Beşiktaş’ın, Fenerbahçe’nin ve Başakşehir’in kazandığı bir haftasonu geçirdik. O kadar soğumuş, o kadar heyecansız hale gelmişiz ki, neredeyse Galatasaray’ın maçı olduğunu unuttuk. Pazartesi maçları malesef böyle oluyor.
Antalya çok zor bir takım ve en zor deplasmanlardan biri. Takım moralsiz, liderle aradaki fark yenerse 10 puan. Sneijder yok, Podolski yok. Kağıt üzerinde herşey Galatasaray aleyhine. Ancak maça çok iyi başladılar. Bruma çok etkili idi. Güzel de bir gol attı ama gol sonrası acemice hareketi sarı karta sebep oldu, ki bu kart son 10 dakikada kırmızıya döndü. Yetenek, hız, beceri hepsi var ama biraz da tecrübe ve akıl lazım Bruma’ya. Zamanla olacak. Asla küstürülmemeli, asla kaybedilmemeli.
İlk yarı boyunca Antalya hiçbir varlık gösteremedi. Tudor farkı gözle görülür hale gelmeye başladı. Normalde Sneijder yoksa veya vasatın altında ise Galatasaray maç kazanamazdı. İlk yarı Sneijder’in eksikliği pek hissedilmedi. Bu takımda koşmayana, mücadele etmeyene forma yok ve takım da bu ültimatomu almış bence.
Eren muhteşem bir golle durumu 2-0’a getirdi. İlk yarı sonlarında Bruma biraz akıllı olsa maç 3-0’a gelebilecekken, 44.dakikada Chedjou’ya yapılan bariz faul görmezden gelinince ilk yarı 2-1 Galatasaray’ın üstünlüğü ile sona erdi.
İkinci yarı oyun da skorda dengelendi. Antalya daha istekli, daha fazla hücumu düşünen takımdı ve 53. dakikada beraberlik golü geldi. Her ne kadar Tudor’un takımı daha fazla koşup, daha fazla mücadele etse de defans hataları, pozisyon hataları, arkaya adam kaçırma hastalığı devam ediyor. Umarım azalarak devam eder. 3 haftadır kafa golü yemiyoruz. Buna da şükür. Çok daha kolay geçecek bir maç zora girdi. Galibiyet golü ancak uzatma dakikalarında geldi. Bu gol biraz da hakem Ali Palabıyık’ a da atılmış bir goldü. Hakem de hata yapar, insan sonuçta, hakemlere sahip çıkılmalı gibi beylik laflar bu saatten sonra işe yaramaz.
Dönün bakın bu yıl hakem hatalarından kim kaç puan aldı, kim kaç puan kaybetti. Gelelim bugünkü hatalara; Chedjou’ya yapılan bariz faulü vermedi, arkasından Antalya golü buldu. Tudor maç içi bir refleksle ilkyardım çantasını tekmeliyor, sonrasında farkına varıp özür mahiyetinde bir el hareketi yaptığında hakemlerin biraz müsamahakar olmaları lazım. Benzer bir olayda Şenol Güneş veya Advocat haklı olarak tribüne yollanmadı. Ağır bir karar. Bruma’ya gösterilen ikinci sarı kart; Faul ama sarı değil, kasıt yok. Bence kafasında bir şartlanma var. İki senedir Mete Kalkavan ve Ali Palabıyık maçları tam bir fiyasko. Sonradan öğrendiğim başka bir konuya da çok şaşırdım. Dördüncü hakemin bu hafta ikinci maçı. Sanki hakem mi kalmadı? Meğer eski hakem Hasan Ceylan’ın oğluymuş!
Neyse, zor maç ittire kaktıra son dakikada da olsa 3-2 galibiyetle bitti. Tudor ilk galibiyetini aldı. Herşeye ve özellikle de hakeme rağmen bu maç kayıpsız atlatıldı.
Taraftarla yönetim arasındaki gerilim bundan sonra artarak devam edecek gibi duruyor. Artık her maçta aynı tezahüratları duyacağız; “Yönetim İstifa” Bizim de heyecanımız bu olur artık.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: cem.demircioglu@abcspor.com
twitter: @cemdemircioglu