https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

GALATASARAY’IN YENİ OYUN KURUCUSU: FITIPALDO

Okunması Gerekenler

Galatasaray sezon başında Dentmon gibi Euroleague’in tozunu yutmuş ve skorer özellikleri ile ön plana çıkan bir oyuncu artı Smith gibi genç, süratli ve delici bir guardla aslında oyun kurucu pozisyonundaki rotasyonu yoğun geçecek sezon için sağlam kurmuştu. Ancak bu iki ismin takımı organize etmekte zorlanmaları, koç Ataman ile iletişimde sorunlar yaşamaları ve savunmada isteneni verememeleri sarı kırmızılıların bir çok maçta oyun kurucusuz oynamasına ve yaşı ilerleyen Sinan’ın omuzlarına ekstra yük binmesine neden oldu.
Sonuçta büyük umutlarla transfer edilen iki guard ile de yollar ayrıldı ve yeni bir arayışa girildi. Sarı kırmızılılar ilk etapta Kalnietis’e yöneldiler ki bu da bize artık Avrupa basketbolunu iyi tanıyan ve daha dengeli bir isimle anlaşılacağını göstermiş oldu. Milano ile oynanan maçının ardından Litvanyalı guarddan vazgeçen Galatasaray İtalya liginde yıldızı parlamaya başlayan ve yeni Campazzo diye adlandırılan Orlandina Basket’in Uruguaylı oyun kurucusu Bruno Rodriguez Fitipaldo ile anlaştı. Gelin birlikte 1.84 metre boyunda olan 25 yaşındaki guardı yakından tanıyalım.

 

“Kariyeri”

Profesyonel kariyerine ülkesi Uruguay’ın Club Malvin takımında başlayan Fitipaldo burada 8 sene forma giydikten sonra 2014 yılında Arjantin’in Obras Sanitarias takımına transfer oldu. Yeni takımında gösterdiği performans, özellikle yüksek yüzdeli dış şutları ve asist yeteneği ile Avrupa takımlarının dikkatini çekti. 2015’te FIBA Amerika kıtası şampiyonasında da Uruguay milli takımı ile parlamaya devam etti. Yakaladığı bu form 2016 yazında İtalya Serie A takımlarından Orlandina Basket’ten kontrat kapmasını sağladı. İtalya liginde şuanda 7 galibiyetle 6.sırada olan Orlandina’nın yakaladığı başarının en önemli mimarlarından biri Fitipaldo. Koç Di Carlo’nun değişmez oyuncularından biri, maç başı ortalama 32 dakika sahada kaldı ve 17.9 verimlilik puanı ile bu alanda da takım lideri.

 

“Artılar-Eksiler”

Fitipaldo top elindeyken hem kendine hem de takım arkadaşlarına pozisyon yaratabilen iyi bir organizatör. Bunun yanında tempoyu kontrol etmeyi bilmesi, rakibin durumunu okuyup ona göre takımını koşturabilmesi ve yüksek seviyedeki saha görüşü artı pas fundementalı ile İspanya liginde son 2 sezondur adından sıkça söz ettiren Arjantinli sihirbaz Campazzo’yu andırıyor. Yarı saha basketbolunda da tepe ikili oyunlarını efektif kullanabilen bir isim. Devrilen uzunları sert ve net paslarla besleyebildiği gibi driplingi erken kesmemesi ve delici özelliği sayesinde ters taraftaki ceza atıcılarını da topla rahatlıkla buluşturuyor. Uruguaylı guard sahip olduğu bu temel oyun kurucu özelliklerinin yanında etkili de bir skorer ve opsiyonlarının ilk sırasında ise üçlükler var, ritmini yakaladığında makine gibi çalıştığını söyleyebiliriz.

Küçük bir anektod, bir çok oyun kurucunun aksine Fitipaldo sadece tepeden değil diplerden de yüzdeli şut kullanabiliyor. Hem dripling üzeri tehditinin olması hem de topsuz katları ve perdeleri efektif kullanarak bitirici olarak efektif olabilmesi de rakip savunmaların sürekli önlem almasını gerektiriyor.

