2007, 2011, 2013, 2014… Rekabet sürüyor. Ama 35 yaşında bir dev çıkıyor, basketbolun tanrısı oluyor ve takım oyununa dayanan bu sporu, tek başına alt üst ediyor. Bir adam, bir takımı yeniyor. Geniiş bir özeti için buyurun:
YARI FİNAL – 1:
İSPANYA 80–75 FRANSA: Maça Gasol ve Gobert’in karşılıklı basketleriyle başlandı. Mirotic – Gasol ikili oyunuyla güzel bir organizasyon üzerinden İspanya skoru 4-2 yaparken, İspanyolların savunmasında Parker ilk atışında çemberi bile bulamadı. Ardından De Colo Gasol’ün üzerinden attığı turnikeyle adeta meydan okumayı başlattı, ve sonraki hamle yine o’ndan geldi (4-6). De Colo üzerine bir de süre dolarken fizik kanunlarını zorlayan bir üçlük gönderip, skoru 6-11’e getirdi. “Iskacı” Batum çaldığı bir topta fast break sayılarını smaçla kaydedip farkı 7’ye arttırdı. Gasol Gobert’i bloklayana dek uyuyan İspanya, Ribas’ın üçlüğü potanın içinden çıkmasa iyice kendine gelecekti. Parker ise o ana dek 0/2 isabet, sıfır sayı 1 faul 1 de top kaybıyla etkisiz kaldı. Gasol yine Gobert üzerinden sayıyı bulunca, skor 8-13’e geldi. S-Rod ve Gelabale’in karşılıklı “yetenek” basketleri geldikten sonra da, S-Rod’un enfes organizasyonunu ve asistini Claver resmen “yedi”. Batum yine şutu dağa taşa nişanlarken, geçiş hücumunda Gasol güzel bir smaç basket buldu. Lauvergne ise bu bölümde Fransa’yı diri tuttu. Fournier de ekstra katkı bâbında güzel bir üçlük kaydedip skoru 14-20 yaptı. Periyodu, iki sene öncesinden esintiler sunup titan gibi oynayan S-Rod’un uzak mesafe üçlüğü bitirdi (17-20).
İkinci periyoda her iki takım da ekseri top kayıpları, hatalar ve sert müdafaa anlayışı ile giriş yapınca, ilk dakika skorsuz geçti. Gelabale bu bölümde Felipe Reyes’in müdafaasına yardım getirmek isterken üst üste 2 faul aldı. Faullerin bile hakemlerce blok olarak görüldüğü bu sertlik sonrası, Gelabale bir orta mesafe şutuyla, kısır giden tempoya dur dedi ve takımının bu periyottaki ilk sayılarını attı. Tabi pota altında şansla kaptığı topu şanssız biçimde bitiremediği için, Llull’ün üçlüğüne de yanıt verememiş oldu. Telafi için, el üstü bir üç sayılık basket kaydedip kendini affettirdi. Kalan bölümde, inanılmaz top kayıplarının ardı arkası kesilmedi ve faullere de bilhassa ev sahibi Fransa lehine epey iltimas geçildi. Fournier 3 faulle kenara geldikten sonra, Parker bir orta mesafe isabetiyle ayıplarını örtmeye koyuldu. Gobert de, turnikeye giden Mirotic’in hantallığına nefis bir blok aşk etti. Parker yine kötü başladığı maçta, kenara bir kez gidip oyuna tekrar girdikten sonra ivmelendi. Karşısında ise, Gasol vardı (29-31). Rudy, maç boyu altında kaldığı ölü toprağını, bir üçlükle üzerinden silkeleyip Fransa’ya molayı aldırdı. Bu periyotta, belki de tüm maçın en ahmakça hareketi geldi ve Batum, 3’e 1 gidilen hücumda bencillik yapıp, üst üste iki turnike kaçırdı. Gobert’in uzayan ve esneyen kolları ise, Gasol’ün üzerinden bir güzel turnike atmasını sağladı. Son topta Parker airball atınca, devre 32-33 tamamlandı. (Gelabale o son İspanya atışını bile süre dolmasına rağmen blokladı. Hırsa bak..)
