Üst üste gol dahi yemeden kazanılan 5 maçın ardından, ligin ilk yarısının son 4 haftasına girilirken kalan maçlar içerisinde en zorlu karşılaşma olarak gördüğüm maçtı Hatayspor deplasmanı. Kendi sahasında 8 maçta sadece 1 kez kaybeden evsahibi ekip, özellikle gol krallığını Larin ile paylaşan yıldız oyuncuları Boupendza ile, ligin gözdağı veren takımlarından biriydi. Galatasaray ile haftaya oynanacak ve ligin gidişatını etkileyecek önemdeki derbiye ciddi bir avantaj ile çıkabilmek için bu virajı kazasız atlatmak zorundaydı Siyah-Beyazlılar.
Sergen Yalçın rakibini son derece ciddiye alan bir kadro seçimi ile maça çıktı. Mensah’ın yokluğunda orta sahada çoğunluğun beklentisinin aksine Oğuzhan yer alamamış; Atiba-Josef ikilisine Necip eklenmişti. Bu şekilde orta sahayı sıkı tutmanın amaçlandığı belliydi, ancak gole yönelik aksiyonlar sadece ilerideki üçlüye bırakılmış gibi görünüyordu ki, bu da çoğu Beşiktaşlı’nın aklındaki soru işaretiydi. Neyse ki sağ kanatta Ghezzal takıma dönmüştü de, bu noktada biraz umut veriyordu. Son haftalarda formayı bırakmayan N’Koudou da bu hafta yerini Larin’e bırakmış ve Oğuzhan’la birlikte kulübedeki hamle oyunculardan biri olarak tercih edilmişti. Bir diğer değişiklik ise son Rize maçının yıldızlarından Rıdvan’ın yerini tekrar N’Sakala’ya bırakmış olmasıydı. Sergen hocanın rakibe göre oyun anlayışlarında değişikliklere gitmesine artık alıştığımız için bu değişiklikleri yapıyor olması artık çok da sürpriz değildi.
İlk 5 dakikası orta alan mücadelesiyle geçen maçın 6. dakikasında Ghezzal sağ kanattan aldığı topu ceza yayına doğru gönderdi. Sırtı dönük aldığı topla aniden dönerek muhteşem bir vuruş şut çıkartan Aboubakar kaleyi bulan ilk şutla takımının öne geçmesini sağladı. Beşiktaş eğer bu golü bir süre koruyabilse, risk almaya başlayacak rakibi karşısında farkı arttırma şansı yüksek olabilirdi. Ancak golün hemen 1 dakika sonrasında konsantrasyonun dağıldığı bir anda Hatayspor’un kullandığı bir taç atışıyla gelişen atak beraberlik golünü getirdi. Bu golde hem taç atışında yerini korumayarak, sonra da yediği çalımla orta yapılmasına izin vererek N’Sakala baş sorumlu oldu. Son haftaların yıldızı Boupendza golü attı ve sonrasında da durdurulamadı. Yaklaşık 25 dakika boyunca evsahibi takım her çıktığı hücumda gol tehlikesi yaşattı, bir gol daha attı, bir tanesinde de ofsayta takıldı. Yenik duruma düşen Beşiktaş ise iki kez Larin ile gole yaklaşsa da ilk yarının son dakikalarına kadar skoru eşitleyemedi.
Ancak 2 hafta sonra sahalara dönen Ghezzal’ın bir kez daha sahneye çıkmasıyla beraberlik yakalandı. Mısırlı oyuncunun kullandığı bir kornerde Larin bu kez fırsatı kaçırmadı, klasikleşen arka direk gollerinden birini kafayla attı. Beşiktaş’ın ilk yarıda en büyük problemi sol kanadıydı, önceki haftalarda da yazdığım üzere solda N’Sakala-Larin ikilisi oynayınca o kanat tamamen çöküyor! Zira Larin hep içeriye kaçıyor, sadece bek oyuncusuna kalan kanatta ise N’Sakala ileriye çıkamıyor, çıksa da etkili olamıyordu. Böylece Beşiktaş sadece sağ kanadından yüklenebiliyor ve rakibi için yeterince tehdit oluşturamıyordu.
İkinci yarıda Beşiktaş ilk yarıya oranla çok daha topa hakim ve rakibini sahasına mahkum eden bir oyun sergiledi. Hatayspor’un ise tek hücum planı Beşiktaş’ın sonlanan ataklarının ardından hemen topu ileriye şişirip Boupendza’nın hızıyla etkili olmaya çalışmaktı. Saygı duyulan bir mücadele sergilemelerine karşın, başta Boupendza olmak üzere tüm Hatayspor hücumcuları en ufak bir zora gelmelerinde kendilerini yere atıp hakemden faul beklemeleriyle bu saygıyı azalttılar. Neyse ki hakem bu tür numaralara prim vermeyen bir yönetim sergiledi.
Beşiktaş gole en yakın olduğu 45-75 arası dönemde bir çok fırsat yakaladı ama yeterli beceriyi gösteremedi. Sergen hoca ilk değişikliğini her zamanki gibi 60’ta Necip-Oğuzhan şeklinde yaptı. Bu beklenen bir hamleydi, ancak birkaç dakika sonra Beşiktaş’ın sahadaki en yaratıcı oyuncusu ve iki golün asistinin sahibi Ghezzal’ın çıkıp N’Koudou’nun girmesi Beşiktaş’ın hücum yaratıcılığını düşürdü. Ghezzal’ın yerine bu kez sağ kanada geçen Larin diğer kanatta olduğu gibi yine kanat oyuncusu gibi değil, ikinci forvet oyuncusu gibi oynadı. Belli ki hocasının kendisinden istediği görev tanımı buydu.
Bu kez soldan N’Sakala, sağdan Rosier çok daha önde oynamaya başladılar, ancak N’Sakala’nın teknik yeterliliği o kadar düşüktü ki, tek bir etkili orta yapamadı. 5 oyuncu değişikliği hakkı varken 2 değişiklikle yetinen Yalçın, en azından son 20-25 dakika Rıdvan’ı kullansaydı Beşiktaş sol kanadını daha etkili kullanabilirdi diye düşünüyorum.
75’ten sonra yavaş yavaş yorulmaya başlayan Siyah-Beyazlılar baskıyı azalttı, Hatayspor takımı biraz daha önde oynayabilmeye başladı. Sergen Yalçın sanıyorum bu zorlu deplasmanda kazanamasa bile kaybetmemenin de değerli olduğunu düşündü. Bunun da anlamsız bir düşünce olduğunu söyleyemem, zira Hatayspor ligdeki birçok rakibin kaybetmesinin sürpriz olmayacağı zorlu bir ekip, bu deplasmanda 1 puan alınması da değersiz değil.
Beşiktaş’ın yarıştaki durumunu ve liderliğini belirleyecek maç tabii ki haftaya oynanacak Galatasaray maçı. Bu maç için Welinton’ın cezalı duruma düşmesi bir şanssızlık oldu ama yeri dolmayacak bir oyuncu değil. Beşiktaş’ın bu maçta her şeyini ortaya koyarak rakibini devireceğine inancım tam…
mail: olcay.nurlu@abcspor.com
twitter: @olcynrlu