

Maç boyunca gerek Duncan gerek Fischer 5 numaradan zaman zaman etkili oldular pota altımızda. Ama en çok canımızı yakan sürekli topsuz katlar yaparak potamıza sızan çabuk ayaklı Gaffney oldu. Bunun yanında Eliyahu da kendisine gelen yardımları çok iyi değerlendirdi pasları ile. Maçta kalmalarının ve hücumda sürekli üretebilmelerinin temel nedeni bizim potamızı savunamamızdı. Ne Dorsey ne de Lasme bunu yapamadı. Evet zaman zaman blokları ile tehditkar oldular belki ama sürekliliği sağlayamadıkları gibi özellikle Dorsey bir çok pozisyon ağır kaldı.
Micov-Smith eşleşmesi ise maçın en kritik noktalarından biriydi. Amerikalı oyuncu maç boyu Sırp forvetimize üstünlük sağladı atletizmi ve alçak posttaki etkinlğiyle. Ayrıca çabuk ayakları sayesinde her potaya gittiğinde de savunmamızın dengesini bozmayı başardı. Jerusalem ne zaman sıkışsa onun üzerinden hücumu forse ederek hep bir açığımızı buldu. Savunmada böyle zorlandığı bir günde Micov, hücumda da maçın genelinde etkisizdi.
Banvit’ten tanıdığımız Rowland ise beklendiği gibi rakibin en önemli hücum silahıydı. Bunun için maçın başından sonuna kadar onun üzerindeki baskıyı Sinan ve Göksenin ile hep diri tuttuk. Ama son periyotta Sinan’ın yorulması ve şutlarını riske etmesi ile beraber Amerikalı guard sahneye çıkmaya başladı, yay gerisinden de sorun yarattı. Özellikle yaptığımız basit top kayıpları sonrası organize ettiği erken ikili oyunları kullanarak sürekli potaya gidip canımızı çok yaktı.
Koç Franco zaman zaman oyuna taktik değişikliklerle de müdahale etmeye çalıştı. İkinci periyotun son bölümünde tempomuzu düşürebilmek adına alan savunması da denediler ama kenardan gelerek yay gerisinden hemen cezayı kesen Göksenin zaten yüksek yüzde ile oynayan sarı kırmızılılar karşısında bunun bir hata olacağının mesajını verdi hemen İsrail temsilcisine.
Sonrasında temsilcimiz de savunmada Sinan liderliğinde kemerleri sıkıp üzerine Green’den ardarda üçlükler bulunca tekrar ipleri ele almayı başardı. Green’in yaktığı ateş tüm takımı sarmaya başladı ve hücumda tekrar ritmimizi bulduk, maçın kırılma anlarından biriydi. McCollum’ın oyuna girmesi ile beraber de savunma kaynaklı açık alan sayıları gelmeye başladı sarı kırmızılılar adına, farkı tekrar çift hanelere çıkardık.
Sarı kırmızılılar maç içerisinde bir çok kez çift haneli farkları yakaladılar belki ama Jerusalem hücum gücünü ve takımımızın pota altı savunmasındaki yumuşaklığını kullanarak hep geri gelip maçın içine girmeyi başardı.

Maçın Galatasaray adına özeti de son hücumda yaşanan pas trafiğiydi. McCollum’ın penetresi ile başladı. Sonrasında pası ilettiği Schilb’in penetresi ile devam etti ve Green’in yay gerisinde aldığı pas sonrası sol dibe gönderdiği ekstra pasla Micov’un bulduğu üçlükle de sonuçlandı… Hücumdaki bu verimlilik sarı kırmızılılara da maçı getirdi ve iddaalı girdikleri Eurocup sezonunda 3/3 yapmayı başardılar.
Mail: fersu77@abcspor.com
twitter: @fersudeniz