Sonda söyleyeceğimi baştan söyliyeyim. Boateng’den büyük bir beklenti içinde değildim. Bunu da geçen hafta yazmıştım ama, için için de ters totem yapıyorduk elbette. Muazzam bir 45 dakika yaşattı bize ve kendisine Boateng. İkinci golün hem hazırlayıcısı hem de nefis finishing ile ağalara bırakmasının yanında, defansa yardımı, attığı kilit paslarla maçın kaderini değiştirmesi, net biçimde Beşiktaş’a yatmaya değil oynamaya geldiğinin göstergesiydi. İlk maçlar her ne kadar fikir vermese de, burada ciddi bir sinyal gördük. Zaten Almanya’da Türklerle geçirdiği zaman, İbrahim Tatlıses müzikleri ile postlar yapması, onun potansiyel olarak bu ülkeye alışma sürecini hızlandıracaktı. Türkiye’de siyahi oyuncuların bırakın ırkçılık yaşamaları, ekstra sevilmeleri de bir şans Boateng için. Bunca zaman dikiş tutturamadığı futbol hayatına, burada yeni bir başlangıç yapma şansını ilk maçta oldukça iyi kullandı.
Maça başlarken tüm stad haklı Göztepe maçı tekrarını dile getirdi bir ağızdan. Durum bu kadar netken hala ne bekleniyor hayretler içinde bekliyoruz. Yoksa çakma bir iyilik yapıp bunun üzerine yatmaya mı çalışacak eski bir büyük camia yöneticisinin başkanlığını yaptığı futbol federasyonu? Yağma yok. Kuralına göre oynatacaksınız, yoksa def olup gideceksiniz. Sonuca direkt etkisi olan kural hatasından, maçın tekrarını beklemek ağlamak değil, aksine sahada gasp edilen hakların talebidir. Bu yazı yazılırken Fenerbahçe maçı daha oynanmamıştı. Acaba bu maçların skorlarına bakılarak mı karar verilecek? Öyle kepaze yönetiliyor ki Türk futbolu, neresinden tutsanız pislik iğrençlik akıyor.
İlk yarı oldukça tutuktu Beşiktaş. Avcı döneminden görüntüler izledik. Üzerine de sayısız ofsayt golleri eklenince, skoru yakalayamadı Beşiktaş. Orta sahanın bir türlü ileriye baskı kuramaması, Ljajiç’in oldukça verimsiz bir gününde olması, ilk yarının hikayesini yazmaya yetti.
İkinci yarı ise oyuna Ljajiç -Boateng değişikliği, müthiş bir hareketlilik getirdi. Karius’u hiç görmedik bu yarı. Tehlikeli bir frikik sonrası doğan ve VAR ile gelen penaltı golü ile kilit açıldı. Devam etmeden önce bu pozisyonu inceleyelim. Haftalardır süren sistematik doğranma sonrası, VAR en küçük şüpheye bile düşmemek adına Hakemi VAR’a çağırdı. Buraya kadar normal. Zerre şüphen varsa, çağır hakemi, üzerinden at sorumluluğu. Ne pozisyonlarda çağırmamıştı bu VAR odası. Eyyamın yeni adresi olmaya da çok adaydır kendileri. Neyse, devam edelim. Hakem izledi izledi izledi. Benim penaltı vermeyeceğim pozisyonda penaltıyı çekti. Ama o tabi daha ayrıntılı görüyor. Doğruysa doğru, eyyamsa yuh olsun. Ama zerre şüphe yok ki, er ya da geç o gol gelecekti. O güneşe hiçbir kar dayanmazdı. Hani pozisyon 80 de falan olur, bir laf edilebilir. Daha onlarca dakika vardı, ve Beşiktaş’ın iştahı da, tribünlerin havası da bağıra bağıra golü getiriyordu. Takip eden bilir. Hiçbir yenilgimizi hakeme bağlamam. Hakeme rağmen yeneceksin derim. Daha 40 dakika maç varken, Beşiktaş’a karşı haksız (!) yenik duruma düşersen, kalkıp devam edeceksin. Daha geçen hafta lig liderini beşlerken, bir tane atmak mı zor Beşiktaş’a? Üstelik kalede bir kumbara varken? Hani durum 1-0 iken 2-0 olur da maç kopar, hadi o zaman belki biraz haklı olabilirsin.
Daha bin saat var maçın bitmesine, çık at golünü. Kimse kusura bakmasın. Yenilgilerimizi hakeme bağlamıyorsak, eze eze aldığımız maçları da hakeme bağlatmayız. Haftaların korkuncu Diaby bile oldukça etkiliydi. Sakatlıktan çıkıp oyuna giren Lens bile çok etkiliydi. İki defa denedi bir tane attı. Bir tek Caner gene acayip işler yaptı durdu. Şans bu ya, gene asist yaparak kayıt üzerinde istatistik yaptı ama, benim gözümde gene çok zayıftı. Gökhan Gönül de biraz etkisizdi. Burak kesinlikle ofsayta düşme sorununu çözmeli. Tüm ofsayt kararları doğruydu. Bir tek Umut’un golü neden iptal oldu anlayamadık bir türlü.
Genel bir toparlanış var orası net. Sergen Yalçın’da harika bir destek görüyor. Ama elindeki malzeme de oldukça zayıf. Hak edilen ve tekrarlanacak maçtan galibiyet alınır, iyi de bir lig ritmi tutturulursa, bazı şeylerin hayallerini kurmaya başlayabiliriz. Ancak bunları konuşmak için çok ama çok erken. Mamafih, Sergen ve Boateng’in Dolmabahçedeki ilk maçları bundan daha spektaküler olamazdı. İkiniz de hoş geldiniz.
mail: cuneyd.yuzak@abcspor.com
twitter: @cyuzak