İkinci yarıya Batum’un üçlüğü ile giren Fransa, İspanya’nın ıskalarına kendi ucuz top kayıpları ile yanıt verdi ilk bölümde. Orucu Mirotic’in üçlüğü bozdu. Ribas’ın Parker’a faulü atıştan evvel olmasına rağmen, hakemler atış gösterip Fransa’yı kayırdılar. Cevabı Gasol verdi ve bu basketiyle tekrardan oyunun içine dahil oldu. Llull de akabinde Parker’ın üzerinden bulduğu turnikeyle skora dengeyi getirdi (39-39). Yaratıcılıkta sorun çeken Fransa’yı bu bölümde Gobert ve hücum ribauntları ayakta tuttu. Gasol de Gobert’i bloklamayı sürdürüp kontrolün pota altında Fransa’ya geçmesine müsaade etmedi. Batum’un çaldığı topu uzun mesafeye yollayıp De Colo’ya fast break sayıları attırmasıyla Fransa yeniden normal yollarla sayı bulmaya başladı. Elden ele dolaşan bir ribaunttan sonra Gelabale topu boştaki Parker’a yolladı, Parker da boş durmayıp o üçlüğü yollayarak rakibe molayı aldırdı. Lauvergne devreye girmese, maçta sadece serbest atışlarla skor üretilecekti. Lauvergne bir de panyalı üçlük gönderip, farkı çift hanelere yükseltti (40-51). Claver ve Gasol’ün ribauntlar üzerinden yarattıkları ekstra gayretle fark 7’ye indi. Ama Gelabale üç sayı gerisinden çok büyük oynuyordu ve yine bir üçlük gönderip farkı çift hanelere çekti. Üçüncü periyodun son topunda De Colo Lauvergne’e herkesin ellerinin üzerinden şahane bir alley-oop gönderdi ve Fransa son periyoda 48-56 önde girdi.
Son periyoda Gasol kenarda başlarken, S-Rod’un sayıları ile fark 6’ya indi. Dribbling üzerinden orta mesafe basketini gönderen De Colo, bir de üzerine topu slalomla sürüp oyuna tempo getirdi. Fakat yüksek tempo, S-Rod’ın uzmanlık alanıydı. Bu ikili “atışırken”, De Colo bir üçlük atıp resmen “bel altı” vurdu (52-61). Diaw, Parker ve Batum ise felaket yüzdelerle oynuyorlardı bu ana dek (üçünün toplamı, 6/28 saha içi isabet). Mirotic’in hücum ribaundu üzerinden potaya gidişinde müdahalelere rağmen faul çıkmayınca Mirotic çıldırdı. Rudy ise bu seyirci önünde o kadar antipatikti ki, ve hep üzerlerine oynadığı hakemler de o’nu o kadar iyi tanıyordu ki, Batum’dan çıkan topun hakemlerce Fransa’ya iadesine itirazı hiçbir etki yaratmadı hakemlerin nezdinde. İnandırıcılığı artık kaybolmuştu. Son 5 dakikaya 54-61 Fransa üstünlüğüyle girildi. İspanya 3 sayı gerisinden inatla kaçırmaya devam edince, fark kapanmadı. Boris Diaw da kötü bir zamanlamayla, Gobert’e hücum faul aldıracak bir pas attı. Fransa’nın faul hakkının dolmasını iyi değerlendiren Gasol ise, Lauvergne’e 4. Faulünü aldırıp yine çizgiye geldi. Savunmalar daha da betonarme hale geldikten sonra, Gasol adamını geçip enfes bir çift el smaç vurup 28. Sayısını kaydetti ve skoru 60-61 yapıp Fransa’ya molayı aldırdı. Batum üçlüğü kaçırdı, Gobert’in hücum ribaundunu tiplemesini ise Gasol’ün bloğu engelledi. Aynı Gasol, bir de hook shot ile takımını 62-61 öne geçirmeyi becerdi.
Son 2.10’a Fransa’nın faul isabetleriyle ve Gasol’ün 32. Sayısını kaydettiği basketle girildi. Sanki çok keskin bir şutörmüş gibi, Batum panik anında denedikçe denedi şut sokmayı, ama elbette başarısız oldu. Son 50 saniyeye 64-63 İspanya üstünlüğüyle girildiğinde De Colo kritik bir hücum faul yaptı. Fransa’nın hiçbir yıldızı bu bölümde potaya gidip krizi çözecek sayıyı atamazken, Gasol kendi hücum ribaundunu alıp S-Rod’ın şükela turnike basketine zemin hazırladı ve son topa 66-63 İspanya üstünlüğüyle gidildi. Molanın ardından hızlı bir biçimde Batum üçlüğü gönderdi (Enteresan! Evet! Biz de şaşırdık!) ve Iskacı’dan Bombacı’lığa tam vaktinde terfi etti. 14 saniye içerisinde 66-66’lık skoru değiştirme imkanı, İspanya’ya gelmişti. Top Gasol’ün ellerine vardı, ama potaya giden Gasol bu sefer Gobert’in bloğuyla karşılaştı ve Fransa topu kaptıktan sonra Batum Gasol’ün yaptığı faulü gösteremedi. Onun yerine, topun İspanya’dan çıktığı kararına varıldı. Kenardan sokulacak son topta Fransa 1.3 saniyede (hakemler zor tespit etti süreyi) bir şeyler yapmak zorundaydı; Batum orta saha gerisinden salladı ama yıkamadı ve uzatmaya gidildi.
