https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

GERÇEKLER ACITIR

Okunması Gerekenler

GERÇEKLER ACITIR

6’da 6 yaparak bugüne gelen Beşiktaş için hele ki Galatasaray ve Fenerbahçe’nin puan kaybettiği haftada kazanmaktan başka çare yoktu. Ancak takımın aslında ne kadar ince bir ip üzerinde yürüdüğü ve son altı haftanın aslında bir yanılsama olduğu 6 dakikada ortaya çıktı. Oysa Beşiktaş bu akşam kötü oynadı diyemem. Hatta maçın 65. Dakikası civarı tribünde yanımdaki İsmet abiye ‘gol atamıyoruz ama şu ana kadar pozisyon da vermedik’ dediğimi hatırlıyorum. Bu sözün üzerine 20 dakika daha da pozisyon vermedik ama Malatya belki de kaleye çektiği ilk ciddi şutta 85. Dakikada golü buldu. Gerçekten inanılmaz ama Beşiktaş’ı bilen ve tanıyan, bu sezon da yakından takip eden benim için hiçbir zaman hiçbir şey şaşırtıcı değildir. Evet, söz konusu Beşiktaş ise her türlü felakete her daim hazırlıklı olmak şarttır.

Bu akşamki mağlubiyet Abdullah Avcı’nın hanesine de koskoca bir kırık not olarak yazılır çünkü bu takımda asla ve asla bozulmaması gereken defansın göbeğindeki stoperler ve Atiba – Elneny ikilisidir. Hiçbir ahval ve şerait altında zinhar bunlara dokunmamak gerekir ama hoca bu büyük hatayı yaptı ve Beşiktaş son 10 dakikada kurabiye gibi dağıldı. Çok cinsel ilişkiye girmekle çok çocuk sahibi olunmayacağı gibi oyuna sürekli forvet almakla gol olmayacağı da aşikar. Bu kadar iktidarsız sözde golcü ve bal yapmayan arı Ljajic yerine adam gibi bir forvet ve doğru düzgün bir 10 numara olsa hücumdaki verimlilik çok farklı olurdu. Bir de üç büyüklerin başındaki iki tanesi şişip gazı kaçmış, diğeri basiretsiz hocaların yerine Rıza Çalımbay, Okan Buruk veya Sergen Yalçın, hatta Hamza Hamzaoğlu’nun takımlarına neler kattığını görünce zaten şampiyonluğun İstanbul’a bu sezon yakışmadığını düşünüyorum.

Evet, şapkayı önümüze koyup geçmiş altı haftaya bakınca hangi Beşiktaşlı bu takımın gümbür gümbür top oynadığını, rakiplerini sürklase ettiğini veya şampiyonluğa dolu dizgin koştuğunu söyleyebilir? Zaten dolu dizgini geçtim, son iki sezondur yürümekten biraz hallice performans gösteren takım ehven-i şer kontenjanından kendini şampiyonluk yarışının içinde buluyor, son 3-5 haftaya gelince de zinde güçler ve her devrin derin hocası devreye girip işi bitiriyordu. Nitekim ondan sonra Avrupa’daki hali pür melalimiz de tabak gibi ortaya çıkıyor. Edirne’nin ötesinde hasret kaldığımız başarıyı getiren milli takıma bakınca da kadronun belkemiğini oluşturan lejyoner oyuncuların çokluğu ortada. İlkbaharı Avrupa’da karşılayabilecek tek takım Başakşehir ise ne kadar hazzetmesem de yıllar süren bir planlamanın, kadro ve yönetim istikrarının sonucu olarak yoluna devam ediyor. Üç büyükler ise yıllardır transferlerde hovardaca harcanan paraların ve plansızlığın eseri olarak saç baş yolduruyor.

Berbat başladığımız sezonda Avrupa’da oynadığımız 6 maçta çok da zor görünmeyen bir grupta 3 puan almanın utancını konuşulmayan karanlık bir aile sırrı gibi bir kenara koyduk çünkü Kaf Dağı’nın ardında bizi bekleyen şampiyonluk için kol kırılıp yen içinde kalmalıydı ama karşısında bulduğu ilk nispeten dişli takıma kendi evinde yenilmek temeli çürük inşaatın çökmesi gibi oldu. Baştan beri dediğim gibi kadro kalitesinde de yıllar içinde ciddi bir düşüş yaşandı ve iyi futbol ancak iyi futbolcularla oynanabiliyor. Yüreğini ortaya koyan, mücadelesini esirgemeyen adamlara selam olsun, hepsini alınlarından öpüyorum ama bir Gomez, Sosa, Talisca, Pepe, Marcelo olmayınca Mehter Takımı gibi iki ileri bir geri gidip 60-65 puanlık bir sezonun daha sinyalleri acı şekilde yüzümüze vuruyor. Güven Yalçın’daki muazzam düşüş, Oğuzhan’ın futbolla ilgisinin kalmaması, Necip’in hala Beşiktaş’ta futbol oynaması, Lens’in bir maçta kurtarıcı olmasıyla umut haline gelmesi, N’Koudou gibi bana göre hücumda Beşiktaş’ta fark yaratabilecek tek oyuncunun sakatlanması gibi faktörleri alt alta toplayınca zaten ne kadar dar bir kadroyla hassas bir dengede gittiğimiz daha iyi anlaşılır.

Gelecek hafta derbi maçı var. 14 yıldır Kadıköy’de yenemediğimiz Fenerbahçe karşısında rakibin kolay gol yemesi dışında galibiyet adına umut verecek bir şey yok ama problem şu ki Beşiktaş çok zor gol atan bir takım ve deplasman karnesi de son haftalarda düzelse bile deplasmanda oynayacağı bu derbide çok ekstra bir performans göstermesi şart. Bu akşamki yenilgiye sonuç olarak kızgın veya öfkeli değilim, hakemi de fazla konuşmak istemiyorum ama mutlaka İnce Memed’i okuyan babası veya anası Yaşar Kemal adını verirken bundan iyisini ummuşlardır. Oynadıkları futbolla şampiyonluktan bu kadar uzak görünen ‘büyükler’in yerine bileğinin hakkıyla sonuna kadar götüren ve çatır çatır top oynayan bir takım şampiyon olursa sezon sonunda bize yakışan da o bileği öpmek olur sadece. Yeter ki TFF – MHK – Siyaset gölge etmesin ve adil bir yarış olsun.

mail: gorkem.isik@abcspor.com

twitter: @gorkem7305

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

FUTBOLUN BİTTİĞİ GÜN

Olmaz olsun böyle lig. Olmaz olsun böyle galibiyet. Yeter artık Fenerbahçe'nin bu ülkede maruz kaldığı muamele. Lanet olsun Fenerbahçe'yi senelerdir ırkçılık derecesinde...

Benzer Konular