8-10 yaşlarında bir erkek çocuğu var, meyve satar Kamboçya sokaklarında, bir el arabasında.. İki tane teneke kutu var arabada, iki tane de sopa.. Meyve satarken arada bir Bateri çalıyor teneke kutulara vura vura , aslında çalamıyor, kafa ütülüyor.. Bir gün uzaktan geldiğini farkettim, cebimden bir dolar çıkarıp, önünde dikildim. Gözümün içine baktı, sonra meyvelere baktı. Hangisinden istiyorsun der gibi elini meyvelere doğru uzattı.. Başımı iki yana salladım, bateri çalıyormuş gibi iki elimi hareket ettirip, sen çalacaksın ben sana para vereceğim dedim.. Çok şaşırdı..!! Sonra büyük bir zevkle başladı teneke çalmaya.. Bir kaç dakika beynimi ütüledi, 1 doları verdim… Yüzündeki mutluluk ifadesini ömür boyu unutamam..
Hobisinden para kazanmanın ne kadar tatlı bir şey olduğunu öğrettim sadece.. Çok afedersiniz bu pe..venkler hobilerini yapıyorlar ve birileri de taşıyamayacakları kadar parayı bunlara ödüyor.. Eyvallah, bu işin piyasası bu ama insanın kendine bir saygısı olur, hobisine bir saygısı olur.. Yok böyle bir vurdumduymazlık.. Dışarıda şöyle iyiymiş, böyle iyiymiş.. Geç bunları anam babam, geç bir kalem.. Görüyoruz kimin ne olduğunu.. Adamın babası ölmüş, maça gelmemek için daha ne olması lazım, Lens bugün sahada.. Böyle profesyonellerle başarılar gelir elbet ama bir Lens yetmez.. Salih ve Ozan’ın örnek alması lazım.. Maça gelince Advocaat yine Topal-josef ikilisiyle başlamış, başka söze hacet yok.. Fernandao tek forvet, ”Ver Lefter’e, yaz deftere” hesabı, her top Lens’e.. Tüm taktik bu.. 90 dakikalık bir işkence, daha derli toplu bir görüntü veren takım Osmanlıspor, Fenerbahçe’nin Lens’le gelişen ataklar dışında sahada bir etkinliği yok, futbolun da adaleti yok ve son dakika golüyle Fenerbahçe kazanıyor..
İşte maçın özeti.. Seyirci yönetim istifa diye bağırıyor, tribünlerde Aziz Yıldırım’ın tarafından tribünlere yerleştirilmiş paralı köpekler de istifa diye bağıranlara saldırıyor, sadece sahadaki takım değil, tribünler de paramparça.. Fenerbahçe’yi bu hallere düşüren Aziz Yıldırım eyvallah, hemen istifa etsin ama bu ruhsuzlar ordusunun hiç mi suçu yok? N’apsın Aziz Yıldırım? Sene başından beri tribünleri boş bırakan taraftarın hiç mi suçu yok? Yenilsen de yensen de taraftarın senle, üzüntünle, sevincinle, seninle birlikte diye bangır bangır bağırmakla da bu iş olmuyor.. Sonuçta bugün yine sahada ruhsuzlar ordusu vardı.. Alınan 3 puanın hiç bir önemi yok bence.. Lens, Topal ve Kjaer dışında seneye takım da düşünülecek hiç bir oyuncu yok..
Lig gitti, Avrupa gitti, geriye bir tek kupa kaldı, hani yıllarca Fenerbahçenin alamadığı ve Fenerbahçelilerin “niye alamıyoruz diye de kendisinr dert etmediği malum kupa.. Lens hariç, tüm futbolcukara ve yönetime yazıklar olsun diyorum.. Tabii ki Advocaat’a da.. Basketbolda Fenerbahçe kazanınca tabii ki gurur duyuyorum, Seviniyorum ama Appiah’ın direkten dönen kafa șutundan bu yana 10 sene geçtiyse ve ortada 2 tane şampiyonluk varsa, elbette ki Aziz Yıldırım istifa derim.. Camia içindeki saygınlığı büyük ölçüde bitti, gerek sosyal medya üzerinden, gerekse bire bir dertleştiğimiz bir çok Fenerli benimle hem fikir, vefatını bekleyenler var..
Allah kimseyi bu duruma düşürmesin.. Bu saatten sonra Aziz Yıldırım sadece zarar yazar.. Fenerbahçe taraftarına da meyhane masalarında kahrolmak kalır: Çileeeee.. Çile kanaryam çile… Allah…!
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907