https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

NABİL DİRAR: ISLIĞA TOKADI ÇAKAR

Okunması Gerekenler

Bu kendi futbolcunu maç esnasında ıslıklama işine tahammül edemiyorum. Çok merak ediyorum, top ayağına her geldiğinde bugün Dirar’ı ıslıklayanlar ne amaçlıyordu ? Kimse çıkıp ”bak ıslıklayınca asist yaptı”, ”Ozan Tufan’ı da ıslıklayınca oyunu düzelmişti’ gibi yorumlarda bulunmasın. Bu çok ama çok kötü bir alışkanlık haline geldi ve bir şekilde son bulması lazım.

 

Aslında sadece Fenerbahçe taraftarına değil, tüm Türkiye’ye yayılmış durumda bu hastalık. İçimize işleyen genel bir tahammülsüzlük, sevgisizlik , ”düşene bir  tekme de ben vurayım” mentalitesi var. Çok uzun ve derin bir konu bu. Nasıl önüne geçebiliriz bilemiyorum ama bir şekilde taraftar gruplarının, tribün liderlerinin elini taşın altına koyması lazım. Sosyal medya hesapları ısrarla konuyu işlemeli. Tribünde kendi futbolcusunu maç devam ederken ıslıklayanlara tepki gösterilmeli. Gerçek taraftarlığın bu olmadığı özellikle genç arkadaşlara anlatılmalı .

 

Sezon başında Hasan Ali ve Ozan Tufan vardı tribünlerin hedefinde. Bugün ise Dirar. Evet ben de memnun değilim Dirar’ın performansından. Fenerbahçe’nin sağ kanadında oynayan bir oyuncunun daha etkili bindirmeler yapmasını, adam eksiltmesini, ters kanattan atak geliştirilirken ceza alanına girip hücumda çoğalmamızı sağlamasını istiyorum. Oysa Dirar oyun disipliniyle, çok koşmasıyla, bekine yardım etmesiyle Aykut Hoca’nın gözüne girmiş durumda. Ben bu konuda Aykut Hoca’ya katılmıyorum ama onun kararına saygı gösteriyorum. Yaptığı onca pas hatasına rağmen Dirar’dan ısrarla vazgeçmiyor. Vazgeçmemesinin sebeplerinden biri de sanırım Dirar’ın çok karakterli bir futbolcu olması. Bakın bugün Dirar’ın yerine başka bir oyuncu olsaydı durmaksızın ıslıklanırken hiç top almazdı, saklanır dururdu, böylelikle ıslıklanmaktan da kurtulurdu. O ise sorumluluk aldı,toptan kaçmadı. Her atakta vardı. Top kaptırdı yine top istedi. En sonunda da kendini ıslıklayanlara yaptığı asistle tokadı çarptı. Kimse kusura bakmasın Dirar attığı golle Fenerbahçe’nin şampiyonluğa tutunmasını sağlamakla kalmadı , ”anlayanlara” büyük bir ders verdi.

 

Dirar’ın dışında bir diğer kanat oyuncumuz Aatıf’tı bugün. Valbuena yine yedekti. Sebep aynı, oyun disiplini, koşu mücadele, yardımlaşma… Hepsi iyi güzel Aykut Hoca’m , günümüz futbolunda bunlar çok önemli ama zorlanıyoruz işte pozisyona girmekte. Çok etkili bindirmeler yapan beklerimiz yok. Topal – Jozef ikilisinin güçlü yönlerinin defansif olduğunu herkes biliyor. Geriye yaratıcı oyuncu olarak bir tek Guliano kalıyor ve böylelikle Fenerbahçe önlem alınması kolay bir takım haline geliyor.

 

İşte bu ”düz” takımla ikinci yarının başında bayık bir futbola döndük 1-0’ın getirdiği rehavetle. Tamam pozisyon da vermiyorduk, sahaya iyi yayılmıştık ama yakamıza sülük gibi yapışan ”bireysel hatakolik” olma hastalığından dolayı yine saçmasapan bir gol yedik. Defansta üstüste yapılan gereksiz paslaşmalara laubalilik mi dersiniz, beceriksizlik mi bilemem, ne derseniz deyin ama artık kabak tadı verdi bu hatalar. Zaten pas alışverişlerinde sıkıntılı oyuncu bol bizde. Ayağı çok düzgün, teknik değil defans oyuncularımız. Öyleyse tehlikeli bölgede bu işlere hiç girmeyecekler , risk almayacaklar, bu kadar basit.

 

Takımda risk alacak adamlar belli. Bunlardan biri Valbuena. Evet , risk alırken bazen çok top tutuyor ayağında , kayıp ta yaşıyor zaman zaman ama işte son dakikalarda rakibin üzerinde baskı kurduysak bunda Valbuena imzası var en çok. Şimdi Guliano da sakatlandı. Umarım ciddi değildir, çok kötü olur bizim için ama Guliano da yokken Valbuena bir şekilde takıma monte edilmeli. Bu iş artık iyice kriz haline gelmeden Valbuena’dan maksimum verim alınmalı. Zaten 1-2 tane yaratıcı oyuncumuz var takımda, onların özellikle de Kadiköy’de oynarken muhakkak takımda olmaları sağlanmalı.

 

Ama esas sağlanması gereken en başta da söylediğim gibi sabırlı olmak. Sabır göstermemiz lazım bu takıma. Bakın oyuncu kalitesi olarak bırakın Beşiktaş’ı, Başakşehir’in bile gerisindeyiz. Bunu hep söylüyorum . Maalesef düştüğümüz mali durumdan dolayı transfer de yapamıyoruz. Öyleyse bize düşen takıma normalin de üstünde destek vermek. Bizim vereceğimiz destekle futbolcularımızın maksimumlarını vermelerini sağlamak. Maç sonundaki ıslıklarla değil, ilk yarıdaki gibi coşkulu tezahüratlarla göze batmak . Onların ”karşılarında” değil ”arkalarında’ olmak. Taraftarın pozitif desteğine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var, eğer gerçekten şampiyon olmak istiyorsak.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: alp.eralp@abcspor.com

twitter: @alperalp72

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

EKSİKLERLE

Abdi İpekçi spor salonu demeye devam edeceğiz. Bir yerin yıkılıp yeniden imar edilmesi ve son yıllarda isminin değiştirilmesi özellikle "Mustafa...

Benzer Konular