https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

DİJİTALLEŞEN MEDYA FUTBOLUN GELECEĞİNİ ELE GEÇİREBİLİR Mİ?

Okunması Gerekenler

DİJİTALLEŞEN MEDYA FUTBOLUN GELECEĞİNİ ELE GEÇİREBİLİR Mİ?

Geçen haftaki yazımda belirtmiş olduğum gibi bu haftaki konum dijitalleşen medya ve futbol dünyasına etkileridir. Johan Cruyff Institute’daki “Sport Media” kursumda üzerinde fazlası ile durulduğundan sizinle bu konuyu irdelemek istedim.

Daha önceki yazılarımda defalarca belirtmiş olduğum gibi çok daha alt detaylara kırılabilmekle birlikte bir futbol kulübünün ana gelir kaynaklarını 3 başlık altında toplayabiliriz:
1- Yayın Gelirleri
2- Ticari Gelirler (Sponsorluk, Merchandising…)
3- Maç Günü Gelirleri

FIFA ve UEFA’nın raporlarına göre bu gelir kaynakları içinde en büyük paya her zaman Yayın Gelirleri sahip olmaktadır. Doğal olarak ligler ve kulüpler bazında oran farklılıkları olmakla birlikte genel olarak bu gelirlerin % 45 – % 50’sinin yayın gelirlerinden geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Maç günü gelirlerinin payı % 10 -% 15 arasında değişmektedir. Ticari Gelirlerin de payı genel olarak % 35 – % 40 seviyelerindedir. Örneğin ülkemizde, Süper Ligde, kulüp gelirlerinin % 51’i yayın gelirlerinden, % 38’i Ticari Gelirlerden ve % 11’i Maç Günü gelirlerinden gelmektedir.

Tabi Avrupa’nın en çok gelirine sahip olan kulüplerinin bir kısmında ticari gelirlerin oranı yayın gelirleri oranını geçmektedir ancak şunu unutmamalıyım ki bu kulüpler dünyanın marka değeri en yüksek olan kulüpleridir.

Tüm dünyada futbol kulüplerinin yayın gelirlerinin yıllar içinde arttığını, hem de gelirler içinde payını da artırdığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Dünyada en hızlı gelişim gösteren alanlardan biri medyadır. Teknoloji ile medya tüketim alışkanlıkları da değişmektedir. OTT (Over the Top) Platformları adı verilen internet üzerinden doğrudan izleyicilere sunulan yayın akışı bazlı medya tüketimi alışkanlığı tüm dünyada giderek yaygınlaşmaktadır. Facebook, YouTube, Snapchat, Twitter, Amazon, Alibaba yeni yayın platformları olarak artık daha fazla karşımıza çıkmaktadır.
Şimdi konuya sizleri biraz daha odaklıyorum ve Premier League’e gitmek istiyorum. Premier League’in Avrupa futbol pazarı içinde yaratılan gelirlerden aldığı pay % 21’dir. Bu gelirlerin % 61’i yayın gelirlerinden, % 24’ü ticari gelirlerden, % 15’i de maç günü gelirlerinden gelmektedir.

Premier League’in 2016-2019 arası naklen yayın hakları 5,1 milyar £’u yurt içi, 3,2 milyar £’u yurt dışı olmak üzere toplamda 8,3 milyar £’a satılmıştır. Bu yıl başına 2,76 milyar £’luk bir ortalamaya karşılık gelmektedir. (2019-2022 arası naklen yayın hakları 5 milyar £’u yurt içi, 4,2 milyar £’u yurt dışı olmak üzere toplamda 9,2 milyar £’a satılmıştır. Bu da yıl başına 3,06 milyar £’luk bir ortalamaya karşılık gelmektedir. Biraz sonra yapacağım hesaplamalarda gerçekleşmiş olduğu için, 2016-2019 arası yıl başına ortalamayı baz alacağım.)

Tabi, bu medya yayın geliri Premier League yönetimine tam olarak yeterli gelmemiş olacak ki, yeni bir model üzerinde çalışmaktadırlar. Model aslında çok basittir.
2023 yılından itibaren Premier League yönetimi futbol maçlarını kendileri yayınlayıp, kendileri tüketicilerine direkt olarak satmayı planlamaktadırlar.

Yani, Premier League yönetimi yayın hakları satışında dev yayıncıları (Sky, BT Sport, Amazon Prime) aradan çıkartıp, Netflix iş modeli benzeri bir platform oluşturarak Premier League maçlarını PremFlix ismiyle doğrudan futbol tüketicisine ulaştırmayı amaçlamaktadırlar.

Premier League CEO’su Richard Masters, bu yeni oluşumla yıllık minimum 24 milyar £ gelir hedeflemektedir. Yani mevcut sistemin minimum 8,7 katıdır. (24 milyar £ / 2,76 milyar £) Hedefleri bu modeli önce İngiltere içinde denemek sonra başarılı olur ise tüm dünyaya geneline yaymaktır.

Şu anda, Premier League yönetimi yayın haklarını ihale ile satmaktadır. İhaleyi alan kuruluşlar da satın aldıkları yayın haklarını abonelik sistemi ile dünyanın dört bir tarafına uydular aracılığı ile dijital platformları da kullanarak satmaktadır.