Bununla birlikte yüzdeli attığı şutlar tepe ikili oyunlarında savunmacıların perde altından geçmesine engel oluyor ve ters eşleşmelere daha çok olanak sağlıyor. 1.84 metre boyunda bir guard iseniz bu dezavantajınızı ortadan kaldırmak için özellikle ilk adımınızın olabildiğince çabuk olması gerekiyor ve Fitipaldo bunu da hanesine artı olarak yazdırmış bir isim. Her ikili eli ile de bitirebiliyor olması sayesinde yaptığı penetreler skor gücü açısından da takım arkadaşlarına fırsat yaratması açısından da çok önemli. Kısacası Uruguaylı guard sahip olduğu silahlar ile rakip savunmalara karşı her zaman bir skor opsiyonu yaratabilen hem atan hem de attıran bir oyun kurucu.

Hücum anlamında sayabileceğimiz belki de tek eksisi ritmini bulamadığı günlerde dahi dış şutları fazla zorlaması ve zaman zaman diğer skor opsiyonlarını kaçırması. Halbuki skor bulamasa bile hücumdaki yaratıcı ve pasör özellikleri ile takımına çok faydalı olan bir isim zaten. İşin savunma tarafında ise fiziksel özelliklerinin ve boyunun dezavantajını yaşadığını söylemek lazım. Aslında pozisyon bilgisi yüksek olan, çabukluğunu kullanmayıbilen, enerjik ve gayretli bir isim.

Fakat penetre savunmasında ve alçak postta atletik guardlara karşı gelmekte sorun yaşayabiliyor. Tabi bu durum ikili oyunlar sonrası rakip takımların onun üzerinden sürekli ters eşleşme yaratmasına neden oluyor, savunmada yaşadığı bu yıpranma hücum performansına da genelde negatif etki ediyor. Topsuz adam savunmasında ve katları takip etmekte de konsantrasyon sorunu yaşayabiliyor.

 

“Sonuç”

Fitipaldo Galatasaray’ın takım organizasyonu ve disiplini anlamında artı değer katacak bir isim. Takımdaki Schilb, Daye, Micov gibi şutörlerin artı Pleiss ve Tyus gibi ikili oyunlarda etkili devrilen uzunların performansını net olarak yükseltecektir. Hiç Euroleague tecrübesi olmadığı gibi Avrupa basketbolunda da henüz bir yıl bile geçirmedi belki ama süre aldığı bu bölümde bir üst seviye için hazır olduğunu net olarak gösterdi, mevcut tecrübe eksikliğini Sinan tamamlayacaktır.

Savunmadaki zaafları için de fazla endişe etmemek lazım. Çünkü mevcut özellikleri ile koç Ataman’ın hücum sistemine uygun bir guard ve Arroyo gibi savunmada “hayalet” bir guardla da başarı gelebildiğini düşünürsek Fitipaldo’nun da fazla sırıtmayacağını söyleyebiliriz. Zaten bu sezon Galatasaray ve koç Ataman ilk günden beri, her ne kadar demeçleri aksine de olsa, hücumu ön planda tuttu ve bu kadro yapısıyla da bu tercihlerini devam ettireceklerini rahatlıkla söyleyebiliriz. Ülkemize ve Euroleague basketboluna adaptasyon sürecinda sorun yaşamazsa artı koç Ataman ile doku uyuşması çabuk gerçekleşirse sezonun geri kalanında Fitipaldo liderliğinde daha pozitif basketbol oynayan ve daha çok keyif veren bir Galatasaray izleyebiliriz.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

Mail: fersu77@abcspor.com
Twitter: @fersudeniz

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

HEP SONLAR HATIRLANIR

Maç başlamadan önce sorsalar, ''Beşiktaş'ı 2-1 yeneceksin, razı mısın?'' diye, çoğumuz kabul ederdik herhalde. İstediği kadar sıkıntılı bir dönem...

Benzer Konular