Bugünkü analizimiz Galatasaray’ın Manchester City’den kiraladığı 28 Haziran 1995, Kongolu anne ve Belçikalı babadan olma, Belçika doğumlu, stoper bölgesinde görev alan JASON DENAYER…
Bugüne geçmeden kısaca futbol geçmişinden bahsetmek gerekirse, futbola 8 yaşında FC Ganshoren altyapısında başlar. Orada 3 sene ve sonrasında 2 sene Anderlecht. Oradan da gerçek anlamda su yüzüne çıkacağı yer olan “JMG Lier Akademisi”…
Ve Manchester City scoutlarının gözüne girerek 17 yaşında cüzi bir yetiştirme bedeliyle Premier Lig macerası..
Asıl patlama ise 2014/15 sezonunda, İskoçya’nın en büyük 2 kulübünden biri olan ve son senelerdeki açık ara en iyi takımı Celtic’e kiralık olarak gönderildiğinde gerçekleşir.
Zaten toplamda 2 başlı ligde, Rangers’ın malum durumundan dolayı şampiyonun önceden belli olduğu bir yer İskoçya ama Celtic’te gösterdiği performans “44 maç / 6 gol /2 asist” hiç de azımsanmayacak rakamlar.
Zaten gösterdiği performans ile İskoçya Ligi’nde otoritelerce ligin Hollandalı partneri Van Dijk ile birlikte en iyi 2 stoperi olduğu düşünülür. Hatta Celtic forumlarında “bravehearth” lakabını almıştır.
Ayrıca Denayer, bu gösterdiği performans ile Belçika Milli Takımı’na kadar seçilmiş ama önünde kendini kanıtlamış iki üst düzey stoper varken direkt oyuncu olamasa da, 1 tanesi hazırlık karşılaşması olmak üzere 3 maçta forma giymiştir.
“ARTILARI”
***Dan dun oynamayı sevmeyen, ayağa pas konusunda oldukça yetenekli ve isabet yüzdesi çok yüksek bir stoper.
***Oldukça hızlı ve seri, çalım yese de rakip forvete 2.hamleyi yapabilecek çeviklikte..
***Rakip forvetlerle yapışarak oynamayı seven ‘’Fenerbahçe’deki Lugano gibi” ve sert bir isim.
***Genç yaşına rağmen oldukça soğukkanlı..
***Ters kademeye girmesi başarılı..
***Hava toplarında da mükemmel olmasa da hem timing’i iyi, hem de sıçraması..
***Topla çıkmayı çok seven yani ofansif stili de var..
“EKSİLERİ”
Tabii ki bu kadar iyi özelliği olan bir oyuncunun bir takım eksikleri de olacak ki, Avrupa’nın büyük takımlarında direkt 11 oyuncusu olamayıp, bu genç yaşta Türkiye’nin yolunu tutsun.
En önemli handikapı, tek ayaklı oyuncu olması..
Rakibe adeta yapışarak oynadığı için, ceza saha dışı-içi “gereksiz” faul-penaltı yapmaya müsait yapısı..
Kıstas alırken herkes geçen sezonki Celtic performansını ortaya koyuyor ama çok zayıf bir lig için İskoçya’nın açık ara en iyi takımında eksik halkaların görülemeyeceğini de unutmamak lazım!
Manchester City daha bu yaz kendisiyle 5 senelik yeni bir kontrat yaptı. İngiliz ekibinin onu astronomik bir teklif gelmediği sürece, satılık olarak bırakmayacağını düşünüyorum. Tabii ki kiralık olarak evet, Otamendi de geldi ve Avrupa’nın en geniş 2-3 kadrosundan biri olan City’de 4 hatta ‘bence’ 5. stoper durumuna düştü.
Herkesin anlamadığı birşey var. Mesela deniyor ki, Nani Manchester United zamanlarıdaki gibi değil. Zaten o senelerdeki performansı sürüyor olsa Türkiye Liginde işi ne!!
Denayer için de City’de oynayamıyor deniyor ama o kadro içinde değil ilk 11, 18’deki isimler de dahil Türkiye Liginde direkt oynamayacak oyuncu yok. Ayrıca şampiyonluğa oynayan 5-6 takım içinde direkt forma şansı bulması çok kolay olamayabilirdi ama diğer her PL ekibinde oynayabilecek kalitede bir isim.
Zaten City ayarındaki bir ekipte direkt oynayabiliyor olsa, hele de 20 yaşındaki bir oyuncuyu buralara getirmek ne derece gerçekçi olurdu malum..
Galatasaray bence bir Popescu olmasa da iyi bir oyuncu aldı ama ordaki karın ağrısı Chjedou-Semih ikilisi, hatta Hakan Balta.. Avrupa’da devam ederlerse rotasyonla sorun olmaz ama yerel lige düştükleri anda, kim yedek kalırsa zaten “otorite problemi olan Hamza Hoca’nın” başını ağrıtacak bir konu daha..
Başarıya aç, kendini Şampiyonlar Liginde kanıtlayıp kariyer sıçraması yapmaya çalışan bir isim ve verilen parayı da düşünürsek, mantıklı bir transfer olduğunu kanaatindeyim.
Tabii ki genç bir çocuk, hayatında ilk kez yaşayacağı bir ülke, oynayacağı bir lig ve takımla oluşacak ten uyumu da bu seneki performansında x faktörler olacak
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : tuna.ozka@abcspor.com
twitter : @tunaozka