Fenerbahçe Ülker Sezon Değerlendirmesi
Euroleague’de Final-Four oynayan ancak ligde başarıyı yakalayamayan Fenerbahçe Ülker için sezonun nasıl geçtiğine şöyle bir bakalım.
Önemli Transferler
2013-2014 sezonunun şampiyonu Fenerbahçe Ülker, 2014-2015 sezonuna önemli transferler ve yüksek bir bütçe ile girdi. Bir evvelki sezonun Euroleague şampiyonu Maccabi Tel Aviv’in önemli parçalarından Ricky Hickman, yine bir evvelki sezonun Eurocup sayı kralı Andrew Goudelock, atletik özellikleri ile dikkat çeken Jan Vesely ve genç yaşında tüm Avrupa’nın dikkatini çekmeyi başaran skorer Bogdan Bogdanovic transfer edildi. Bunların yanında yerli oyuncu rotasyonunu genişletmek için Serhat Çetin ve pota altındaki eksikliği gidermek için bir evvelki sezon Anadolu Efes’te hayal kırıklığı yaşatan ve çok eleştirilen Semih Erden transfer edildi.
Sezonun İlk Yarısı
Sezonun ilk yarısının Fenerbahçe Ülker için çok da iyi geçmediğini söyleyebiliriz. Ligin henüz ikinci haftasında alınan Royal Halı Gaziantep mağlubiyeti, Euroleague’de ise önce eski gücünden çok uzak olan Panathinaikos karşısında alınan ağır mağlubiyet ve arkasından iç sahada Barcelona’ya kaybedilen maç; taraftarları “acaba” sorularını sormaya itti. Bu maçlarda henüz takımdaki rollerin net olarak belli olmadığı, hücumların genellikle birebirler üzerinden geliştiği ve özellikle Panathinaikos deplasmanında çabuk pes edilmesi dikkat çeken ayrıntılardı. Hickman’ın net bir oyun kurucu olmaması ama kendisine bu rolün verilmiş olması; hem onun üzerindeki baskıyı arttırarak onun verimini düşürdü hem de yanındaki oyuncuları da oyunun içine katmasını engelledi. Bu maçlarda Andrew Goudelock dikkat çeken oyuncu oluyordu. Hem soktuğu zor şutlar hem de birebirler üzerinden bitirdiği hücumlar O’nun etkili bir hücum silahı olduğunu gösterdi. Ancak Drew’un da savunmada önemli eksikleri vardı.
Fenerbahçe Ülker, ligde sezonun ilk yarısını 11 galibiyet, 4 mağlubiyet ile 3.sırada tamamladı. Son iki maçta Anadolu Efes ve Darüşşafaka Doğuş’a mağlup olarak rakiplerinin kendisini geçmesine engel olamadı. Euroleague’de çok da zor olmayan ilk tur grubunda üst üste galibiyetler alarak, ki bunların arasında uzatmada da olsa Barcelona galibiyeti de var, grubunu rahat bir şekilde 2.bitirdi ve Top16’ya kaldı.
Yükseliş Dönemi
Sezonun ikinci yarısına, sorun yaşadığı bölge olan oyun kurucu pozisyonuna, Yunan oyun kurucu Zisis’i kadrosuna katarak başladı Fenerbahçe Ülker. Tecrübeli oyuncu, hem Goudelock ile beraber oynamış olması, hem de takım organizasyonunu iyi yapması sebebiyle Fenerbahçe Ülker’in aradığı oyuncu olduğunu gösterdi. Onun gelişi ile birlikte Hickman, alışık ve daha verimli olduğu tamamlayıcı oyuncu rolüne kaydı ve takım da topu daha iyi paylaşan bir takım haline geldi. En iyi şutu ya da pozisyonu bulmak için, keyif vererek ve keyif alarak oynamaya başladı Fenerbahçe Ülker. Hücumda işler rayına oturdukça, savunmada da özgüven arttı ve Goudelock’ın savunma zaaflarını kapatan, daha iyi savunma yapan bir takım haline gelindi. Türkiye Kupası finalde Anadolu Efes’e kaybedildi.
Top 16’nın içeride oynanan ilk iki maçında küçük farklarla CSKA ve Olympiakos’a mağlup oldu ancak bu rakipleri dış sahada yenerek, üst üste 9 deplasmandan galip dönerek telafi etti. Grupta liderlik fırsatı eline geçmişken Laboral’e mağlup olarak bu fırsatı elinin tersiyle itti ve çeyrek finalde evsahibi avantajı ile Maccabi’nin rakibi oldu. Ligde ise üst üste galibiyetler alarak normal sezonu ilk sırada bitirmeyi başardı. Bu yoğun tempoda Bjelica, Vesely, Melih, zaman zaman Semih gibi oyuncular çok önemli katkı verdi.
Ah O Sakatlık!
Top16’nın ikinci yarısında içeride oynanan Unicaja Malaga maçı rahat kazanıldı ancak bu maçta Hickman sakatlandı ve sezonu kapadı. Hickman belki ilk 5’in en önemli oyuncusu değildi ancak savunmada kısa oyunculara baskı yapan, top çalma ortalaması yüksek olan, hücumda da sorumluluk alarak dış şut isabeti bulan, ihtiyaç olduğu zaman da potaya giden bir oyuncuydu. Melih ve Serhat’a daha çok süre vererek, rotasyonda önemli bir yere sahip olan Hickman’ın sakatlığı hissedilmemeye çalışıldı. Zisis ise daha skorer bir oyuncuya dönüşerek O’nun yokluğunu gidermeye çalıştı ancak Hickman oldukça önemli bir rol oyuncusuydu.
