Önce bu maçı tarihi çok önceden belli olan Euroleague Basket maçımız ile aynı güne koyan federasyona iki çift lafım var. Hiç öyle :”Biz basket maçı tarihine falan bakmayız” demeyin. Bal gibi de bakacaksınız. Sizin en önemli görevlerinizden biri seyirci sayısını artırmak,daha fazla tarafarın stadlara gitmesini sağlamak. Üstelik bunu ilk kez de yapmıyorsunuz. Yılbaşından beri bu üçüncü ama bu kez Kadiköy’deki lig maçına denk getirmeyi becerdiniz. Aferin ! İyi halt ettiniz. Kendinizle gurur duyun ama bilin ki ya işinizi doğru yapmıyorsunuz ya da Fenerbahçe aleyhine bir tutum içerisindesiniz. Bunun başka açıklaması yok ve her ikisi de sizler için kara bir leke.
Ancak önemli bir desteği arkasına almasına rağmen futbolcularımız yine bir maçın ilk yarısını çöpe atmayı başardılar. Çok kötü bir ilk devre geçirdik maalesef, pozisyona bile giremedik. O kadar çok sıkıntı, o kadar çok iyi gitmeyen şey vardı ki , hangi birini anlatayım bilemiyorum. Bu kadar olumsuzluk arasında kimsenin içini daraltmak ta istemiyorum o yüzden kısa kısa geçeceğim.
-Harun’un yan toplardaki bitmek bilmeyen titrekliği.
-Isla’nın Dirar’ın yokluğunda düşen performansı.
-Hasan Ali’nin artan pas hataları.
-Sadık’ın topla çıkarken yaptığı üstüste kayıplar.
-Topal’ın suya sabuna dokunmayan oyunu.
-Zajc’ın ”bal yapmayan arı” performansı.
-Valbuena’nın yokluğunda kalite eksikliğimizin iyice bağırması.
Ancak en çok rahatsız edenler başka iki isim Ayew ve Alper oldu. Ayew’in performansının kimse kusura bakmasın Slimani ve Benzia’dan pek bir farkı yok. Hasbelkader sezon içinde bir kaç kritik gol attı diye belki kredisi var ama adam geçmiyor, pas trafiğine girmiyor, şutu,pozisyonu hiç bir şeyi yok. Mücadelesi de azaldı. Bu haliyle takımı 1 kişi eksik oynatıyor resmen. Alper ise genç futbolculara ders olarak okutulmaya doğru gidiyor. Sanki kafasında futbolu bitirmiş gibi. Konsantrasyon sıfır. Gücü kuvvet kalmamış. Çok ama çok yazık. Bundan sonra toparlanır mı, futbola döner mi bilmiyorum ama bu haliyle 3.ligde ancak oynayabilir.
Hakikaten kötü bir top oynadık ve sözedecek olumsuzluk çok. Peki hiç mi pozitif bir şey yoktu Fenerbahçe’de? En başta Moses vardı. Evet, pas hatası da çok yaptı ama belli ki kuvvetleniyor. Birebirde kaldığında artık basıp geçebiliyor rakiplerini. Yeter ki arkadaşları onu doğru yerde , doğru pozisyonda topla buluştursun. Kalabalık içerisinde sıkışmasın. Ne kadar çok çizgide rakip bekle birebir kalırsa o kadar etkili olacaktır. Diğer parlayan isim ise Mehmet Ekici. Hele hele Valbuena yaratıcılığı yokken ona çok daha fazla ihtiyacımız var. Bugün de attığı golle resmen ipten dönmemizi sağladı. Bir de oyun içinde çok fazla gözükmemesine rağmen Soldado klası var konuşulması gereken. Özlediğimiz santrafor mu? Değil. Geçirdiği sakatlıklar ve yaşı itibariyle eski günlerinin çok gerisinde ama klas kalıcı. Bugün de en kritik anda, tam tribünler terse dönerken sahneye çıktı, skoru beraberliğe getirdi ama esas 2. gol öncesi Hasan Ali’nin önüne topu açışı var. Golünden daha güzel bence, tam anlamıyla usta işi. Şu anda en vazgeçilmez oyunculardan biri. Stresin tavan yaptığı, topun alev alev yandığı anlarda onun gibi ustalara çok ihtiyaç var.
Artık kendinize gelin. Zor bir dönemden geçiyor olabiliriz. Bugün son anda ipten dönmüş te olabiliriz. Ama bu hiçbirinize Fenerbahçe camiasına saygısızlık yapma hakkı vermez. Bu taraftar fil hafızalıdır. Yaptıklarınızı unutmaz. Bu günler gelir geçer, sizin Fenerbahçe düşmanlığınız geçmez.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp