Kötü sezon başlangıcı sonrası muazzam geri dönüş ve tam havayı yakalamışken gelen sezon arası sanırım maçın başlangıcındaki Fenerbahçe Beko’nun tasviri olmalı.
Alba Berlin’in sanki topun bir an evvel karşı tarafa geçmesini isteyen ve on saniyeyi bulmayan hücumlarında ürettiği sayılarla ayarladığı yüksek tempoya sarı lacivert’lilerin, Tom ve Jerry çizgi filmi kıvamındaki, tavşan kaç tazı oyun seçimi Reneses’in ekmeğine yağ sürse de, devrenin sonuna doğru gelen iki dakikalık savunma direnci skoru dengeledi ve ev sahibini öne geçirdi. Lorenzo Brown’ın 0/4’lık şut ve üç sayılık atışlarda 2/8’de kalan takım performansı Nando ve Jan’a hücumda hiç yardımcı olamadı. Geriye koşamamada ki sıkıntıda üzerine tüy dikince heyecanlı ama tatsız bir devre geride kaldı.
Bu sistem içinde gelen üst üste onuncu galibiyet çok ama çok değerli lakin takımın sakinleşmesi gereken yerde sakinleştirecek, set düzenine geçilecek zamanda topun kıymetini bilecek pozisyondaki eksiklik baş ağrıtıyor.
Nando, Jan, Guduriç ve Pierre’in katkıları yanı sıra kenardan gelen diğer oyuncuların bir iki kademe aşağıda kalmalarına rağmen maç maç başarıyı getiriyor ama sezonun şu anında daha yukarıları takımın emekçisi Bobby’i dışarıda bırakıp Lorenzo ile hayal etmek sanırım Kokoskov’a mahsus bir durum. Oyunun sonunda bu maçta çok hatalar yaptık diyerek demeç veren bir coach’a son on dakikanın tamamındaki kararları eğer ileri dönük hedefleri var ise sorgulanmalı.
Geçtiğimiz günlerde genç yaşta yitirdiğimiz sarı lacivert tutkusunu her şeyin önünde yaşayan Sarp Çağlar kardeşimize tanrıdan rahmet diliyorum.
mail: omer.kocsan@abcaspor.com
twitter: @omerkocsan