https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

JOHNSON DE SOUZA..!

Okunması Gerekenler

 

Bir TRT klasiğiydi, eskisi kadar ilgi çekmese de… Gerçi bu durum TRT’nin artık TIRT bir kanal olmasından da kaynaklanıyor olabilir; neyse, ne güzel dünyanın dört bir yanından, 23 Nisan vesilesiyle gelen ve geleneksel danslarını sergileyen, şarkılar söyleyen çocuklar olurdu bu özel günde; heyecanla seyrederdik.. O şarkılardan bir tanesi çok özeldi;  Pakistanlı çocuklar bir melodiyi hafızalarımıza öyle bir kazıdı ki, o melodi hala tribünlerde yaşar… Cive, Cive, Cive Pakistan, Pakistan Pakistan Cive Pakistan.. Jay-Jay, Jay-Jay, Jay-Jay Okocha, Okocha, Okocha, Jay-Jay Okocha gibi gibi.. Ne günlere kaldık, şimdi tribünlerde İzmir Marşı söylenebilecek mi, onu konuşuyoruz..

Bu ayrı bir konu ama, ortak söylenecek tek bir şarkı var, iki takımın bu yılki şanına yakışır: FESUPANALLAH..! Arkası gelmeyen dertler, hayal kırıklıkları, parasızlık ve yetmiyormuş gibi kıyak üstüne kıyak geçilen bir Beşiktaş.. Galatasaray taraftarından başlayayım; takımını desteklemek için gelmemiş Toki stadına.. “3. olsan ne, olmasan ne” modunda, Fenerbahçe’ye küfür etmeye gelmişler… Fenerbahçe’de maçı kenarda izleyenlerden bahsedeyim, SOW kenarda, Volkan kenarda, Salih kenarda, Aatıf sahada.. Bir de Stoch var maçı nerede izlediği belli olmayan, bence izlemeye de değer bulmamıș olabilir; öyleyse en doğrusunu yapmış..

Galatasaray’ın daha istekli, Fenerbahçe’nin ise daha temkinli başladığı bir maç oldu; futbol adına söylenecek çok şey olmasa da… Fenerbahçe, oyun planını Lens Bey üzerine kurmuş ama yemezler; tek bir oyuncu üzerinden kontra planı olmaz… Galatasaray ilk 20 dakikada daha derli topluydu, ama sonrasında gördük ki, Fenerbahçe zaten gol yememeye gelmiş, o yüzden Galatasaray etkili gibi duruyor, hepsi bu.. Galatasaray’ın en yaratıcı oyuncusu Sabri, Fenerbahçe’nin ise Şener’di.. Gerisini siz düşünün.. Pozisyon olmayınca heyecan da yoktu. İki takımın gol atabilme ihtimalinden ziyade, gol yeme ihtimali yüksek gibi bir durum vardı aslında, ama ilk yarıda beklenen olmadı.. Şener’in iki ara pası ve Yasin’in penaltı diye itiraz ettiği, penaltıyla uzaktan yakından alakası olmayan bir pozisyon var. Son 25 dakika Galatasaray biraz daha asılsa da, sonuçta gol olmadı…

Fenerbahçe’yi bu sahada ne zaman bu kadar kötü görsem, havada Fener galibiyeti havası var derim, ama ölüden de bir şey istenmez. Sabri uzaktan bir asıldı, top rakibin sırtını sıyırdı ve auta çıktı.. Korner diye itiraz etti Sabri, aklımda bir de bu kaldı.. İkinci yarıya Fenerbahçe daha istekli başladı, ama bu takımda kalite namına Van Persie ve Lens’ten gayri hiç bir şey yok… Van Persie zaten bitik… Ne olursa olsun, Ozan, Volkan ve Emenike’li kadro en iyisiydi. Galatasaray baskıyı artırmak istedi, Fenerbahçe daha fazla hücum etmek istedi, 62 deki Aatif-Volkan değişikliği acaba mı dedirtti, ama iki takım adına da pozisyon anlamında hiç bir şey olmadı..

Düşünün ki, Fenerbahçe 87’de ilk kez başarılı bir kontratak yaptı, Alper’in iyi vuramadığı top Muslera’da kaldı… Bu atak da bu șut da Fenerbahçe adına… Bu maç böyle biter arkadaş derken, uzatmalarda Fenerbahçe’nin ikinci kaleyi bulan vuruşu Josef de Souza kafasından geldi ve Fenerbahçe 3.lük yolunda önemli bir galibiyet aldı… İşte böyle her sene böyle diye geyiği yapılacak bir galibiyet olmamalı bence…

Bu kadar kötü oyundan sonra…!! Akıllara, Johnson”ın attığı frikik golüyle kazanılan galibiyeti getiren bir maç oldu.. Bu sefer sahnede Josef vardı… Johnson de Souza… Bir gerçek var ki, bu sıkıcı berbat derbi bile Beşiktaş’ın şampiyonluğundan daha fazla konuşulur, ama bir gerçek daha var ki; bu maç şampiyonu belirleyen bir maç olmalıydı.. Her iki kulüp yönetiminin de ayıbıdır bu… Koca camialar ne halde…

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: bruno.monte@abcspor.com

twitter: @BrunoMonte1907

Son Haberler

FENERBAHÇE GİBİ

Önce kızlarımızı kutlamak istiyorum. 2 sene üstüste Euroleague şampiyonluğunu kazanan kadın basketçilerimize ve böylesine yetenekli ve karakterli oyunculardan oluşan...

Benzer Konular