https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

İZMİRİN KAN DAVASI; KARŞIYAKA-GÖZTEPE REKABETİ

Okunması Gerekenler

iso1İzmir’in elleri kanlı taraftarlarından oluşan iki köklü takımı, Karşıyaka ve Göztepe.. Maç önce sokakta başlıyor, daha sonra sahada.. Sokakta ölen mi ararsın, yaralı mı ararsın, kaçan mı koşturan mı…Neler neler. Sanki 40 yıllık hasım gibi davranırlar hayatlarında hiç görmedikleri insanlara karşı. Yeterki üstlerinde iki zıt renkten birisi olsun..Sarı ve Yeşil. Sarılılar yeşilleri, yeşilliler de sarılıları görürse olay muhakkak çıkar, kaçınılmaz!

izmir1

Öncelikle İzmir ile başlamak istiyorum.

İzmir sürekli savaşların içinde kalan bir şehir olmuştur son Osmanlı dönemlerinde.. Çünkü İzmir’de çok sayıda Rum ve Rum yandaşları yaşamaktaydı. Rumların çokluğu hayatı her anlamda etkiliyordu.Tabii ki futbolu da.. İngilizler Türkiye’de futbolu ilk kez İzmir’de Rum takımlarına karşı oynamışlardır. Yani Türkiye’de futbolun İzmir’de doğduğu söylenir. İşte bu maçları izleyen bizim Türk gençlerimiz her alanda olduğu gibi futbol alanında da işgal kuvvetleriyle savaşmak istemişlerdir.Bu kısımda da ilk olarak Karşıyaka devreye girmiş ve satın aldıkları futbol toplarıyla boş bir arsada futbol oynamaya başladılar.

Karşıyaka İzmir’de kurulan ilk futbol takımıdır.1 Kasım 1912’de Kadızade Zühtü Işıl, Osman Nuri, Kadızade Raşit, Refik Civelek, Süreyya İplikçi ve Örnekköylü Hüseyin isimli 6 genç ve bunlara daha sonradan yardımcı olan, Tahir Bor, Hüsnü Tonak, Sezai Çullu ve Fevzi Fikri Altay’ın çabalarıyla kurulmuştur. Bu tarihte kurulan Karşıyaka Kurtuluş Savaş’ına kadar hiçbir maçta yenilmeyerek mazisini güçlendirmiştir.

izmir5Renklerini İslamiyet’in Yeşil’i ve Milliyetçiliğin Kırmızı’sından almıştır. O tarihlerde Karşıyaka semti tamamıyla Türkler’in bulunduğu bir yerdi. Tek kulüp olmalarınında vermiş olduğu iftihar ile 35 1/2 lakabını kendilerini verdikleri söylenir. Hala daha bu lakap kullanılmakta ve iki ekip arasındaki en büyük söz düellolarına sebep olmaktadır. Ancak  2 yıl aradan sonra 1914’de Altay kurulur. Altay ilerleyen dönemlerde elde ettiği başarılar ile Karşıyaka’nın önüne geçer. Fakat Altay kulübünden ayrılan gruplardan Güzelyalı tarafı kendi kulüplerini kurmak isterler. İşte asıl olay burada başlar. Bir nevi Altay’lıların kurduğu Göztepe 14 Haziran 1925 tarihinde Güzelyalı’da kurulur. Güzelyalı’da bir semt olan Göztepe kulübün ismine verilen de isim olmuştur aynı zamanda. Renkleri de bildiğimiz gibi Sarı-Kırmızı…

İşte Kırmızıyı paylaşma savaşından kastım budur. Göztepe kurulmasına kurulmuştur ancak İzmir’de en çok tanınan kulüp 1924 yılında Fenerbahçe’yi İzmir’e davet eden Karşıyaka’dır. O yüzden tanınmayı daha çok isteyen Göztepe’nin birşeyler yapması gerekliydi. Göztepe ilerleyen yıllarda elde ettiği başarılarla adını duyurmaya başlamıştır. 1937 yılında da bir İzmir Şampiyonluğu elde etmiştir. Bu şampiyonluk aslında bir hayli ilginçtir. Çünkü 1937’de İzmir takımları birleşerek bir takım kurmuşlardır ve şampiyonluk öyle gelmiştir. Her iki takımda ulusal düzeyde adından söz ettirmeye başlayınca aralarında çıkan zıtlaşma da kaçınılmaz olmuştur. Bir yanda TAM 35 Göztepe, diğer tarafta 35 1/2 Karşıyaka. Kaf Kaf kendisini İzmir’den ayırırken, Göztepe çok daha fazla kişinin sempatisini kazanmaya başlamıştır. Tabii ki Karşıyakalılar haricinde! Çünkü Karşıyaka’da bulunanlar Karşıyaka’dan başka hiçbir takımı desteklememektedir o dönemlerde. İşte bu zıtlaşmalar, sloganlar bu ezeli rekabetin internasyonal seviyeye kadar ulaşmasını sağlayan başlıca unsurlardır.

