Bugün komşumuz Bulgaristan’a gidiyorum. Son 10 yıl içinde Bulgar kulüp futbolunda ciddi değişimler oldu. Çocukluğumuzdan beri bildiğimiz CSKA Sofya ve Levski Sofya eski güçlerini kaybettiler. Son 9 yılın şampiyonu PFK Ludogorets Razgrad.
1925 yılından beri devam eden Bulgar liginde CSKA Sofya’nın 31, Levski Sofya’nın ise 26 şampiyonluğu bulunuyor. Öyle görünüyor ki, PFK Ludogorets gelecek 25 yıl içinde bir şekilde bu 2 büyüğe yaklaşacak ya da geçecek. Yani yeni neslin takımı PFK Ludogorets olacak. Tabi PFK Ludogorets’i derinlemesine incelemeden önce ünlü Bulgar futbolcularını da anmadan edemeyeceğim. Hele hele 1994 dünya kupasında yarı final oynayan o efsaneleri… Kaleci Mihailov, Ivanov, Yankov, Yordanov, Kostadinov, “efsane” Stoichkov, Letchkov, Balakov… Bir sonraki jenerasyonda Avrupa’da kendinden söz ettiren Berbatov.
Şimdi söz PFK Ludogorets’de. Son 9 yılın şampiyonu olarak 1954-1962 yılları arasında şampiyon olan CSKA Sofya’nın seri rekorunu yakaladı. Ludogorets, Bulgaristan’ın kuzeyindeki Deli Orman bölgesi’nden. 30.000 nüfuslu Razgrad’ın takımı. 30.000 nüfus. Bugün İstanbul’un Sarıyer ilçesinin onda biri. 2011 yılında 2. Ligden çıktığı gibi şampiyonluk serisini yakaladı, bırakmıyor. Ludogorets’in benzer başarısını Hırvatistan’da Dinamo Zagreb (son 10 yılda, 9 şampiyonluk), Yunanistan’da Olympiacos (son 10 yılda, 8 şampiyonluk) ve İskoçya’da Celtic (son 10 yılda, 9 şampiyonluk) yaşıyor.
Ludogorets’de herşey Bulgaristan’ın en zengin girişimcilerinden birisi olan Kiril Domuschiev tarafından alınması ile başlıyor. Kiril Domuschiev’in, ilaç, inşaat ve makine mühendisliği alanlarında yatırımları var. İlaç yatırımı Razgrad’da olduğundan futbol yatırımı için de Razgrad’ı seçiyor.
Domuschiev, Ludogorets’i satın almadan önce CSKA Sofya yönetim kurulu üyesi ve çocukluğundan beri tuttuğu takım da CSKA Sofya. Ludogorets’i almadan önce CSKA Sofya’nın önemli hissedarı olmaya çalışsa da bunu gerçekleştiremiyor. 2010 yılı ilkbaharında CSKA Sofya’nın yönetim kurulu üyeliğinden istifa ediyor. O sezon 2. lige çıkan Ludogorets’i satın alıyor.
Sonrası tam bir başarı öyküsü. Önce 1 lige çıkıyorlar sonrası malum… 9 yıl üst üste şampiyonluk… Bu arada, 1. Lige çıktıkları sezon şampiyon oldukları gibi Bulgar Kupasını da kazanıyorlar. Bir sonraki sezon, ilk defa çıktıkları Avrupa arenasında, Şampiyonlar ligi ön eleme turunda Dinamo Zagreb’e eleniyorlar. Bir sonraki sezon yine ön eleme turlarında, Slovan Bratislava ve Partizan’ı geçmelerine karşın, Basel’e elenerek UEFA Avrupa ligi gruplarına kalıyorlar. B Grubunda PSV Eindhoven, Dinamo Zagreb ve Chernomorets Odessa ile karşılaşıyorlar.
Mağlubiyet almadan 5 maçı kazanıp, gruplardan çıkıyorlar. Özellikle 3 deplasman maçından da galibiyet ile ayrılmaları büyük yankı uyandırıyor. PSV’yi deplasmanda 2-0 yenmeleri, toplamda 11 gol atıp, 2 gol yemeleri tüm dikkatleri üzerlerine çekiyor. İlk 32 turunda Lazio’yu deplasmanda 1-0 yenip, evlerinde 3-3 berabere kalarak ilk 16’ya kalıyorlar. İlk 16 turunda, Valencia’ya eleniyorlar. Ancak büyük tecrübe kazanıyorlar.
Bu arada, ilk 32 turunda gittikleri Lazio deplasmanında Lazio’nun “Olimpia” isimli kartal’ından çok etkilendiklerinden, Domuschiev “Fortuna” isimli bir kartal satın alıyor ve “Fortuna” Ludogorets’in simgesi haline geliyor.
2014-2015 sezonunda şampiyonlar ligi ön eleme turlarında Dudelange, Partizan ve Steaua Bucharest’i eleyip, Şampiyonlar Ligi gruplarına ilk defa kalıyorlar.