Uzatmaya S-Rod’un delici penetresi turnike basketiyle girildi. Cevap pota altında kurtluk yapmayı hatırlayan Diaw’dan geldi. Parker Diaw’a yaptığı asistin ardından marka hareketlerinden birini yapıp öne doğru devrilerek bir orta mesafe basketi kaydetti. Skoru eşitleyen ise, Llull’ün turnikesi oldu (70-70). Parker faul çizgisinden 2’de 0 attıktan sonra, avantaj biraz İspanya’ya geçti. Rudy ve Batum faul çizgisinden mükemmel oynadıktan sonra Gobert Gasol’e bir blok daha yaptı ve üzerine bir de alley-oop benzeri smaç yaptı. Gasol ise elinden geleni ardına koymasa bile, her ribaundu her topu kovalasa bile, üst üste iki kez topu potadan içeri sokamadı (72-74). O’nun “hustle”ı sırasında kafa üstü düşüp faule maruz kalan Diaw, faul çizgisinde 2’de 1 atıp farkı 3’e çıkardı. Cevap uğruna Gasol Gobert’e 5. Faulünü yaptırıp bitime 1.14 kala çizgiye geldi. İki atışı da sayıya çevirdi. Llull kaptığı topu Gasol’e servis edip o’na güzel bir çift el smaç yaptırdı ve İspanya yine öne geçti. Parker Rudy’ye faulü aldırtamadığı için son 30 saniyeye 2 sayı İspanya üstünlüğüyle girildi. S-Rod’un kaçan üçlüğünü yine Gasol smaçla tamamlayınca, 38. Sayısını attı ve son 18 saniyeye İspanya 3 sayı önde girdi (78-75). Batum üç sayılık atış esnasında Claver’i avlayıp faulü aldırdıktan sonra çizgiye geldi. İlkini kaçırdı, ikinciyi kaçırdı, üçüncüyü bilerek ıskaladı (Claver’i de idamdan kurtardı) ve Gasol sembolik olarak son topu smaçlayıp 40 sayıya vardı. İspanya, yardıra yardıra, Final’e çıktı (80-75).
Resmen, ’93 Almanya’yı tekrardan seyrediyoruz!
Gasol 40 sayı 11 ribaunt ve 3 blok ile 35 yaşında Titan’lıktan terfi edip, Tanrı haline geldi. Şu yaşta bile, şu takıma bile, bir madalyayı garanti etti. Helal-i hoş olsun. İdolümdü büyürken, Rod Sellers’ı da geçip İlah oldu resmen gözümde. Evet, bugün oldu bu. Nowitzki ile aynı klasmanda değerlendirilip, Parker’dan daha üstte anılmaya başlamasının zamanıdır. İspanya sayılarının tam yarısını atan Gasol dışında, S-Rod 15 sayı 4 ribaunt 3 asist, Rudy 1/8 isabetle 7 sayı 5 ribaunt 3 top çalma 3 blok, Llull 3/9 ile 7 sayı 5 asist 3 ribaunt, Mirotic 7 sayı 3 asist 4 top kaybı (ve sadece) 2 ribaunt, Reyes 2 sayı 7 ribaunt, Claver de 2 sayı 6 ribaunt üretti. San Emeterio hiç oynatılmadı. Diğer isimler ise saha içi isabet kaydedemedi. Gelelim, Fransa cephesine. Maçı uzatmaya taşıyan üçlüğü atacak kadar şansı yaver giden Batum 3/14 isabetle 14 sayı 7 ribaunt 2 asist 2 top çalma, Parker 4/17 saha içi isabetle ve 4’te 1’lik serbest atış yüzdesiyle 10 sayı 6 asist 4 ribaunt 4 top kaybı, Diaw 2/7 isabetle 5 sayı 6 ribaunt 4 asist, De Colo 6/12 isabetle 14 sayı 4 ribaunt 3 asist 3 top kaybı, Gelabale 10 sayı 2 ribaunt, Gobert 3/7 saha içi isabetle 8 sayı 13 ribaunt 2 blok 5 faul, Lauvergne benchten gelip 11 sayı, Fournier de kısıtlı sürede 3 sayı 3 faul kaydetti. Hoş mu bu yüzdeler? Hayır. Beklenmedik miydi bu ıskalar? Hayır, tam tahmin ettiğimiz gibi oldu. Bir yıldız çıkıp ağırlığını koyamadığı için, Gasol’e direnemediler. Ve kendi evlerinde, son 5 yıldaki ezeli rakiplerine kaybettiler. Artık, bronz madalya için uğraşacaklar.
Yazarın diğer yazılarına erişmek için tıklayın
mail: efe.ozenc@abcspor.com
twitter: @efe_ozenc