Hemşehri hemşehriyi gurbette … derler! Fonseca ve ekibi, Vitor Pereira ve öğrencilerine karşı bugün Kadıköy’de, ikisi de gurbette.. Kim, kimi göreceğiz. Braga Avrupa futbolunda son dönemde ismi sık duyulan bir takım, iyi takım, özellikle santrforları çok etkili, hem havadan, hem yerden. Şu anki orta saha kurgusu, hele ki Ozan’ı da koyarsan savunma anlamında üst düzey ama üretemiyor. Üretebildiklerini de forvetler iyi değerlendiremiyor. Fenerbahçe kolay kolay kaybetmez demek bu ama yeterince pozisyon üretememe ve üretilenleri cömertçe harcama ihtimali var ki; rakibi 1-0 la buradan umutlu gönderme ihtimali de yüksek diye düşünüyordum maç öncesi.
Kalede bu sefer Fabiano yok. Şu saatten sonra Fabiano’yu kaleye koymanın tek izahı olabilir, uğur, totem vs gibi batıl inançlar, ben de bu riski almam ama ne olursa olsun Nani ile başlarım. İçeride oynuyorsun, Caner doğru karar ve mecburen Şener var. Fenerbahçe için şok bir 45 dakika oldu, kimsenin beklemediği kadar diri, pres yapan alan daraltan, ayağa paslarla sakin hücum yapan, kontraya da çabuk çıkan bir Braga vardı sahada. Orta alanı kalabalık tuttular, kaptıkları toplarlar da kaleye geldiler. Bu tarz takımlara karşı önde iyi basmak lazım, orta sahadaki pas ritmimi ve şiddetini artırarak oynamak lazım, Fenerbahçe orta sahası buna zaten müsait değil. O zaman kanat oyuncularının çizgiyi arkasındaki beke boşaltıp, içeri top taşıyıp, kanat beklerini sıfıra kaçırması lazım.
İlk yarıda Fenerbahçe önde istediği kadar basamadı. Alper zaten geniş alan oyuncusu, dar alanda kayboldu, öteki tarafta Volkan var, o da geniş alan oyuncusu ama top taşıyabilen de bir oyuncu, olgun ataklar da zaten bir tek oradan geldi. Orta üçlü de biraz biraz Ozan 18 civarına geldi, adam eksiltti, tek pas yaptı, ofansif anlamda başarılı bir grafik çizen başka da oyuncu olmadı. Maçın başında Ozan’ın kalecinin elinde kalan bir şutu var, 37. dakikada Volkan’ın Van Persie’ye kestiği ama Van Persie’nin kıl payı vuramadığı bir pozisyon var, başka da bir şey yok, Braga’nın golle sonuçlanmayan iki önemli atağı var. İsimler oynamıyor, formalar da oynamıyor, takımlar oynuyor. Braga da bunun örneği. Bir kaç Avrupa devi haricinde takımlar arasında büyük kalite farkları yok, futbolcular arasında da yok, futbolu basit, hızlı ve yardımlaşarak oynayan bir takımsanız her takımın canını yakarsınız.
Futbolcular arasında da büyük fark yok, ne kendi oyuncunu ne de başka oyuncuları küçümsenin manası yok; bu anlamda Volkan Şen de gayet iyi bir futbolcu. Nereden geldiğinin, kaça geldiğinin de bir önemi yok. Keşke Pereira daha önce fark etseydi. Neyse maça dönelim, Nani’ye göre bir maç. Alper’in çılgın bir kaç deparına aldanmamak lazım, Nani bu takımın bankosudur. O bir Winner’dır ve Fenerbahçe’nin hücumdaki aklıdır ve topun da sende kalmasını sağlar. İkinci yarıya da Fenerbahçe aynı başladı ama 50. dakikadan sonra toparladı. Futbolun klişeleri çok belli; Braga’nın stoperleri ayağa iyi pas yapıyor, presin yeterli gelmiyor, o halde defans hattını biraz öne çekmen lazım, bunu da yapamıyorsan tempolu pas yapacaksın ve Fenerbahçe 55. dakikadan sonra bunu yapmaya ayağa çabuk oynamaya başladı ve özellikle Volkan’ın tarafından geliştirilen iki önemli atak buldu, golle de sonuçlanabilirdi.
62.dakikada Ozan’ın uzaktan kestiği Van Persie’nin az farkla dışarı çıkan bir kafası var. 65.dakikada Pereira Nani, Volkan değişikliğine gitti. Sebebini bilmiyorum ama Volkan’ı tercih etti, ben olsam Alper’i çıkarırdım, zira Alper çok etkisizdi. Nani oyuna girdikten sonra top daha çok Fenerbahçe’de kalmaya başladı. 71.dakikada da Ozan-Meireles değişikliği geldi. Gole ihtiyacının olduğu bir maçta Meireles hamlesi bence gereksiz, Volkan da sahada kalırdı, Alper’i forvet arkası oynatırdım. Biz Ersun Hoca’yı bu yüzden sevdik. En azından santrforları çiftlerdi bu tarz anlarda, hele ki bu Braga’yı gördükten sonra işi ne olursa olsun burada bitirmek lazım.
Gömülen Braga 75.dakikada bir kontratak yakaladı Josue’nin şutunu Volkan müthiş çıkarttı, kader kurtarışı diyebiliriz bu veya sonrası turlar için. 79.dakikada Fernandao’yu oyuna alırken Alper’i çıkartıp Van Persie’yi sağ çizgiye çekti. 81.dakikada Topal kariyerinin en güzel golünü attı. Orta sahadan aldığı topu ceza sahasına kadar sürdü ve sol ayağıyla topu kalecinin sağına gönderdi ve Fenerbahçe’ye hayat verdi. Bugün sahada istediği hiç bir şeyi yapamayan, kötü günündeki Fenerbahçe’yi ancak bir cengaver kurtarabilirdi ve yine o cengaver Topal oldu. 1-0 biten maç, Fenerbahçe orta sahasının ofansif yetersizliğini bir kez daha öne çıkaran bir maç oldu.
Tempo, tempo, tempo. Eksik olan bu. Topal attığı enfes golle o üçlüyü de, Fenerbahçe’yi de, 0-0’a yatmaya kalkan Pereira’yı da kurtardı. Umarım bu gol tura yeter.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : bruno.monte@abcspor.com
twitter : @BrunoMonte1907