Çok İyi Bir Profesyonel: Sinan Güler
Basketbolcu denildiği zaman genelde akla; uzun boylu, çok atletik oyuncular geliyor. Ancak iyi bir basketbolcu olmak için mutlaka 2 metrenin üstünde boylu olmak ya da çok güçlü bir oyuncu olmak gerekmiyor. Basketbol zekası, yetenek ve kendini sürekli geliştirmek basketbolda iyi bir oyuncu haline gelmenizi sağlayabiliyor. Sinan Güler, 1.92m’lik boyu ile buna en güzel örneklerden bir tanesi.
Sinan Güler, ailesi basketboldan gelen bir oyuncu. Babası yıllarca İTÜ’de forma giymiş Necati Güler, annesi Beşiktaş’ta basketbol oynamış Fatma Nilgün ve abisi de yine Beşiktaş’ta oynamış Muratcan Güler. Sinan Güler’in basketbol ile tanışması da küçük yaşlarda İTÜ’nün Minik takımında oldu. Bu takımda ilk sayılarını kaydeden Sinan, yıldız takım ile Fransa’da düzenlenen bir turnuvaya da katıldı. Sonrasında Beşiktaş Genç Takımı’na transfer oldu ve altyapı yılları sona erince de profesyonel kariyerine Beşiktaş’ta başladı. Aynı zamanda yüksek öğrenimine de devam etti ve Bilgi Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümü 1.sınıf öğrencisi iken katıldığı Mavi Jeans Basketbol Kampı’nda Amerikalı antrenör Joe Cravens ile tanışma fırsatı buldu. Sinan Güler, Cravens’in desteği ile Salt Lake Community College’de basketbol bursu ile okumaya hak kazandı ve belki de hayatına yön verecek bir adım atmış oldu.
Salt Lake’de ilk senesinde fiziksel dezavantajı ve adaptasyon sorunu nedeniyle fazla süre alamasa da, ikinci yılında en çok süre alan oyunculardan biri oldu ve takım kaptanlığına kadar yükseldi. Burada iki yıl geçirdikten sonra NAIA(National Association of Intercollegiate Athletics) okulu olan Carroll College’a transfer oldu. Bu okulla NAIA liginde önemli başarılara imza atarak, ilk yılında konferans birinciliği ve ülke şampiyonasında yarı final; ikinci senede ise lig birinciliği, konferans şampiyonluğu ve ülke şampiyonasında çeyrek final oynama başarıları yakaladı.
Altar Tunçkol’un antrenörlüğünü yaptığı Darüşşafaka, 2006 yılında üniversiteyi bitirip Türkiye’ye dönen Sinan Güler’i kadrosuna kattı. Takım inişli çıkışlı bir performans gösterse de, play-off’a kalmayı başardı. O yılki All-Star organizasyonunda smaç yarışmasında ikinci olan Sinan, bir sonraki sezon Beşiktaş Cola Turka’ya transfer oldu. Beşiktaş o sezonu birinci bitirip yarı finale yükselirken ve ULEB Kupası’nda grup maçlarının hepsini kazanıp, çeyrek final oynarken, Sinan takımın önemli parçalarından biriydi. Ligde ortalama 21 dakika süre alırken; 6.64 sayı, 3,64 ribaund ve 2,18 asist ortalamaları tutturdu.
2008-2009 sezonunda Efes Pilsen’e transfer olan Sinan, ilk sezonunda hem Türkiye Kupası’nı hem lig şampiyonluğunu kazanan takımın bir parçası oldu. Efes Pilsen ile geçirdiği 5 sezonda, en fazla ortalama süreyi 23,17 dakika ile 2011-2012 sezonunda aldı ve bu sezonda 7.27 sayı, 2.40 asist ve 2,47 asist ortalamalarına ulaştı. Anadolu Efes’in Euroleague’de çeyrek final oynama başarısı gösterdiği 2012-2013 sezonunda Sinan, 22 maçta süre aldı ve savunmada önemli bir rol oynadı. 2013 yılında ise koç Ergin Ataman’ın başına geçtiği Galatasaray Liv Hospital’a transfer oldu. Sinan Güler; 30.03.2015 tarihinde TBL’deki 2000.sayısına, 16.03.2014 tarihinde de TBL’deki 500.asistine ulaşmıştır.
Sinan Güler takımdaki rolu için şu ifadeleri kullanıyor: “Takımın birinci skor opsiyonu olmadığımı biliyorum. Ben daha çok yapbozun boşluklarını doldurmak isteyen bir oyuncu karakterindeyim. Sahada ne olursa olsun o enerjiyi katacak, savunma direncini arttıraca, takımı o şekilde motive edecek biri olmayı her zaman tercih ettim.”
Milli takım forması ile 2007 yılında Universiade’de tanıştı. O sezonun sonunda da Avrupa Şampiyonası kadrosunda kendisine yer buldu. 2009 yılında Polonya’da gerçekleşen Avrupa Şampiyonası’nda 8.olan milli takımın formasını giydi. 2010 yılında Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenlenen Dünya Basketbol Şampiyonası’nda da milli formayı giyen Sinan, 6.5 sayı, 2.1 asist, 1.6 ribaund ve 2.1 top çalma istatistikleriyle gümüş madalya kazanılmasında önemli rol oynadı. Sonrasında 2013’deki Eurobasket’te süre aldığı 5 maçta 2.6 sayı, 2 ribaund ve 1.8 asist ortalaması tutturdu. 2014’teki Dünya Şampiyonası’nda da kadroda yer alarak çeyrek final oynama başarısı gösteren takıma, ortalama 30.4 dakika süre alarak, 7.1 sayı, 2,6 ribaund ve 2 asist ortalamaları ile katkıda bulundu.
Beşiktaş ve Efes Pilsen formaları giyerken, daha çok savunması ile ön plana çıkan, rakiplerini top kaybına zorlayan oyunu ile dikkat çeken bir oyuncuydu Sinan Güler. Ancak 30’lu yaşlarına yaklaştığı dönemde Galatasaray Liv Hospital formasını giyerken, hem savunmada hem hücumda önemli bir koz haline geldi. Penetre etme özelliğini kullanarak, potaya yakın atışlar bulan ve üçlük sayılık isabet oranını da arttırarak hücumda da katkı vermeye başladı.
Takımın mali, idari ve sportif sorunlar yaşadığı zamanlarda, ne kadar iyi bir profesyonel olduğunu göstererek, birçok maçta takımını sırtladı. 2014-2015 sezonunda kariyerinin en yüksek sayı ortalaması olan 10.93 sayı ortalamasına ulaştı. Amerika’da aldığı altyapı eğitiminin kendisini sürekli geliştirmeye çalışmasında, disiplinli olmasında ve iyi bir rol oyuncusu olmayı kabul etmesinde büyük etkisi var. Belli başarılar elde etmiş oyuncuların doymuşluk hissi ile gelişime kendilerini kapattığı bir dönemde, kendini sürekli ileri taşımayı başararak, genç oyunculara da bir rol model olmuştur.
DERYA CERASİ
derya.cerasi@abcspor.com
@deryacerasi