Taraftarları Göz-Göz ve Kaf Sin Kaf’ı kendilerine slogan belirlemişlerdir tribünlerde. Kaf Sin Kaf Arapça’da KSK’nın yani Karşıyaka Spor Kulübünün kısadan okunuşudur. Göz-Göz ise taraftarların hayal güçleriyle bulduğu bir slogan. Yaşam biçimleridir futbol taraftarların İzmir’de. Göztepe’li Karşıyaka’lı ya kin kusarken, Karşıyaka’lı Göztepe’liye nefret duyar. Karşıyaka’lı Göztepe’li yi bir kaşık suda boğmak isterken, Göztepe’li Karşıyaka’lı ya döner bıçaklarıyla saldırmak ister. Bu söylediklerim hayal ürünü değil maalesef tam anlamıyla gerçeklerdir.

izmir3Öncelikle aralarındaki maçlardan en fazla dikkatimi çeken 16 Mayıs 1981 tarihinde oynanan maçtan bahsetmek istiyorum. Tabii o zamanlar tribünler yarı yarıya. Her iki takımda ev sahibi. Bir 2.Lig maçıydı sahada oynanan. Ligin bitimine 2 hafta vardı. Erken saatlerde insanlar stada gitmeye başladılar. Hangi stad olacak canım tabii ki İzmir’in emektarı Atatürk Stadı… İlerleyen saatler insanların karınca gibi stadın kapılarında kuyruklar oluşturduğunu gösterdi İzmir’e. Herhalde tüm İzmir maça gitmiş diyorlardı. Yani ben görmesem de anlattıklarına göre iğne atsan yere düşmez cinsindenmiş o gün stad çevresi. O zamanlar kapalının orta tarafını kapmak erken davranan Karşıyaka’lılara nasip olmuş. Ancak içeriye her dakika daha fazla insan giriyor, daha da kalabalıklaşıyormuş Atatürk Stadı. Hani öyle bir olay ki ben hangi büyüğüme sorsam herkes o maça gitmiştim diyor. Evet hiçbirisi de yalan söylemiyor. Atatürk Stadı tüm İzmir’i orada barındıracak kadar neşeliydi o gün. Ve işte bilet satışına göre maçı izlediği açıklanan taraftar sayısı: 61.060…Ancak bedavaya girenlere de bakıldığında Atatürk Stadının o zamanlar koltuksuz olduğuda göz önüne alındığında söylenen rakam 80.00 civarı.

O zamanki rakamlar rekorlara 2.Liglerde ki en kalabalık maç olarak geçmiştir. Ancak bu kadar insanın izlediği maçında 0-0 bitmesi ayrı bir olaydı. Aslında maçları bırakıp taraftarlara daha geniş açıdan bakacak olursak Göztepe taraftarının(bana göre) Karşıyaka’dan daha cefakar bir taraftar topluluğu olduğunu rahatça görebiliyoruz. Tabii ki bunu terazide tam olarak ölçebilmemiz için Karşıyaka’nın da amatör kümeye düşmesi gerekir. Çünkü Göztepe takımı 2003 yılından itibaren inanılmaz bir düşüş yaşadı ve dibe vurarak amatör kümeye kadar düştü.Ancak öyle bir taraftar kitlesi vardı ki, Guiness Rekorlar Kitabını ‘Amatör Kümede en çok taraftar toplayan kulüp olarak’ alt üst ettiler! Tabii ki bu demek değildir Karşıyaka taraftarı vefasız. Onlar da çok iyi bir potansiyele sahipler.Ancak dediğim gibi amatör kümeye düşmeden belki de bu karşılaştırmada Karşıyaka Göztepe’nin gerisinde ilelebet kalacaktır. Fakat temennim bir İzmir takımının daha amatör kümeye düşmesi değil Süper Lig’de boy göstermesidir.

Başarılara baktığımızda Göztepe’nin Karşıyaka’yı bariz bir şekilde solladığını görüyoruz. Göztepe 1964-1968 yılları arasında Avrupa’yı Fuar Şehirleri Kupasında(şimdiki Avrupa Ligi’ne eşdeğer) yarı finale kadar çıkmıştır. Atletico Madrid, 1860 Münih, Marsilya gibi zamanın dev kulüplerini devirmiştir. Kupa Galipleri Kupasında ise Çeyrek Final’e kadar yükselmişlerdir. Ayrıca iki kez Türkiye Kupası’nı bir kez Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı müzesine götürmüştür. Karşıyaka ise Avrupa’da fazla ses getirememiş,Türkiye Liglerinde ise sesini kupalar ile değil genellikle taraftarıyla,çıkardığı futbolcularla duyurmuştur. Günümüzde ise Göztepe’nin bir kademe üzeri ligde bulundukları için Sarı Kırmızılı ekip ile çok fazla alay etmektedirler.

