https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

DİRİLİŞ

Okunması Gerekenler

DİRİLİŞ

Geceyarısı Çin yolcusu olduğum için maalesef uzun bir aradan sonra bir derbi maçını statta izleyemedim. Maçtan önceki ritüelleri kaçırmak bir yana, o coşkuyu tribünde yaşayamamak da beni kederlendirdi ama sonucun iyi olması üzüntümü hafifletti.
Arayış ve ardından yaşanan çöküşten sonra adeta bir film üçlemesi gibi Beşiktaş bu akşam da tekrar dirildiğini ve yarışta var olduğunu ilan etti. Yalnız bu ölüp ölüp dirilmek tarzı oldu ki aslında buna hiç gerek de yoktu.
Perşembe-Pazar oynamanın dezavantajı ve yorgunluğu bu akşam çok hissedildi çünkü Norveç’te berbat bir havada oyananan ve son derece yüksek efor gerektiren bir maçın ardından yine zorluk derecesi yüksek bir maça çıkan Beşiktaş ilk yarım saatten sonra geriye yaslanıp oynamayı tercih edince belki çok da net pozisyon vermedi ama son dakikaya kadar yürekleri ağızlara getirdi. Aslında Türk futbolundaki kalitenin ne kadar yerlerde olduğunu kanıtlayan bir derbi izledik bu akşam. Sayamadığım kadar fazla top kayıpları, her zamanki gibi faullerle kesilen oyun ve pozisyon açısından kısır bir maç izledik. Renklerden birine gönül vermeyen birisi için son derece yavan bir karşılaşmaydı yani. İki takımda da önemli eksikler vardı ve bu da kesinlikle maçın kalitesine etki etti ama Şenol hocanın çıkardığı kadro da ilginçti. Maçın sonlarına doğru biraz toparlanan ama antipatik tavırları ve sonsuz top kayıplarıyla sinirime dokunan Caner veya topla tuhaf hareketler yapıp ezen Mustafa’ya neden o kadar uzun süre tahammül etti bilemedim. Veya neden değişiklik hakkını Güven’den yana kullanıp ikinci devre o kadar mahkum bir futbol oynattı onu da anlamadım.
Neyse, biz haticeye değil neticeye bakacağız ama bu galibiyet pek de aldatıcı olmamalı. Golü buldıktan sonra baskısını bir süre daha devam ettiren ve ilk yarım saat rakibine göz açtırmayan Beşiktaş’ın mazereti yorgunluk veya kadrodaki eksikler olsa da aynısı rakibi için de geçerliydi. Quaresma ve Caner’in maçın sonlarında yakalanan fırstlardaki sorumsuzluğu ve bencilliği affedilir gibi değildi. Zaten maçın genelinde son derece vasat bir performans ortaya koyan bu ikili en azından fişi çekme konusunda daha bilinçli olmalılardı.
Hakemin VAR kararları bence doğruydu. Ljajic’in serbest vuruşunda Eren’in barajda kolu açıktı, Vida’nın pozisyonunda ise Medel çok yakın mesafeden topu uzaklşatırmak için vuruyor ve bariz gol şansı yok. Onyekuru’nun pozisyonunda ise saatli bomba Necip sakat bir giriş yapsa da Onyekuru’nun topu elle kontrol etmesi penaltıyı ortadan kaldırıyor. Yıllardır izlediğim derbilerde maruz kaldığımız katliamları düşününce ve Galatasaray’ın Konya maçında yaşadığı haksızlıktan sonra ortalığı bu kadar ayağa kaldırdığını görünce zamanında Beşiktaş da herhalde ligden çekilmeliydi.
Öyle ya, geçmişten verilebilecek onlarca örnek varken en azından bundan sonrası için bu kirli düzenin içinde zararın neresinden dönülse kardır diye düşünüyorum. Bunun ilk şartı da bugüne kadar olmayan ve yakın gelecekte olma ihtimali de bulunmayan siyasetten bağımsız özerk bir TFF’dir. Bir de bana göre büyük takımlar birbirleriyle uğraşıp Avrupa kulvarında da mücadele ederken aradan sıyrılmaya çalışan Başakşehir’in şampiyon olması Türk futbolunun zaten yerlerde sürünen marka değerini iyice yok eder.
Dünkü sürpriz sonuçtan sonra şampiyonluk yarışının tekrar başlaması heyecan açısından iyi ama Beşiktaş ile ilgili hala net bir yargıya varmak mümkün değil. En olumlu görünen tarafı skoru tutabilme başarısı ve defans hattının özellikle de Vida’nın yüksek performansıydı. Ljajic giderek ısınıyor ve Oğuzhan’ın yerini alması kesin gibi. Gerçi Şenol hoca uzun maratonda geniş kadrodan mümkün olduğu kadar fazla istifade etmek istiyor ama Dorukhan ve Ljajic gün geçtikçe yerlerini sağlamlaştırıyor. Forvet hattı için Güven’in tecrübesi çok az ama üzerinde durulması ve şans verilmesi gereken bir oyuncu. Vagner Love ise mücadelesi ve pozitif tavrıyla son maçlarda benden geçer not aldı, attığı goller de cabası.
Neticede taraftarın doldurduğu statta bu akşam destek de tamdı ama taraftarı daha da coşturup takımı ateşleyecek akıcı ve baskılı oyun eksikti. Yine de çok önemli bir galibiyet ve üç puanla takımın rayına oturması bu kadar kaos ve karışıklıktan sonra son derece olumlu. Şimdi, gelebilecek bir galibiyet serisiyle bir anda karanlıktan aydınlığa geçmek işten bile değil. Ocak ayına bu tempoyla girip ara transferde safraları atıp gerekli noktalara doğru adamlar alınırsa hayat gibi öngörülemeyen futbol güzel sürprizlerinden birisini daha yapabilir. İzleyip göreceğiz. Şimdi bu galibiyetin keyfini çıkaralım.
mail: gorkem.isik@abcspor.com
twitter: @gorkem7305
Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

EKSİKLERLE

Abdi İpekçi spor salonu demeye devam edeceğiz. Bir yerin yıkılıp yeniden imar edilmesi ve son yıllarda isminin değiştirilmesi özellikle "Mustafa...

Benzer Konular