Fenerbahçe Ülker, Hickman’ın yokluğuna rağmen Maccabi’yi üç maçta elemeyi ve Final-Four’a kalmayı başardı. Final-Four’da ise bazı oyuncuların formsuzluğu, biraz doymuşluk hissi ve tecrübe eksikliği nedeniyle başarılı olunamadı. İki maçta da farklı geriye düştükten sonra oyuna tutunmaya çalışılıp, heyecan yaşatılsa da maç kazanılamadı. Ligde çeyrek final serisinde neredeyse sadece 5 oyuncuyla oynayan Galatasaray Liv Hospital 2-1 geçildi. Bu seride konsantrasyon eksikliği yarı final ve final serileri için alarm veriyordu. Nitekim yarı final serisinde Pınar Karşıyaka’ya başa baş geçen 3 maçın 2’si kaybedildi ve seride 2-1 geriye düşüldü. İzmir’de sıcak basketbol ortamında maç kazanmak ne kadar zorsa, Fenerbahçe Ülker için iki kat zor hale geldi ve Pınar Karşıyaka seriyi 3-1 geçerek rakibinin sezonunu bitirmiş oldu.
Final-Four mu, Kupalar mı
Sezon değerlendirmesini yukarıdaki gibi uzun uzun değil de, tek bir kelime ile özetlememiz gerekirse; başarılı mı başarısız mı diyeceğiz? Bir tarafta Euroleague gibi dev bir organizasyonda Final-Four oynayan, diğer tarafta Türkiye Kupası’nda finalde, ligde ise yarı finalde elenen Fenerbahçe Ülker. Bana göre, bu bütçe ve transferler ile Final-Four’da en azından bir maç kazanılmalı, ligde final oynanmalı ve müzeye bir kupa konmalıydı.
Öne Çıkan Oyuncular
Bu sezon Fenerbahçe Ülker forması giyerken, gösterdikleri performans ile dikkat çeken oyuncular oldu. Goudelock skorer oyunu ve Euroleague’de bir maçta en çok üçlük atan oyuncu ünvanına erişmesi ile dikkat çeken ilk oyuncu oldu. Birçok maçta 20 sayının üzerine çıkmayı, zor şutlar sokmayı başardı. Zisis, transfer olduğu ilk dönemde daha çok takımı oynatmaya çalışan bir oyuncu iken, Hickman’ın sakatlığı sonrası daha şut kullanan ve potaya giden, ihtiyaç olduğu anda skora katkı veren bir oyuncuya evrildi. Takımı organize etme, topu doğru şekilde kullanma ve takım arkadaşlarını devreye sokma konusunda başarılı oldu. Bjelica, pota altında hem fundamental’ı, hem ribaundlardaki başarısı, hem de şut isabetleri ile sivrildi ve Euroleague’de mart ayının MVP’si ödülünü aldı. Vesely, enerjisi, yaptığı smaçlar ve bloklarla, savunmadaki gayreti ile doğru bir transfer olduğunu kanıtladı. Melih Mahmutoğlu da ilk beş oyuncularının formsuz olduğu ya da iyi savunulduğu maçlarda oyuna girdiğinde, bulduğu üç sayılık isabetler ve savunmadaki baskısı ile katkı verdi. Semih de zaman zaman parlayan, ikili oyunları smaçları ile bitirmeyi başaran ve savunmada yer kaplayan bir oyuncu olması nedeniyle sertliği arttıran oyunculardan oldu. Emir Preldzic, Bogdan Bogdanovic ve Luka Zoric ise beklentilerin altında kalan oyuncular oldular.
Önümüzdeki Sezon
Önümüzdeki sezon için kadronun büyük ölçüde korunacağını, sadece Bjelica’nın NBA’de şansını denemek isteyeceğini ve Zoric ile yolların ayrılacağını düşünüyordum. Ancak Ülker ile takım ismi sponsorluğunun sona ermesi, iyi performans gösteren Goudelock ve Zisis gibi oyuncularla yolların ayrılması; önümüzdeki sezon farklı bir Fenerbahçe Ülker izleyeceğimizi gösteriyor. Geçtiğimiz bütün sezon üzerinde çalışılan ve Top16’nin ikinci yarısında kusursuza yakın işleyen düzenin, bu oyuncularla yolların ayrılması nedeniyle ve basında adı geçen yeni transferlere baktığımız zaman değişeceğini söyleyebiliriz. Dixon, Barış Hersek ve Palacios gibi oyuncuların transfer edilmesi, Fenerbahçe Ülker’in başka bir şekilde oynayacağını ve bir risk alacağını gösteriyor. Final-Four hedefinin tek sezonluk bir hedef olmaması ve ulaşılan bu başarının üzerine koyarak devam edilmesi için geçtiğimiz sezonki yapının daha uygun olduğunu düşünüyorum. Bakalım önümüzdeki süreç bize neler gösterecek?
Yazarı diğer yazıları için tıklayın
mail : derya.cerasi@abcspor.com
twitter : @deryacerasi