https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

MEMURU SÜSLÜ AVRAT…

Okunması Gerekenler

brunoLügattan çıkarılması gereken pek çok deyim var muhakkak, alın bir tane de benden olsun: – “Geç olsun, güç olmasın” !! Biz Türk’lerin ne kadar vakit zengini olduğunu, karşılaşılan zorluklar karşısında ne kadar kırılgan olduğumuzu çok iyi ifade eden bir söz. Bir şey “Olabilecek en kısa zamanda olsun be abi, ne demek geç olsun” ? Vakit nakittir, bir an evvel olsun, armudun pişip ağzımıza düşmesini beklemeden, ağaca tırmanalım, bir yerden merdiven bulalım ama bir an evvel olsun.

Avrupa arenasında iki şampiyonlar ligi ön elemesi oynadık, Ozan ve Volkan gibi iki önemli oyuncuyu bu maçlarda kullanamadık, geç oldu güç olmadı. Ligin üçüncü haftası geldi, ikisini aynı anda sahada görmeyi bırak, bir oyuncu daha alınacak, ligin 5. haftasında ancak tas tamam oluruz. 5 Haftaya kadar her takıma verilen bir “adaptasyon kredisi” vardır, biz 5 haftada transferi ancak tamamlamış oluyoruz. Üstelik geçen sezon sonu itibariyle şampiyonlar liginde ön eleme oynayacağımızı biliyorduk ve de defalarca bu noktadan şampiyonlar ligine benzer sebeplerden veda etmiştik. Ne diyelim, geç olsun, güç olmasın !!

fener gol 1Ben artık diyecek bir şey bulamıyorum, ön elemeleri geçemiyor olmamız çok normal. Bu sene farklı bir yıl, çok oyuncu transfer ettik, takımın bel kemiğimni oluşturan oyuncuların bir kısmıyla da yollar ayrıldı, bu yıl ki adaptasyon kredisinin vadesinin biraz daha uzun olması lazım, daha fazla da faiz ödememiz çok normal amma velakin Rize’de 45 dakika o kadar kötü bir futbol oynadık ki, mazereti olamaz. Sanıyorum Aziz Yıldırım Pereira konusunda değil ama Pereira’nın yardımcısı konusunda bir hata yaptı. Bir yerli yardımcı ya da Türkiye’yi iyi tanıyan bir yabancı da olabilir Pereira’nın yanına konulmalıydı. Pereira şu ana kadar çok seçenekli kadroda mühendislik yapmaya zorlanırken, diğer yanda da ülke futbolunu tanıyamamanın sıkıntılarını yaşıyor. 4-4-2 yi oynayan yok bu ülkede.

Orta sahadaki 4 oyuncun bir Appiah kadar atletik, enerjik ve presçi değilse, önde oynayacak ikili de bir Serhat Akın, Tuncay Şanlı değilse savunma zaafiyeti verirsin, böylesine 6 oyuncu bulamazsın ya da defans hattını ileri çıkarman lazım, böylesine ağır iki stoperi olan hattı da orta çizgiye kadar 10dk bile zor çıkarırsın. Bu sistemi oynayacağım diye kastıran hocanın ilk transferi bir stoper olur, O da Premier Lig’den olur, hızlı ve atletik biri olur. Nitekim Fenerbahçe Rize maçında orta sahayı 5’ledi ve oyunun kontrolünü aldı. Hep söylüyorum Pivot santrforun kadar iyisin bu ligde. İki tane var, RVP de pivot sayılır, rahatlıkla sırtı dönük top alabildi.

4-4-2 de bir pivot santrfor ve bir de araya iyi kaçan “tanga” tipi, hareketli ve süratli bir adam oynatırlar. Emenike, Sow gibi. Atromitos maçında Fernandao ve Sow ikilisi birbirini tamamlıyordu. Rize de iki benzer oyuncu sahadaydı ve hiç mi hiç uymadı. Aynı şekilde Topal ve Josef topu ileriye de taşıyamadı, çabuk ve hızlı dribbling yapan Rize’li oyunculara karşı da geniş alanda ağır kaldılar. Diego ile olan bağlantı koptu, bol bol faul yaptılar. Beğenmediğimiz Meireles daha çabuk ve daha hızlı, Atromitos maçında daha dengeliydi Fenerbahçe orta sahası ve Diego çok daha fazla top aldı. 4-4-2 deki ısrar Pereira’nın ülke futbolunu tanımaması ama anlattığım diğer şeyler tamamen bir kadro mühendisliği.

souza rizeÇözüm çok basit, Topal ve Josef arasında bir tercih yaparak başlayacaksın. 4-2-3-1 gibi oynayacaksan Josef, 4-1-4-1 gibi oynayacaksan Topal’ı tercih edeceksin ve RVP ile Fernandao’dan birini önlerine koyacaksın. Orta 5’liyi “Volkan – Josef – Ozan – Diego – Nani “yaparsın ve bir iki kere denersin. Sonra da Diego’suz bir orta saha için farklı bir alternatif üzerinde durursun ama ilk dediğimi taraftarın çoğu da diyor ve bence olur. Alper’li bir orta saha denersin, Sow’lu bir 5’li denersin ve mutlaka çözersin. Bursaspor’da yan yana oynayan Şener, Ozan ve Volkan ve Fernandao (RVP tam olarak hazır oluncaya kadar ) bir iskelet oluşturur. Sağ bacak, sağ kol oluverdi bile. Josue’nin işini Diego yapar, Belluschi’nin işini de Josef yapamaz ama gerektiğinde Diego’yu biraz geriye atıp hücumdaki Belluschi işlerini yaptırsın. Zaten her maçta forvet arkası gibi oynayan Nani var.

Maçın heyecanından veya beynin bir lobunun tamamen maç içindeki bir başka noktaya takılı kalmasından yahut da işin teknik kısmının çok iyi bilmesine rağmen sahadaki satranç stratejisini çözememe yetersizliğinden taraftarın tribünden gördüğünü bir teknik adamın göremediğini sıklıkla yaşıyoruz. Fenerbahçe’deki problemi görmek çok zor bir şey değil, hemen her teknik adam bizim gördüğümüzü görür ama bu adamların egoları bazen gözlerini kör eder. Egosu Türkiye Cumhuriyeti’nin üstündeki bir Fatih Terim mesela. – “Futbolun kitabını yazmış ben mi bileceğim, eli kalem tutan, ayağı top görmemiş gazeteci”mi diye düşünür ve hatalardan çok geç döndüğü zamanlar olur.

Kibir ve inat biraz kardeşmiş gibi oluyor zaman zaman. Bazen de hocalar, ben dersem olacak der ve yanlış üzerinde inat eder. Şimdi bunu lügattan kaldırmayalım işte; Memuru süslü avrat, zengini hayırsız evlat, esnafı zevk-i sefahat, teknik adamı da kuru inat !!

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail : bruno.monte@abcspor.com

twitter : @BrunoMonte1907

Son Haberler

GALİBİYET GÜZELDİR

GALİBİYET GÜZELDİR       Ağır Baskonia mağlubiyeti ve haftalardır süren kötü oyunun izlerini taşıyan ilk çeyrek izleyenler açısından yine çok yorucuydu. Israr...

Benzer Konular