https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

KONSANTRASYON

Okunması Gerekenler

KONSANTRASYON 

Geçen hafta Göztepe maçı sonrasındaki yazımda demiştim ki : ”Fenerbahçe sahaya bu şekilde çıkmamalı. Bu kadar konsantrasyonsuz oyuna başlamamalı”.
Bugün ise daha ilk dakikadan ne kadar iyi bir ”konsantrasyon” ile Trabzon’a geldiklerini gösterdiler. Bakın çok iyi oynadık demiyorum, rakibi ezdik, sürklase ettik, çuval dolusu pozisyon bulduk ta demiyorum. Ama hakemin ilk düdüğü ile birlikte oyuncular ”biz bugün istiyoruz” mesajını verdiler .

İste hepimizin görmek istediği kararlılık bu. Sahada böylesine konsantre olunca bazı eksiklikler de göze çarpmıyor işte. Neydi bu eksiklikler ? Mesela merkez orta sahamız çok yumuşak gözüküyordu kağıt üzerinde. Caner’in kadroya alınmamasının ardından Ozan Tufan da yedek kalınca defansif olarak Mert Hakan-Sosa merkezi aksar mı diye düşündük hepimiz. Özellikle ilk 35 dakika en ufak bir defosu olmadı bu göbeğin., sonra düştüler biraz. Ancak şunu söyleyelim Mert Hakan için mücadele etmedi diyebilir miyiz? Asla diyemeyiz. Basit oynayınca, boyundan büyük işlere kalkışmayınca az hatayla da oynanabileceğini gösterdi. Sosa daha çok pas hatası yaptı. Diğer maçlarda olduğu gibi 35 yaşın getirdiği yükle bu hatalar daha çok son bölümde geldi ama beklenmedik derecede defansif katkı verdi. Özellikle son bölümde takımı hayatta tuttu. İlk devre de oyunumuzun merkezindeydi baş organizatör olarak.

Son bölüm demişken yine baskı yedik elbette bir 10-15 dakika. Ancak Altay çok önemli bir top çıkardı mı derseniz çıkarmadı. Geri dörtlünün tamamı yazının başlığı gibi full ”konsantrasyon” içindeydi. Pozitif olarak Szalai’nin dinamizmi ve düzgün ayağı, negatif olarak ta Serdar’ın yine kendini kolay yere bırakarak tehlikelere neden olması göze battı. İleride ise Pelkas sakatlığının etkilerini atlattığını ilk dakikadan itibaren gösterdi. Çok istekli olduğunu hemen belli etti. Attığı mükemmel golle de lige yeniden başlamamızı sağladı. Mesut, Samuel, Thiam için vasattılar diyeceğim ama o takım disiplini içerisinde özellikle ilk yarıyı fena geçirmediler.

Maçın sonunda oyuna girenleri de kısaca değerlendireyim.
Valencia her zamanki gibi çok mücadeleci ve çok sakardı.
Ferdi golün yaratıcısı oldu, ”topu ayağından hızlı çıkarmanın” ne kadar önemli olduğunu hem bize hem kendine gösterdi.
Ozan bana göre 10 dakika daha erken girebilirdi azalan direncimizi artırma adına.
Samatta ise günün en şanslısıydı. Kaçırdığı ve ezdiği kontratak fırsatları sonrasında golü yeseydik o soyunma odası Samatta için cehenneme dönüşebilirdi.

Tabii hafta boyunca en çok konuşulan adam Erol Bulut’tu, onun için de iki çift laf etmeden olmaz. Önce Caner’i kadroya almadığı için çok eleştirildi maç başlamadan. Szalai-Serdar’ı bozdu, Szalai’yi sola attı, Tisserand’ı takıma aldı. Bununla da kalmadı üstüne bir de Ozan’ı kesti, hem de Gustavo yokken. Hadi itiraf edelim, bir çoğumuz ”bu kadar yumuşak orta saha olmaz, hoca intihar ediyor” dedik maç öncesinde. Ancak günün sonunda hocanın planı tuttu. Daha önceki maçlarda nasıl Erol Bulut’u eleştirdiysek, bugün de yaptığı pozitif sonuç veren dokunuşlar için hocayı alkışlamalıyız. Caner – Ozan meselesinin de içyüzünü bilmiyorum, işin içinde bir disiplin uygulaması mı var hiç bir duyumum yok. Ben sadece sahanın içini gözlemleyebiliyorum ve benim gördüğüm bu iki oyuncu da Corona rahatsızlığı sonrası tempolarını kaybetmişlerdi. Belki de bu mola ikisine de iyi gelecek.

Hoca bugün alkışı haketti demişken bir alkış ta takımı bu kadar konsantre bu kadar iyi motive sahaya çıkaranlara. Elbette hocanın da payı vardır bunda ama Başkan, yönetim, idari kadro, Emre Belözoğlu başka kimin katkısı varsa işin bu psikolojik tarafında onlara da teşekkür etmek lazım. Bundan sonra lig bitene kadar yeter ki bugünkü ruh haliyle çıksın takım sahaya. Gustavo’nun, İrfan Can’ın dönmesinden bile önemli bu. Zaten iyi bir kadromuz var. Yeter ki son maça kadar iyi ”konsantre” olsun çocuklar.

mail: alp.eralp@abcspor.com

twitter: @alperalp72

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

HEP SONLAR HATIRLANIR

Maç başlamadan önce sorsalar, ''Beşiktaş'ı 2-1 yeneceksin, razı mısın?'' diye, çoğumuz kabul ederdik herhalde. İstediği kadar sıkıntılı bir dönem...

Benzer Konular