Araba yarışlarını, gaza frene bas, virajı düzgün al, allah ne verdiyse kökle git diye görenler var ama o kadar da basit değil!.. Olsaydı zaten, düz mantıkla; kaos trafik üstadı ülkemizden de iyi yarışçılar çıkardı!..
En basiti bu araçlarda ABS yok, yani freni çok hassas biçimde kullanmak gerekiyor. Momentumunuz azaldıkça frenajın şiddetini azaltmanız lazım yoksa araç kaymaya başlar yani Lock Up dedikleri şey.
Modern F1 araçlarında traction control yasak ve bu araçlar RWD (arkadan çekişli). Viraj çıkışında gaza fazla basarsanız, istediğiniz kadar iyi pilot olun, çok büyük olasılık spin atarsınız. Az basarsanız da yavaşlar ve tur süresi kaybedersiniz.
Takımların simülasyonda attıkları tur süreleri olan Limit tabiri çok önemlidir; teori ve pratiğin farklı şeyler olduğu gibi, hotlap da yarış için veri verse de tam ölçü olamaz. Sıcaklık derecesi, rüzgarın ve pistin durumu ve pilotaja, hatta sağın solun önündeki araç sayısına göre fazlasıyla değişebilir.
Set up kısmına gelirsek;
Pilotlar her viraj öncesi direksiyondan birşeyler ayarlar. Kokpit kameralarında defalarca rastlamışsınızdır.
1. Brake balance (ön arka fren şiddeti dengesi)
2. Diferansiyel kilit ayarı (aracın oversteer-understeer dengesiyle alakalıdır)
3. Hybrid şarj şiddeti (şarj dinamosu motor freni yapmaya yarar ve gazı bıraktığınız anda arka tekerlerde şarj esnasında oluşan ısıyı elektrik enerjisine çevirir).
Tabi teknoloji donanımlı araçlarca birçok x faktör, direksiyon üstünde uzay mekiği misali onlarca tuş daha var ama bu 3’lü başlıcaları diyebiliriz.
Yarışlardaki küçük detaylar aslında sonucu belirler. Her turda her küçük detay tur sürenizi etkiler. Düz mantıkla 50 tur attığınız bir yarışta tur başına 0.3sn kaybettiğiniz bir hatadan 15sn geriye düşmüş olursunuz ve bu F1 için çok ama çok uzun bir süre.
Yazı uzamasın diye eklemediğimiz onlarca hatta belki yüzlerce detay var ki; totalinde en az hata yapan pilot ve her yönden güçlü araç-ekipler kazanıyor.