PremFlix modelinde ise Premier League yönetimi yayın haklarını satın alan aracıları ortadan kaldırarak kendi ürününü doğrudan futbol tüketicisine internet ağı üzerinden oluşturacağı PremFlix platformu aracılığı ile satmak ve daha fazla para kazanmak istemektedir.
İşin özünde hesap basittir. Premier League dünyanın 212 ayrı bölgesinde 643 milyon haneye ulaşan dünyanın en çok izlenen spor ligidir.

Premflix’in yıllık 24 milyar £’luk hesaplamasını aylık hane başına 10 £ üzerinden 200 milyon haneyi hedef alarak yaptığı anlaşılmaktadır.

Yani;
10 £ / hane x 12 ay = 120 £ / hane / yıl
120 £ x 200 milyon hane = 24 milyar £

Bu model bence gayet rahat bir şekilde uygulanabilir. Dünyanın dört bir tarafındaki futbol izleyicisi artık uydular aracılığı ile değil, internet üzerinden Premier League içeriğine ulaşabilir.

Bugünkü ortamda, Premier League’i izleyenler aylık olarak Sky’a 44 £, BT Sport’a 25 £, Amazon’a 7 £ olmak üzere 76 £ ödemektedirler. Bu da yılda toplamda 912 £’ya karşılık gelmektedir. Önerilen sistemde bu 912 £’a karşılık yıllık 120 £ ödeme yapmak gerekmektedir. Modelin matemetiğinde bu yeni önerilen modelin başarısız olması mümkün değildir. Buradaki başarısızlık riski sadece hizmet kalitesinde olabilir. Sanıyorum, bunda da zaman ve kurulan sistemde oluşacak olası teknolojik sıkıntılara verilecek cevapların aksiyon hızı ve kalitesi belirleyici olacaktır.

Peki, PremFlix modeli tutarsa, ne olur? Zaten kalite ve finansal açıdan rakiplerinden ileride olan Premier League artık rakip liglere fark atar. Tutulmaz olur. Futbol farklı bir boyuta doğru ilerlemeye başlar.

Premier League kulüplerinde yeni yayın geliri modeli sebebi ile oluşacak aşırı gelir artışı sermaye yoğunlaşmasına sebep olacak ve Premier League kulüplerinin çok daha güçlü kadrolar kurmalarına olanak sağlayabilecektir. Bu da belli bir süre zarfında rekabetin ortadan kalkması, futbolun orta ve uzun vadede keyifsizleşmesi, çekiciliğini yitirmesi ve nihai olarak futbolun belki de en ilgi çekici spor olma özelliğini yitirmesi anlamına bile gelebilecektir. Zaten son yıllarda Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Liginde İngiliz kulüplerinin hegamonyası söz konusudur. Eğer Premflix uygulanır ve başarılı olur ise, bu hegamonyanın sadece başında olduğumuzu düşünmek yanıltıcı olmaz.

Zaten hali hazırda UEFA’nın Şampiyonlar Ligine katılım formatına getirmiş olduğu yeni uygulamalar ile birlikte Premier League, Bundesliga, La Liga, Serie A ve Ligue 1 dışında kalan tüm liglere ait olan kulüpler haksız sayılabilecek bir rekabetin içine itilmeye çalışılmaktadır.

Tabi bu arada, bugünün geleneksel yayıncı kuruluşları da kendilerine yeni iş modelleri geliştiremezler ise bir süre sonra ticari anlamda sıkıntıya girip, belki de orta vadede faaliyetlerini sonlandırmak zorunda bile kalacaklardır.

Netflix’in başarılı iş modeli Premier League yönetimini Netflix benzeri PremFlix modelini oluşturmaya yönlendirmiştir. Netflix’in 2020 cirosunun 25 milyar $ olduğunu da belirtmek isterim.

Peki, PremFlix oluşumuna karşın diğer ligler nasıl karşılık verecektir? Bir diğer soru da budur. Muhtemel olarak eğer PremFlix başarılı olur ise öncelikli olarak Premier League’in dışında kalan dört büyük lig kendi aralarında birleşerek kendi OTT kanallarını kurabilirler. Bu da benzeri bir PremFlix modeli olacaktır.

Hollanda ve Belçika’nın ortak bir lig kurarak yayın haklarından daha fazla gelir elde etmeyi planlanladıklarını da biliyorum. Hollanda (Eredivisie) ve Belçika (Jupiler Pro League) ligleri bence hak ettikleri yerde değildirler. Ortak lig çok daha çekici olacaktır. Kalite yükselecektir. Medya yayın hakları gelirleri şüphesiz artacaktır. Bu da kulüplerin saha performanslarına yansıyacaktır. Daha güçlü Ajax, Feyenoord, PSV Eindhoven, Club Brugge, Anderlecht, Standard Liege görmeyi hangi futbol sever istemez?

Süper lige gelince, ligimizin öncelikle ülkemiz dışında Türkler haricinde izlenebilirliğinin artması için kalitesinin yükselmesi gerekiyor. Bunun için de ülkemiz futbol ve paydaşlarına bir bütün olarak bakılması ve günlük değil uzun vadeli projelerin hazırlanıp, yürürlüğe konması gerekmektedir.

Saygılarımla,

mail: halit.giray@abcspor.com

twitter: @halitselimgiray

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

EKSİKLERLE

Abdi İpekçi spor salonu demeye devam edeceğiz. Bir yerin yıkılıp yeniden imar edilmesi ve son yıllarda isminin değiştirilmesi özellikle "Mustafa...

Benzer Konular