS):
    • KO: 12.0s, 3.0r, 1.7a
    • EİSO: 15.2s, 2.9r, 2.1a
    • 2016-17: 17.9s, 7.4r, 2.1a
    • Netice: Bradley, ligimizin en underrated guard savunmacılarından birisi. Hele Marcus Smart ile yan yana oynatıldıklarında, her ikisini de All-Defensive Team’e seçtirtecek kadar etkili oluyorlardı geçtiğimiz yıl. Fakat gördük ki, Boston ön alanda topa ve kısalara baskılı savunmasından vazgeçince, takım savunması epey düşüyor. Geriye, Bradley gibilerin teke tek savunma meziyetleri kalıyor. Isaiah Thomas gibi hücum ağırlıklı bir guardı da anca Bradley gibi bir komple guard tamamlayabilir. Üstelik, sadece bir Jared Sullinger’ın gidişinden doğan öylesi bir ribaunt zaafı var ki Boston’da, en iyi savunmayı yapsalar bile rakip uzunlar daima takımlarına ikinci-üçüncü hücum şansları yaratabiliyorlar. Bradley burada da devreye girerek maç başına 7.5 ribaunt topluyor. Ayrıca %48 ile şut, %40 ile de üçlük kullanıyor. Yani, yıldızsız bir takım isteyene, All-Star tavanlı Bradley hararetle tavsiye olunur (BKB).
  • Terry Rozier (BOS):
    • KO: 3.6s, 2.4r, 1.3a
    • EİSO: 1.8s, 1.6r, 0.9a
    • 2016-17: 5.8s, 3.3r, 1.8a
    • Netice: Rozier, henüz ligde ikinci yılını yaşıyor ve geçen yıl olduğu gibi yine benchten gelerek dış şut ve dinamizm katkısı veriyor. Boston’ın yeni hücum düzeninde maç başına 10 dakika daha fazla süre aldığı aşikar, fakat bu durum değil Rozier’deki çıkışın tek sebebi. Rozier, ligin şu anda dahi en clutch ve eli titremeyen dış şutörlerinden birisi haline geldi. Zor anlarda dış şut kullanmaya Isaiah Thomas’ın yanı sıra pek çok Boston’lı heves ediyor olabilir, ki bu güzel bir cesaret ve olgunluk örneği, ama içlerinde en etkilileri kuşkusuz ki Rozier. Eğer savunmasını ve sürekliliğini geliştirebilirse, Rozier sayesinde Boston IT’yi bile bir takasta gönül rahatlığıyla kullanıp takımı Rozier – Smart- Bradley eksenine emanet edebilir. Ve böylelikle süperyıldızsız bir Doğu Finalisti’ne şahitlik edebiliriz. (BŞB)
  • Sean Kilpatrick (BRO):
    • KO: 12.9s, 3.0r, 1.8a
    • EİSO: 13.8s, 2.2r, 1.1a
    • 2016-17: 15.5s, 4.3r, 2.7a
    • Netice: Kilpatrick, halen daha maç başına sadece 28 dakika oynuyor, ama kariyerinin ilk üç yılındaki, yani toplam 35 maçtaki gibi benchten gelen, 10 günlük kontratlarla tutunan ve çöp muamelesi gören birisi değil artık, saygın bir ilk 5 oyuncusu haline geldi. Üstelik sezon başından beridir Brooklyn’i pek çok maçta beklentilerin üzerine taşıyan başat faktör de oldu fizikli genç swingman. Kendisinden hiçbir şey beklenmeyen bir isme göre, bence gayet güzide bir başarı. (HŞB)
  • Joe Harris (BRO):
    • KO: 4.8s, 1.6r, 0.7a
    • EİSO: 2.7s, 0.8r, 0.5a
    • 2016-17: 9.2s, 3.2r, 1.2a
    • Netice: Aslında Kilpatrick’in bencteki mirasını Harris’in devraldığı söylenebilir. Üstelik, bu raddeye kadarki kariyerleri de üç aşağı beş yukarı benzeşiyor. Ama Harris, daha ziyade hızlı temponun “boş bırakılmaya gelmeyen” cezacısı, yani iş bitiricisi. Eğer bu formunu sürdürürse, en azından Brian Cardinal’vari bir kontratla hayatını kurtarabilir. Pek çok takımın da benchinde kalıcı olarak görmek isteyeceği bir isme de evrilir. (HŞB)
  • Cody Zeller (CHO):