Steaua Bucharest maçı olaylı geçiyor. Razgrad’taki stad UEFA Şampiyonlar ligi kriterlerlerine uygun olmadığından maç Sofya’daki Vasil Levski Stadı’nda oynanıyor. O maça çok sayıda Levski taraftarı gelip, Steaua Bucharest’i destekliyor. Yine o maçta, uzatmada Ludogorets kalecisi Vladislav Stoyanov kırmızı kart görüyor, Ludogorets 3 oyuncu değişikliğini de yaptığından Ludogorets kalesine eski Dinamo Bucharest’li Rumen Cosmin Moti geçiyor. Penaltılara kalan maçta Moti 2 penaltıyı da kurtarıyor ve kulübün tarihine geçiyor. Bugün Razgrad stadındaki bir tribünün adı “Cosmin Moti” tribünüdür.
Levski Sofya’dan sonra Bulgar tarihinde Şampiyonlar Ligi gruplarına kalan 2. takım oluyorlar. Levski Sofya 2006-2007 sezonunda şampiyonlar ligi gruplarında bu arada puan bile alamamıştı. Ludogorets ise Real Madrid, Liverpool ve Basel’in bulunduğu grupta 4 puan toplayabiliyor.
Sonrasında Ludogorets 1 kez UEFA Avrupa Şampiyonlar Ligi gruplarına, 2 kez de UEFA Avrupa Ligi gruplarına kalıyor.
Ludogorets’de izlenen strateji Shakhtar Donetsk’de izlenen stratejiye çok benzemektedir. Uygun fiyata alınan potansiyel Brezilya’lılar, takımlarında başarılı olduktan sonra karlı fiyatlara satılmaktadır. Elde edilen gelir ile yine uygun fiyatlı oyuncular satın alınmaktadır.
Brezilya’lı defans oyuncusu Caiçara’yı Shalke 04’e 6 milyon €’ya, 2017 yazında, Arjantin’li defans oyuncusu Jose Palomino’yu Atalanta’ya 4 milyon €’ya, Brezilya’lı açık Jonathan Cafu’yu Bordeaux’ya €7 milyon €’ya satmıştır. (Çaiçara’yı hepimiz Başakşehir’den biliyoruz. Çaiçara’nın bu arada Bulgar vatandaşlığı da vardır.) Ludogorets, bu transfer ücretleri ve UEFA’dan gelen paralar ile Bulgaristan’ın en zengin kulübü haline gelmiştir.
Yıllık bütçesi 15-20 milyon € civarındadır. Kadrosunda, Brezilya, Portekiz, İspanya, Kanada, İsrail, Romanya, Madagaskar, Senegal, Kongo, Gine, Gana ve Benin gibi farklı uluslardan futbolcular bulunmaktadır. Her zaman Brezilya futbolu ile bağlantısı sıkıdır. Şu anda bile kadrosunda 5 Brezilya’lı futbolcu bulunmaktadır. 2014 yılından beri takımda olan Wanderson ayrıca Bulgar vatandaşlığını da almıştır. Yine Breazilya’lı olan Renan ve Cicinho’nun da Bulgar vatandaşlıkları bulunmaktadır.
Ludogorets UEFA Şampiyonlar ligi ön eleme maçında Midtyland’a elenerek, UEFA Avrupa liginde J Grubunda, Tottenham, Lask Linz ve Royal Antwerp ile aynı gruptadır.
Ludogorets’in doğru manajerler ve scouting ekipleri ile çalıştığı aşikardır. Akademisinden yetişen çok önemli oyuncuları yoktur.
Bizde biraz Alanyaspor ve Sivasspor’u Ludogorets’e benzer görüyorum. Özellikle de Alanyaspor’u. Doğru oyuncu satın almalar ve zamanında satışlar ile kendi yağında kavruluyor, şimdilik. Aslında bu yıl UEFA Avrupa ligi önemli bir fırsattı. Ne yazık ki değerlendiremedi. Ancak ben önümüzdeki yıllar için Alanyaspor’dan umutluyum.
Sivasspor için de durum benzer. Gelecek yıla yatırım yapmak istiyor ise, bu yıl UEFA Avrupa Liginde mutlaka gruptan çıkmalı. Neticede bu grupta 2. olmak o kadar zor olmamalı. Aldıkları 2 mağlubiyet ile şu an için ciddi dezavantajlı durumdalar ama Karabağ maçlarını galibiyet ile geçtiği taktirde, kendi sahalarında oynayacakları Villareal maçı büyük önem kazanacak. Son maç ise Makkabi Tel Aviv deplasmanında olacak. Tabi ki, Villareal ile Makkabi Tel Aviv’in kendi aralarında oynayacağı maçlarda çıkacak sonuçlar da önemli.
Uzun lafın kısası, başarının sırrı belli. Ya Akademiye yatırım yapılacak ya da Oyuncu Ticaretine… Kısa yol oyuncu ticareti, uzun yol akademi… Tabi en doğrusu ikisini birlikte yürütebilmek…
Zor mu? Kesinlikle hayır. Sadece hedefi ve ona göre stratejiyi belirlemek lazım. Başaran da zaten böyle başarıyor. Ama hedefine ulaşmak için sabretmeyi de unutmuyor!!!
Saygılarımla,
mail: halit.giray@abcspor.com
twitter: @halitselimgiray