FENERLİ PAZARLAR OLSUN HERKESE !
“Kıyamet Günü” fikri tüm yok oluş senaryolarının içinde en sevimli olanı. Toprak olmak, ot olmak falan bunları bir kenara bırakırsak, bence cennetten bile daha sempatik bir yönüyle de olsa. “Ne güzel, herkes aynı anda ölüyor en azından”. Sen ölüyorsun ve birileri yaşamaya devam etmiyor yani, O kısım bence çok güzel. Iphone 25s’i sen görmüyorsun, kimselere de görmek nasip olmuyor. Aziz Başkan’ın kendine has samimi üslubuyla Muhtar Emmi ile beraber konuk olduğu Tv Programını izleyip, gelecekle ilgili projelerini dinledikten sonra Fenerbahçe’nin hem yakın gelecekteki halini hem de uzun yıllar sonraki durumunu merak etmemek, göremiyor olmaktan dolayı kahrolmamak elde değil.
Başkan, Vitor demiyor, Viktor diyor Pereira’ya, Şaktar da demiyor, Şakstar diyor, bu yanlış telaffuzlar Ona çok yakışıyor. Üstü kapalı transfer hikayelerini anlatan Terraneo için tercümana, “söyle, söyle rahat olsun, isim versin, problem değil” falan diyor ama en önemlisi futbol sorularını bundan böyle Muhtar Emmi’nin cevaplayacağını söylüyor. Hep bu konularda muhalif olduk zaten Aziz Başkan’a. Yoksa sabaha kadar beraber rakı içilesi ve hiç bıkılmayası bir adam. Rize deplasmanın ardından Pereira’nın 4-4-2 ısrarını ve Topal-Josef kısırlığından ve ağırlığından bahsettim, aynı zamanda da Fernandao- Van Persie uyumsuzluğuna değindim.
Evet, bu bir denemedir, inşallah bir inat değildir dedim. Bu iş biraz inada binecek gibi geliyor. Pereira Rize’deki maça hiç takılmamış ve Fenerbahçe’de aynı aksaklıklar devam etti Atromitos maçında da. Her sabah uyanıp aynaya bakmak zorunda olduğumuz için hırsızlık yapmıyoruz, üç kağıtçlılık yapmıyoruz, hak yememeye, gasp etmememeye özen gösteriyoruz ama hemen herkes vergi kaçırıyor bu ülkede. Çünkü vergi kaçırmayı kendi kafamızda bir yerlere oturtup rasyonalize edebiliyoruz. Adaletin olmadığı yerde mübah hale geliyor. “Milyar Dolarlık şirketler vergi kaçıracak, ben paşa paşa ödeyeceğim, zaten de ödüyorum ziyadesiyle , benzin istasyonları olmuş birer vergi dairesi”diye düşündüğün anda kaçır kaçırabildiğin kadarını, vicdan sızlamaz.
Bu adalet duygusu her yerde, futbol takımında da olmalı. Ligin en iyi takımından 4 oyuncu aldın, bizim çocuklarımız, yaşları genç, başarıya açlar ve iyi futbolcular. İsimlere, pasaportlara, cv’lere takılmadan formayı adalet içinde vermezsen kontrolü kaybedersin. Sahada herkes ter döküyor, golü attı mı Moussa Moussa. Ara pasını atan Sow, golü çakan Fernandao, tribünler bağırıyor Moussa Mousaaa ! Alkışlatılmak için çıkan Diego, yerine giren Sow, tribünler Moussa Moussaaa. Yaw, arkadaş, adam kaliteli eyvallah da kalitesi kendine. Senede adam gibi oynadığı maç sayısı 10, bencil, sürekli jeneriklik gol peşinde koşan bir tip.
Ne var bu adamda ? Müslüman, oruçu bırakmıyor. Adamın dibi. Peki, öyle olsun. Parayı da az bulmaya başlamış, antrenmana çıkmam demeye başlamış, tribüne gideceğine Katar’a gitsin, 30 yaşındaki adama 17 milyon veren enayiyi buldun mu göndereceksin helal sana Aziz Başkan. Liverpool’dan Markoviç kiralandı. Liverpool’un Benfica’dan 20 milyon Pound’a transfer ettiği, 21 yaşında bir çocuk. Süratli, akıllı bir sağ kanat. Feghouli kadar tecrübeli ve teknik değil. Gelecek vaadediyor. Liverpool’da biraz hocasal nedenlerden, biraz kadro şişkinliğinden, belki de bazen 3-5-2’de kanat olarak kullanılmak istenmekten beklenen patlamayı yapamamış. Pişsin diye kiraya veriyorlar, satın alma opsiyonu da vermiyorlar haklı olarak. Moussa kadar faydalı da olmayabilir, kıyaslanmasın.
30 yaşındaki adam o paraya her zaman her yerde satılır, üstelik elinde Volkan da varken. Nereden bakarsan bak, çok önemli bir kazanım olacak Lazar Markoviç. Sow, 3,5 senedir oynuyor, gittiğine bayram yapıyor taraftarın yarısı. Demek ki yanlış bir şeyler var ortada. Kuralar çekilecek, şampiyonlar ligi bir gruba düşebiliriz dedim ve düştük. Grupta ilk iki için Ajax ve Celtic’le mücadele edeceğiz. Rahat çıkacağız bu gruptan. Şampiyonlar liginde final oynasa sürpriz olmaz diyebileceğimiz 6-7 takım Uefa Avrupa liginde, Kazakistan’ın Astana’sı şampiyon sıfatıyla Şampiyonlar ligine farklı torbadan dahil olduğu için önce Maribor, sonra da Finlandiya’dan Fjk takımını eleyerek şampiyonlar ligi gruplarına potansiyel averaj takımı olarak katılmaya hak kazandı.
Fener Shaktar’la kapışırken, Monaco-Valencia ile kapışırken Astana torba avantajıyla çıtır kuralar çekti, Fenerbahçe, Monaco, Dortmund ve Liverpool başta pek çok iyi takım Uefa Avrupa liginde. Bunlar hep Platini’nin yediği haltlar. Torbalarla bu iş olmaz kardeşim, tüm takımları koyarsın bir torbaya, kim kime ne zaman denk gelirse kısmet artık. Aynı ülke takımıymış falan haksızlık. Al Ain ve Al Ahli’nin Fenerbahçe’den iyi olma şansı yok. Senin eskini, düşüşe geçenini alıyor. Sen de ManU’nun, Chelsea’nin yerlerine daha iyilerini almak için gönderdiklerini alıyorsun. O zaman bazı hedefleri ulaşamamak makul karşılanmalı Uefa Avrupa liginde bile olsak bu iş böyle. Geçen sezonun en iyilerinden Mehmet Topal’ı seyrettikçe Selçuk Şahin seyrediyormuş hissine kapılıyorum bazen. Geçen yıl son haftalarda düşüşteydi, bu sene de tam olarak formunu bulmuş değil ama top tekniği ciddi sırıtıyor. Sebebi kadronun teknik kalitesinin yukarılara çıkması.
Bu bile bizim çok özlem duyduğumuz bir şey. Umudumuz kocaman: Güneşli günler göreceğiz çocuklar !! Bugün Muhteşem seyircimizin önünde Antalyaspor’a karşı Ozan’lı ve Volkan’lı bir kadro ile bol gollü bir galibiyet bekliyorum, herkese iyi seyirler. Herkese Fenerli Pazarlar !!
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : bruno.monte@abcspor.com
twitter : @BrunoMonte1907