    • KO: 7.8s, 5.5r, 1.2a
    • EİSO: 8.7s, 6.2r, 1.0a
    • 2016-17: 10.7s ,6.2r, 1.5a
    • Netice: Hem Kaminsky hem de Zeller, bu yıl çıkış içerisinde, fakat Zeller’ın yükselişi hem daha keskin, hem de takım için daha mühim. Zeller, süresinde kayda değer bir artış olmamasına rağmen bu yıl şut yüzdesini %60’a kadar çıkardı. Ama asıl etkisi, takımın genel işleyişine yansıyan yönleri. Hibbert eski günlerini halen mumla aratırken ve Marvin Williams geçtiğimiz yıla rahmet okutmaya başlamışken, Zeller’ın pota altındaki sertliği, savunması, yıpratıcılığı, bitiriciliği ve fırsatçılığı Charlotte’u çok yukarılara taşıyor. Kaminsky ile iyi bir ikili olduklarını söyleyebiliriz 4-5 numarada; Kaminsky dışarıdan, Zeller da içeriden rakipleri çok bunaltıyor. Özetle, Zeller biraderler içinde Cody en muteberleri haline geldi bu sene. (BKB)
  • Jamal Murray (DEN):
    • K.O: 8.4s, 2.7r, 1.8a
    • EİSO: 8.4s, 2.7r, 1.8a
    • 2016-17: 8.4s, 2.7r, 1.8a
    • Netice: Aslında Denver, bir otobüs dolusu yetenekli gencin sıkış tıkış ve kaos içinde oynatıldığı, nispeten başıboş ve düzenini bulamamış bir takım. Dolayısıyla, her oyuncunun optimum verimiyle oynamadığı bir gerçek – öte yandan, katı bir anlayış bulunmadığı için, her genç de yeteneğini gani gani sergileme fırsatı bulabiliyor. Böylesi bir ortamda, geçen sezona nazaran maç başına 5 dk daha az oynamasına karşın eskisinden daha çok sayı atan bir Gary Harris’in ve asist rakamını kayda değer şekilde yükselten Nikola Jokic’in de bir çıkış içerisinde olduğunu inkar edemeyiz. Murray ise, bir çaylak olarak bu saydığımız isimlerden daha farklı bir konum yakaladı. Boston’daki Jaylen Brown’dan bile daha yüksek bir patlayıcılığı bulunan Murray’i, kafasına koyduğunu yapmaktan ve sayıya gitmekten kimseler kolay kolay alıkoyamıyor. Boyunun kısalığı sebebiyle tek bir pozisyona sıkışmış olsa bile, Isaiah Thomas – Arron Afflalo karışımı bir X-Faktör’e dönüşmesi gayet muhtemel. Eğer Will Barton ve Jameer Nelson gibi isimler bir gün takımdan ayrılırsa, Mudiay-Harris-Murray üçlüsü bizlere enteresan şeyler sunabilirler (ki ben olsam Barton’ı suret-i katiyede göndermem). Özetle, BKB…
  • Jon Leuer (DET):
    • K.O: 6.3s, 3.9r, 0.8a
    • EİSO: 8.5s, 5.6r, 1.1a
    • 2016-17: 11.2s, 6.2r, 1.7a
    • Netice: Leuer, bugüne dek, herkes durduğunda sahneye çıkıp rakibi vuran bir bench skoreriydi ve oyunun temposunu çok yukarılara taşıyabilmesiyle meşhurdu. Tabi savunmada da zaafları aşikardı. Memphis’in savunmacı yapısında ve Phoenix’in başıboş günlerinde hep isminden bir şekilde söz ettirmişti, fakat hiçbir vakit Detroit’teki kadar dikkat çekmedi. Bu yıl, Tobias Harris ve Marcus Morris gibi iki gözde ve formda forvetin arkasında hemen her maç çift haneli sayılar üretebilmesi her türlü takdiri hak ediyor; üstelik, istikrarı sayesinde artık koç Van Gundy onu ilk 5’e, Harris’i (veya kimi zaman Morris’i) benche almaya da başladı. Evet, belki de Detroit’in takımsal başarısı için daha pek çok taş yerine oturmalı, ama %50 ile şut kullanan Leuer’ın bu gidişle En Çok Gelişme Kaydeden Oyuncu ve Yılın 6. Adamı ödüllerinin yarışında isminden söz ettireceği de bir gerçek. (HŞB)
