Uzun süredir en büyük şikayetlerimizden biri nedir ?
”Fenerbahçe yavaş top oynuyor” değil mi?
Sağdan sola, soldan sağa yapılan paslar, geriye oynamalar, üçgenlerin, verkaçların azlığı, temponun düşüklüğü, bunlardan sürekli şikayet ediyoruz.
Ediyoruz çünkü biz pas oyununu koşucularla oynamaya çalışıyoruz.
Thiam, Samatta, Osai, Cisse hatta Valencia gibi oyuncularla hızlı bir pas trafiğine sahip olmak mümkün değil zaten.
Bazen bu oyunculara verilen paslar 5 metre ileriye sekiyor.
Top teknikleri ”akıcı” bir oyun oynamak için yeterli değil. Farklı özellikleri var ve çoğu açık alanda daha etkili olacak oyuncu tipleri, dar alanda, kapanan defanslara karşı değil.
O yüzden bugün Emre Belözoğlu farklı bir şey denedi.
Koşuculardan bir tek Valencia’yı oynattı, ona da santrafor pozisyonunda yer verdi. Defans hattı ve Valencia harici kalan 5 oyuncu ise hepsi dönem dönem 10 numara pozisyonunda oynatılmış olan oyunculardı. Ozan hariç hepsinin en önemli özelliği üst düzey top teknikleri. Hal böyle olunca da Fenerbahçe bugün daha hızlı paslaşan, topu çok fazla eveleyip gevelemeyen, biraz daha göze hoş gelen bir takım haline geldi. Bunda son zamanlarda oyunu yavaşlattığı söylenen Gustavo yerine Sosa tercihinin de rol oynadığını söyleyenler olacaktır, kısmen haklı da olabilirler ama ben ana faktörün ön taraftaki koşucuların gitmesi yerlerine incecilerin gelmesi olduğunu düşünüyorum.
Belki ilk devreyi yine gol atmadan kapatmış olabiliriz ancak ceza alanına daha fazla girdiğimiz bir gerçek. İki tane de boş kaleye gol kaçırdığımız unutulmasın. Benim ilk yarı gözlemlediğim bir aksaklık sağda oynayan Irfan Can’ın topu sürekli sol ayağına alma zorunluluğu hissetmesi yüzünden bir çok pozisyonu heba etmemizdi. Belli bir süre Pelkas ve Irfan Can kanatları değiştirebilirdi, olmadı. Ancak genel olarak ilk yarılarını çöpe attığımız bir çok maça göre çocukların daha istekli ve tempolu olduklarını söyleyebilirim.
Tabii bu kadar incecinin olduğu takımın bir dezavantajı var. Dakikalar geçince, fizik olarak düşüşler başlayınca orta saha oyundan düşebiliyor. Bunu çok net yaşadık 60-65. dakikadan sonra. Şanslıyız ki tam 1-1 sonrası hemen 2. golü bulabildik. Yaptığımız oyuncu değişikleri sonrası ise maalesef topa sahip olmayı başaramadık. Cisse hiç top tutamadı. Osai en büyük özelliği olmasına rağmen bir tane bile kontratağa çıkamadı. Djilobodji’yi ileri attılar, doldur boşalta geçtiler, ona da Serdar ile engel olamadık, her topu indirdi Djilobodji. Neyse ki Gustavo eleştirilere cevap verircesine dikine ve hızlı oynayarak 3. golün asistini yaptı da rahatladık. Bu arada yedek kalmasına rağmen demoralize olmayan, oyuna girdiği kısa sürede profesyonelce her şeyini veren Gustavo’yu da kutluyorum.
Bu aşamada 3 puan şampiyonluk için yeter mi bilmiyorum. Bize düşen puan durumuna bakmadan tüm maçları kazanmak için her şeyimizi vermek. Biz maçlarımızı alalım, sonunda bu bizi hangi pozisyona getirir ona sonra bakarız. Bu mücadeleyi verirken de artık bir kadro istikrarı sağlayalım. Bakın defans dörtlüsü öyle veya böyle oturdu, kimin oynayacağını biliyoruz. Ön taraf için de bir sakatlık veya ceza olmadığı sürece artık sezon sonuna kadar aynı oyuncularla gitmek gerektiğini düşünüyorum. Ligin sonu geldi artık, deneme yanılma metodunu bırakıp, bir oyun alışkanlığı kazanmalıyız. Bunu da belli ki daha çok koşucularla değil incecilerle yapacağız.
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72