İlk beş’ler parkeye geldiğinde Olimpiakos klasik Spanoulis, Printezis, Milutinov,Williams-Goss, Papanikolau en kuvvetli beşiyle başlarken, Fenerbahçe Beko ise Obradoviç’in uzun zamandır tercih ettiği Bobby, Green, Ahmet, Melli, Kaliniç ile sahadaydı. Bu açıkça bir meydan okuma, gövde gösterisi, kendinden emin olma hali olarak nitelendirilmeli.Tabii işin bir yüzü de sarı lacivertlilerin basketbol kültüründe olan her zaman sahada en sağlıklı oyuncularla yer alma yetisiydi. Bir kaç haftadır küçük sakatlıklarla mücadele eden Gigi’nin performans düşüklüğü yaşaması, maç sonunda coach’un açıklamasa kimsenin bilmeyeceği Vesely’nin dizindeki probleme rağmen oynama isteği Fenerbahçe Beko ailesini diğer takımlardan ayıran özel durumlar.
O kadar kararlı başladılar ki topa yapılan muazzam baskı sonucu kazanılan toplar oyun akışkanlığı ve Bobby ile Green’in hücum performansıyla birleşip, Kaliniç’in de düete eşlik etmesiyle ilk yarı sonunda sadece 28 sayıya izin veren ve 40 sayıyı Olimpiakos çemberine gönderen şahane bir takım izledik.
Oyuna her giren oyuncunun hem savunma hem de hücumda katkı verdiği Fenerbahçe Beko izleyenleri o kadar mest etti ki Obradoviç neredeyse yerinden kalkmadan devreyi bitirdi.
İkinci yarıda suyun öte yanından gelen komşu atarak kazanabileceğine inanmış olmalı ki,hakemlerin de bir çok pozisyonda çaldıkları kolay düdüklerle 21 sayılara kadar çıkan farkı anca 11 sayıya kadar indirebildiler. Neredeyse sadece üç sayı çizgisi gerisinden ve faul çizgisinden ürettiler.
Sarı lacivertliler ise bu düelloda madem rakibimiz böyle bir tercihte bulundu o zaman biz de varız diyerek ikinci yarıya da toplam elli sayı sığdırmayı bildiler.
Günün sonunda ev sahibi rakibine nefes aldırmadan,umut vermeden,her pozisyonda üretip,zaman zaman yaptıkları muazzam savunmayla da bir daha kazandı. Kazanma alışkanlığı bir yana,birbirlerine olan tutkulu bağları bu takımın yapabileceklerini tüm rakiplerine bu akşam bir daha gösterdi.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: omer.kocsan@abcspor.com
twitter: @omerkocsan