  • Lou Williams (LAL):
    • K.O: 12.6s, 2.1r, 2.9a
    • EİSO: 15.3s, 2.5r, 2.5a
    • 2016-17: 18.3s, 2.3r, 3.2a
    • Netice: Lou, daima muteber bir 6. adamdı ve bench lideriydi. Daha da ötesi, maç sonu haricinde her an güvenilebilecek aklıselim ve etkili bir oyuncuydu. Lakin bu yıl, sadece bench lideri olmakla kalmadı, maç sonlarını, kritik anları ve büyük maçları da muazzam bir eforla oynayan, kariyer rekorlarını güncelleyen bir takım liderine evrildi. Hem de maç başına sadece 25 dk süre bularak! Takımın benchi, ilk 5’inden kıymetli hale geldi desek, çok da abartmış olmayız. Lakers, yeniden yapılanma süreci için daha iyi bir veteran lider bulamazdı herhalde… (BKB)
  • Julius Randle (LAL):
    • K.O: 11.9s, 9.7r, 2.3a
    • EİSO: 11.3s, 10.2r, 1.8a
    • 2016-17: 13.4s, 8.6r, 3.6a
    • Netice: Randle’ın şut yüzdesi de %42’den %49’a yükseldi, belirtmeden geçmeyelim. Küçük elleri ve demodeleşmeye başlayan eski tip klasik atletizmi yüzünden başarılı olamayacağı öngörülen (ki ben geçen yıl sakatlıktan nasıl döndüğünü görünce bu kanaatimi değiştirmiştim) genç uzun, bu sene Magic’ten bu yana en genç triple-double yapan Lakers’lı olmayı da başardı, inişsiz-çıkışsız muteber bir form yakalamayı da. Pasörlüğünü Mozgov ve Young sayesinde asistlere de çeviren Randle’ın ribaunt adedi düşmüş gibi görünebilir, fakat geçtiğimiz yıl hiç ribaunt almamaya and içen 2.19’luk bir Hibbert’ın yanında tüm ribauntları toplarken, bu yıl Mozgov’un gelişiyle daha olağan ve normal rakamlara geçtiğini unutmayalım. All-Star tavanı var Randle’ın, umarız sakatlıklara bir daha yakalanmaz. (BKB)
    • Lakers’ta Nick Young‘ın şut yüzdesindeki artış ve kendisinden umulmadık ölçüde akıllıca oyunu da dikkat çekiyor, unuttuğumuz zannedilmesin.
  • Zach LaVine (MIN):
    • K.O: 13.6s, 2.8r, 3.3a
    • EİSO: 14.0s, 2.8r, 3.1a
    • 2016-17: 20.9s, 3.0r, 3.1a
    • Netice: Atletik yeteneklerinden kimsenin kuşkusu yok elbette, fakat Towns ile Wiggins gibi iki süperyıldız adayının arasında ne kadar, nereye kadar evrilebileceği de meçhuldü, gelişime açık bir oyuncu olduğu da meçhuldü. LaVine, öncelikle üçlük yüzdesini %39’dan %42’ye çekti, sonra da iki mevki arasında sıkışmayı bırakıp her maç joker skorerliğe soyundu. Ayrıca mühim maçlarda Wiggins’ten daha çok öne çıktı. Savunmadaki handikapları ise halen sürüyor ne yazık ki. Tabi aldığı süre maç başına yaklaşık 10 dakika arttı, ama LaVine’in istatistiksel yükselişi sadece bu artışa orantılı değil. Bu kadarını beklemiyorduk, özetle; yani BKB.
  • Kris Dunn (MIN):
    • K.O: 4.3s, 2.3r, 2.5a
    • EİSO: 4.3s, 2.3r, 2.5a
    • 2016-17: 4.3s, 2.3r, 2.5a
    • Netice: Düşünün; çaylaksınız ve oynadığınız takımda, kendi mevkilerinde geleceğin en büyük yıldız adayları arasında gösterilen 3 isim (Towns, Wiggins ve LaVine) var. Kendi mevkinizde ise, açık alanda tempo ve pas dağıtımı üstadı, saha görüşü gelişkin ve zekası keskin bir tecrübe (Rubio) var, ki kendisi bu takımın ihtiyaçlarına da cuk diye oturuyor hücumdaki bencillikten uzak tercihleriyle. Siz de NCAA’lerde hep çok yönlülüğünüz, penetreciliğiniz, birebir savunmanız, fizik gücünüz ve skorerliğinizle biliniyorsunuz. Üstelik, tek