Artık tüm Avrupa’da ligler bitti, gözler Dünya Kupası’na ve transferlere çevrildi. Dünya Kupası’nın oynandığı her yaz döneminde olduğu gibi bu yaz da transfer sezonu Kupa öncesi ve Kupa sonrası olarak ikiye ayrılmış durumda..
Bir futbolsever olarak liglerin ilk 5 haftası benim en az ilgimi çeken dönemler olmuştur. Transfer dönemleri ise en keyifli dönemlerdir. Dünya Kupası öncesi göze çarpan bazı transferler var. Diego Costa’nın Chelsea’ye, David Luiz’in PSG’ye transferi gibi. Tabii bunlara bir de basında sıklıkla çıkan haberleri de eklemek gerekecek, ki işin belki de en zevkli tarafı bu haberler.
Pogba’nın Juve’de kalmayacağı kesin gibi görünüyor. PSG’nin ise David Luiz’den sonra şimdi de Yaya Touré’nin peşinde olduğu dedikoduları dönüyor. Barcelona açılışı Dinamo Zagreb’in genç yıldızı Alen Halilovic’le yaptı. Victor Valdes’den sonra kaleyi iki yıldır izledikleri genç Andre-ter Stegen’e emanet ettiler. Bir kaleci daha alacakları da kesin gibi, fakat farklı isimler zikrediliyor ve henüz kesin bir imza yok. Barcelona’da “bizi” en çok ilgilendiren ve heyecanlandıransa Arda Turan dedikoduları. Barcelona’nın Arda için yüklü bir miktar bonservis ücretini gözden çıkarabileceği konuşuluyor.
Türkiye’de ise Diego Ribas’ın “10,5 numara” arayışındaki Fenerbahçe’ye transferi artık kesin gibi. Elde Fabregas’tan tek eksiği fizik gücü olan Salih varken böyle bir transfer ne kadar mantıklı bence tartışmaya açık. Türkiye transfer piyasasının şu anda en gözde ismi ise Trabzonspor’da bu sezon iyi bir çıkış yakalayan Olcan Adın gibi. Hem Beşiktaş, hem de Galatasaray’ın Olcan’ı istediğini herhalde sağır sultan bile duymuştur.
Tabii Olcan haricinde hem lige yükselen ekipler, hem de ligden düşen ekiplerin ligden düşmeyen oyuncuları kendilerine oyuncu ve kulüp arayacak. Bunlara Dünya Kupası’nda izlenecek Afrikalıları da eklersek ülkemizde her transfer döneminde olduğu gibi bu sene de sürpriz olmayacak ve piyasada bolca alışveriş dönecek gibi görünüyor.