izmir4Göztepe ve Karşıyaka Ulusal anlamda ünlü taraftar gruplarına sahiptirler. Göztepe’deYalı, Karşıyaka’da ise Çarşı isimli taraftar grupları tribünlerin lokomotifleridir. Tezahüratları, görsel şovları organize eden gupların başını çekerler. Her iki takım taraftarıda karşı karşıya geldiklerinde yaralı veya ölü çıkmaması ender rastlanan bir durumdur. Fakat yıllardır maç yapamamış olmaları onları biraz daha sessizliğe bürümüştür. Yine de Göztepe’nin bu yıl Bank Asya’ya çıkacağını, Karşıyaka’nın da Bank Asya’da kalacağını düşünenler bu sessizliğin Fırtına Öncesi Sessizlik olduğunu kestirebiliyorlar.

Öyle ki Göztepe-Karşıyaka maçları olduğu günlerde maça gidecek taraftarlar hariç İzmir’de herkes tedirgindir. Hangi sokaklardan trafiğe gireceklerini planlayıp yola öyle çıkar şöförler. Çocuklar top oynayacağı mahallelere giderken çok sık uyarılır. Taraftarlar yanlışlıkla rakibin mekanlarına girerlerse atkılarını bellerine bağlayıp eşortmanlarının içine sokarlar..Kısacası İzmir’de hayat farklı bir şekilde akmaya başlar o gün. Korku,stres ve tedirginlik had safhaya ulaşır.Sadece iki grup vardır mutlu olan.Karşıyaklılar ve Göztepeliler…Maç dışarıda başlar. Önce ara sokaklarda kozlarını paylaşır renkler. Kavgayı kazanan 1-0 öne geçer. Ardından sahada “savaşır” renkler..Ya skor eşitlenecek ya da fark açılacaktır! Tabii ki bu olaylarda istenmeyen sonuçlar ister istemez ortaya çıkar. Son olarak 2003 yılında TSYD kupasında bir Karşıyaka’lı genç vefat ederek herkesi üzüntüye boğmuştur. Takımların yakındığı birşey vardır.O da maçtan önce gazete küpürlerinin, köşe yazarlarının yazmış oldukları yazılarla olayları kızıştırmasıdır. Maçtan önce “Savaş” “Ölüm” “Kin” “Nefret” içerikli bolca haber yayınlanarak doğacak kötü sonuçlar tetiklenir. Yine bu gazetelerde görüldüğü gibi maç önce sahada değil sokakta başlar!

izmir6Arada kardeşlik mesajları da olmadı dersek haksızlık ederiz. Bir deplasmanda vurularak ölen Özgür Soylu isimli Karşıyakalı genç için Göztepeliler cenaze törenlerine katılmış, pankartlar yaptırmış ve Karşıyakalıların acısını bir nebze de olsa paylaşmışlardır. Her ne kadar birbirlerine nefret duysalar da Göztepe olmadan Karşıyaka’nın, Karşıyaka olmadan da Göztepe’nin anlamsız olacağını çok iyi bilmektedir taraftarlar. Medyadan bahsetmişken bir eksikliği de dile getireyim. Sürekli savaşla, kinle, nefretle anılan bu Dünya Derbisi hakkında tek bir araştırma bile yapmayan medyamız bana göre bu derbiyi hiçbir şekilde eleştirmemelidir. Yıllar boyu kötü çocuklar olarak gösterdikleri bu takımların taraftarlarını onlar birkez olsun araştırmamış, yatıştırmaya çalışmamıştır. Belki de İzmir’den uzak kalmış birçok kişinin bu derbinin içeriğinden haberi yoktur. Medya önce bunu kontrol etmeli, gereken özeni göstermelidir. Bu derbiyle ilgili bir İzmir’li olarak benim nacizane görüşüm şöyle;

İzmir’in bu iki güzide kulübü Göztepe ve Karşıyaka her ne olursa olsun öncelikle Süper Lige çıkmalıdırlar. Eminim ki o zaman hakettikleri değeri fazlasıyla alacaklardır. Sokaklarda, statlarda sabahlayan bu taraftar toplulukları gerçekten de Süper Ligi hakediyor. Gittiğim maçlarda görüyorum, yapılan tezahüratlar o kadar içtenlikle söyleniyor ki, gözlerinden yaş akar derecesine duygusallaşıyor ortam, hani tarifi yok derler ya o cinsten birşey işte..

ismail.gungor@abcspor.com

Son Haberler

AMATÖRCE

Yedigimiz iki gol de olacak iş değil. İlkinde ortada fol yok yumurta yok. Rakibin ne baskısı var ne pozisyonu....

Benzer Konular