tek bakıldığında çok iyi, takım halindeyse (savunma üstadı koç Thiboudeu’ya rağmen, nedense) felaket savunma yapan isimlerin arasındasınız. Sivrilmek için ne yaparsınız? İşte Dunn, ceza atışlarını gerektiği gibi bitireceği istikrarlı bir dış şut yüzdesi hariç, maç başına aldığı ortalama 17 dakikada, aklınıza gelen her şeyi gayet güzelce yapıyor ve herkesi etkilemeyi başarıyor. Üstelik, Rubio’nun müzmin bir sakat olduğunu hesaba katarsak, her an sorumluluğu, dakikaları artabilir. Rubio’nun yapamadığını yapıp, bir an evvel dış şutunu yüceltirse, önü çok daha çabuk açılacak olan Dunn, çok yönlülüğü, çalışkanlığı ve fundamentalinin yanı sıra sert ve faydalı savunması sayesinde zaten daha şimdiden yaşına kıyasla çok olgun bir oyun oynuyor (NCAA’de 4 yıl kalmanın faydaları işte bunlar). İstatistiklerini anlamak için, “PER 36 min” yani 36 dakikadaki hallerini görmek lazım… (BKB)
  • Tim Frazier (NOP):
    • K.O: 6.9s, 2.6r, 4.7a
    • EİSO: 5.7s, 3.2r, 7.2a
    • 2016-17: 10.3s, 3.4r, 6.9a
    • Netice: Geçtiğimiz yıl 16 maçlık bir Pelicans macerası içinde ufak çaplı bir etki yaratmıştı Frazier, ama bu yıl Jrue Holiday ve Tyreke Evans dönene dek Anthony Davis’in yegane yareni olabileceğini tahmin ettirmemişti. Sezonun daha ilk yirmi maçında bir triple-double yapabildiğini de ekleyelim. Tabi Pelicans’ın mevcut yapısında Frazier’ın bile triple-double yapabilecek kadar çok inisiyatif bulduğu bir gerçek, ama ondan başka bir yan parça bunları başaramadığına göre, Frazier’a hakkını teslim edelim. Sakatlanmazsa, ilk kez 51 maçtan fazla forma giyeceği bir sezon geçirecektir ve Evans ile Holiday’in dönüşüne rağmen, icabında benchten yine benzer, çok yönlü katkılar verecektir. Fizik/boy eksikliğini kapatmak için biraz daha savunma ve dış şut geliştirmesi gereken Frazier, ileride bir ilk 5 oyuncusuna rahatlıkla evrilebilir (BŞB).
  • Kyle O’Quinn (NYK):
    • K.O: 5.3s, 4.4r, 1.1a
    • EİSO: 6.2s, 5.3r, 1.1a
    • 2016-17: 6.3s, 5.5r, 1.1a (ve 1.2b)
    • Netice: Esasında O’Quinn’in özellikle Orlando’da böylesi sezonları vardı, fakat ilk kez bir takım ve yapısı için bu kadar etkili ve kritik bir role kavuştu ve doğru etki yaptı. Noah’nın dinamik oyuna hantal kaçan yapısı ve müzmin sakatlık riski olduğu için, onun dış şut ve çabukluk eksikliğini O’Quinn kapatıyor. Pasları gerektiği kadar asistlere dönüşmüyor olabilir, ama asist ortalamaları bizi yanıltmasın çünkü bir quarterback kadar isabetli uzun paslar ve çevik ara-kısa-çabuk paslar çıkartabilen bir uzun kendisi. Ayrıca etkiliden ziyade agresif bir savunmacı olduğunu da belirtelim. Undersize olduğu ve atletizm yönünden eksik kaldığı için ilk 5’i tümden sahiplenmesi çok zor, fakat benchten Knicks gibi bir ekibe tam da aradığını sunuyor. Üstelik %56 ile şut isabeti buluyor, yani az ama öz iş bitiriyor pota altında. (BKB)
  • TJ Warren (PHO):
    • K.O: 9.9s, 2.9r, 0.8a
    • EİSO: 11.0s, 3.1r, 0.9a
    • 2016-17: 14.7s, 4r, 0.9a
    • Netice: Geçtiğimiz sezona nazaran maç başına 6dk daha fazla oyunda kalan Tucker’ın şut yüzdeleri de hatırı sayılır derecede düştü; ama sakatlanana dek sezon başında öylesine bir patlama yaptı ki, yükselişe geçti dememek olmazdı. Sakatlıktan döndükten sonra, Booker ve Bledsoe’nun da ritmini bulmasıyla rolü bir nebze küçülmüş olabilir, lakin Warren bu sene bizlerehücumuyla gizli skorer olabileceğini ispatladı. Kendisinden bu yönde pek bir beklentimiz olmadığı için de, yükselişi bizleri şaşırttı. Gelecekte başka bir takımda rolü büyürse, şaşmayalım (HŞB).
  • Marquese Chriss (PHO):
    • K.O: 7.0s, 3.3r, 0.5a
    • EİSO: 7.0s, 3.3r, 0.5a
    • 2016-17: 7.0s, 3.3r, 0.5a
    • Netice: Çaylak Chriss’in durumu epey ilginç; takımda Len ve Chandler gibi iki adet eski tip sert, bıçkın ve atak uzun varken, ve bu iki isim (modern basketbola nazire yaparcasına) tuhaf bir şekilde yan yana çok daha verimli oynayabiliyorken, ve yine bu yıl 4. sıradan seçilmiş esnek uzun Dragan Bender süre beklerken, Chriss’in potansiyelini kanıtlaması çok güçtü. Kolejdeki hali, yıldız potansiyeli olduğunu, savunmada sezgilerinin ve reflekslerinin üstünlüğü sayesinde beklenen tepkileri vereceğini bizlere haber veriyordu belki, lakin er meydanında kendini bu kadar çabuk ispatlaması hepimize sürpriz oldu. İstatistikleri çok iştah kabartıcı görünmeyebilir, ama Chriss’in katkısı da, tıpkı bir diğer çaylak Siakam gibi, kağıda yansımayan cinsten. Böylelerine, Theo Ratliff ve Kelvin Cato kıyaslamaları yakışır – ki aslında Tyson Chandler da bu tarz bir savunma abidesidir. Chandler’dan ziyade Cato’ya benzemesinin sebebi, Len ve Chandler’dan çok daha hareketli ve dinamik oluşunda gizli; ayrıca modernizmin gerektirdiği üzere hücumda dış şut gibi silahlarının varlığı da cabası. (BKB)
  • Pascal Siakam (TOR):
    • K.O: 5.0s, 3.7r, 0.8b
    • EİSO: 5.0s, 3.7r, 0.8b
    • 2016-17: 5.0s, 3.7r, 0.8b
    • Netice: Yukarıda da adını andığımız Siakam, DeMarre Carroll gibi bir savunma üstadının sakatlıktan çıkması ve formunu bulamaması sebebiyle, hiçbirimizin beklemediği bir tercihle ilk beşe yerleşti sezon başında; ve halen daha her maça ilk 5’te başlıyor. Oysa sadece 18 dakika ortalamayla oynatılıyor. Demek ki Siakam’ın asıl amacı, maç başları da dahil en rehavet dolu veya en kritik anlarda sahada rakibe görünmek ve potaya penetre edecek herkese gözdağı vermek. Devreye böyle giriyor Siakam, azmanlığı ve hareketliliğiyle rakibin gözünü korkutuyor, caydırıyor. Kuru gürültü olmadığını da, bloklarıyla ve fiziksel mücadeleden kaçınmamasıyla gösteriyor. Rolünün daha da büyümemesinin sebebi, Carroll ve Patterson gibi kaliteli mevkidaşlarının varlığı, hücumdaki dar repertuarı ve en önemlisi, Valanciunas-Nogueira-Caboclo-Poeltl gibi hep pota altında alan kaplayarak oynayan eski uzunların varlığı. Eğer ki Siakam’ın partneri Anthony Davis, DeMarcus Cousins veya Myles Turner olsa, dakikaları ve mesuliyeti de artacaktı. Tabi Siakam eşi bulunmaz bir oyuncu değil, onun gibi birçokları burada. Fakat o hem genç, hem de hazır ve sisteme uygun. (HŞB)


Yazarın diğer yazılarına erişmek için tıklayın

 

mail: efe.ozenc@abcspor.com

twitter: @efe_ozenc

Youtube: Turuncu ve Siyah Kadar Yuvarlak

Son Haberler

AMATÖRCE

Yedigimiz iki gol de olacak iş değil. İlkinde ortada fol yok yumurta yok. Rakibin ne baskısı var ne pozisyonu....

Benzer Konular